Giriş Saati : 27.10.2008 16:49 Güncelleme : 27.10.2008 22:09
Türk nişanlısı tarafından vurularak öldürülen 25 yaşındaki Nina Typol'un kalbi ile ikinci hayatını yaşamaya başlayan 26 yaşındaki Erol Mertkanlı, arkadaşları ile futbol oynarken aniden fenalaşarak hayatını kaybetti.
Erol Mertkanlı'nın bedeninde atan Nina'nın kalbi 2 bin 70 gün sonra durdu. İstanbul Pendik'te bir halı sahada ölen Erol, Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde kendisi gibi kalp rahatsızlığından ölen annesinin yanında toprağa verildi.
Erol Mertkanlı'nın ölümü Almanya'da yaşayan ve Nina'nın ailesini de ikinci kez evlat acısı yaşattı. Bielefeld şehrinde Çakmak ailesinin oğlu Hakan ile komşuları Marion-Klaus Typol çiftinin kızları Nina arasındaki arkadaşlık zamanla aşka dönüşmüş, nişan ile bu aşk aileler tarafından da onaylanmıştı. Hakan adam yaralama ve hırsızlık suçundan cezaevine girdiğinde Nina hamileydi.
2002 yılının Aralık ayında tahliye olan Hakan, geçici olarak sınırdışı edilince Nina'da henüz hayata gelmemiş çocuğunun babasının peşinden Türkiye'ye geldi. Göztepe'de bir yandan Hakan'ın askerlik işlemleri, bir yandan evlilik hazırlıkları iki gencin zaman zaman tartışmasına yol açıyordu. 4 Şubat 2003 günü Hakan'ın gündüz vakti içki içmeye başlaması en sert tartışmanın yaşanmasına neden oldu. Hakan, silahını çekip, Nina'nın kafasına iki kurşun sıktı.
EN ZOR KARAR
Yakınlarından yardım isteyen Hakan, Nina'yı Yeni İsviçre Hastanesi'ne kaldırdı. Genç kadının bir süre sonra beyin ölümü gerçekleşti. Doktorlar, 6.5 aylık hamile olan Nina'nın cihaza bağlı yaşatılması ve bebeğin dünyaya getirilmesi için çabalarken Marion-Klaus Typol çifti İstanbul'a gelmişti. Kızlarını kaybeden ancak bir torun sahibi olma şansı bulunan Typol çifti, suni beslenme ve suni solunumla yaşatılan bir bebeğin ileride sorun yaşabileceği düşüncesindeydi.
Yapılan yasal işlemler sonucu Nina'nın hamileliği kürtajla sonlandırıldı. Typol ailesi, önlerine uzatılan formu hiç tereddüt etmeden imzalayarak kızlarının organlarını bağışladı.
Bu imza İstanbul Üniversitesi Koşuyolu Kalp ve Eğitim Hastanesi'nde kalp nakli bekleyen o günlerde 21 yaşında olan Erol Mertkanlı için ikinci bir hayattı.
Nina'nın kalbi 8 Şubat 2003 günü 9 kişilik bir ekip tarafından Erol'a nakledildi.
Ölümle kalım arasında savaş verdiği Koşuyolu Kalp Hastalıkları Hastanesi'nde uzun süre yaşan Erol, hastane koridorlarında ÖSS sınavına hazırlandı, doktorların verdiği cep harçlıklarıyla yetindi ve hastalardan birinin ona sağladığı bursla dershaneye gitti. Erol'un tek istediği; öğretmen olup, kendi yaşamını kurabilmekti.
Ve Erol, Nina'nın kalbiyle girdiği üniversite sınavını kazanıp Marmara Üniversitesi'nin Elektrik Öğretmenliği bölümünü kazanmış, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde işe girerek artık kendi ayakları üzerinde durmaya başlamıştı.
İKİNCİ AİLEM
Her gün Nina için dua ettiğini söyleyen Erol'un bir hedefi daha vardı. Kendisini manevi evlat kabul eden Nina'nın ailesi ile daha da yakınlaşmak için Almanca öğrenmek. Annesi kalp nakli ameliyatından 7 ay önce ölen, babası ile görüşmeyen Erol, "Ablamlar var, ikinci ailem ise; bana bu hayatı veren Typol ailesi" diyordu. Nina için her gün dua ediyordu.
Erol kendisini o kadar iyi hissediyordu ki, onu yeni tanıyanlar, "Ben kalp nakli oldum" sözüne pek inanmıyordu
Arkadaşları ile buluşup, futbol oynuyorlardı. Hiçbir sıkıntı yaşamıyordu. Ama,10 Ekim günü Nina'nın kalbi "Artık yeter" dedi. Her zaman olduğu gibi kalebe geçti. Aniden fenalaştı. Arkadaşları ve doktorların çabası onu hayata döndürmeye yetmedi...