kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
26 Ekim 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat

Kötü kızdan çakma baronese Madonna

24.10.2008
Popun tartışmasız kraliçesi, 20. yüzyılın en çok satan kadın rockçısı, tüm zamanların en çok kazanan kadın sanatçısı unvanlarına sahip Madonna Louise Veronica Ciccone Ritchie, kısa bir süre sonra Ritchie soyadını artık kullanmayacak. Nihayet beklenen oldu ve Madonna ile parlak sinema yönetmeni Guy Ritchie sözcülerinin ortak yaptıkları bir basın açıklamasıyla evliliklerine son verme kararı aldıklarını açıkladı.
Önce İngiliz magazin basını ve tabii ki sonra ABD popüler dergileri yaklaşık 300 milyon poundluk bu boşanma öyküsünü dillerine doladı.
Madonna ve Guy Ritchie'nin boşanması kadar 2000 yılında yaptıkları evlilikleri de manşetleri süslemişti. Shibo Kalesi'nin büyük salonunda yaptıkları görkemli evlilik töreniyle karşılaştırabilecek tek şey, Diana ve Charles'ın kraliyet düğünü olabilirdi. İkili, Sting ve Trudie Styler'ın evinde bir akşam yemeğinde tanışmış, Madonna'nın ısrarlı takibi, Lock, Stock and Two Smoking Barrels ve Snatch filmleriyle parlayan yönetmen Ritchie'nin evliliğe razı olmasıyla sonuçlanmıştı. Ritchie'ye kadar hayatından pek çok erkek (ve iddialara göre kadın) geçmiş olan Madonna, benzer bir takibi de henüz Hollywood'a transfer olmayan Almodovar oyuncusu Antonio Banderas için de yapmış ama başarılı olamamış ve Banderas'ı, Melanie Griffith'e kaptırmıştı.
Boşanma davasının Britanya'da görülmesi halinde en az 100 milyon pound tazminat alması beklenen Guy Ritchie'ye karşı Madonna'nın 'milyoner savunması' yapması bekleniyor. Yani yaklaşık 300 milyon poundluk ortak servetlerinin önemli bir bölümünü evlenmeden önce edindiğini ileri sürmesi... Madonna bu davada kendisini temsil etmesi için Prenses Diana ile boşanma davasında Prens Charles'ı temsil eden avukat Fiona Shackleton'ı tutmuş durumda.
Buna karşılık Guy Ritchie'nin de aynı davada Prenses Diana'yı temsil eden Anthony Julius'ı tutması bekleniyor.
İkilinin ilişkisinin uzun bir süredir gerilimli olduğu biliniyor. Bunda en büyük neden olarak da Madonna'nın dünya turları ve iş yoğunluğunun aile yaşamını zedelemesi, evlat edinme konusundaki arzularının Ritchie'yi rahatsız etmesi gösteriliyor. Ritchie'yi Malawi doğumlu 13 aylık David Banda'yı evlat edinmeleri konusunda ikna eden Madonna'nın, Afrika doğumlu ikinci bir bebeği evlat edinme konusunda istekli olduğu, bunun da Ritchie'nin canını sıktığı öne sürülüyor.

80 VE 90'LARIN İKONU
80'li ve 90'lı yıllarda albümleri için yaptığı videolarda veya dünya turnelerinde dinsel ve cinsel öğeleri kullanarak hem Vatikan'ın hem muhafazakâr Katoliklerin ve Musevilerin tepkisini çeken Madonna'nın kariyeri artık çeyrek yüzyıla denk düşüyor. 80'lerde dansçı ve şarkıcı olarak başladığı kariyerine, sonra şarkı yazarı, müzik ve film yapımcısı, oyuncu, moda tasarımcısı ve yazarlığı da ekledi.
80'lerin ilk yarısında Madonna'nın görünümü ve giyim tarzı, genç kızları ve kadınları büyük ölçüde etkilemeye başlamıştı. Dantel büstiyerler, kapri pantolon üstüne etekler, file çoraplar, haçlı takılar ve beyazlatılmış saçlarıyla 80'lerin moda trendi oldu. Bu, hayatında ilk kez New York'a gelirken uçağa binmiş ve ilk taksisini New York'ta görmüş bir genç kadın için azımsanmayacak bir başarıydı. Bu dönemde çıkardığı Like a Virgin ABD'de ilk kez bir numaraya yükselen albümü oldu. 1970'li yıllarda para kazanmak için çektirdiği siyah beyaz çıplak fotoğrafları da Playboy ve Penthouse dergilerinde bu sırada yayımlandı.
Madonna o zaman bunları mahkeme kararıyla engellemeye çalıştı ama 1992 yılına gelindiğinde kendi kurduğu şirketten yayımlanan Sex adlı foto albümde provokatif pozlar vermekten kaçınmadı.
Videolarında yanan haçlardan, İsa'nın yara izi sembollerine kadar pek çok dinsel temayı kullandı. Bu seksi ve zeki kadının İsa'nın annesi olmadığı konusunda kimsenin kuşkusu yoktu.
Vatikan onu iki kez protesto etti. Oyuncu Sean Penn ile evlilikle sonuçlanan ateşli bir ilişki yaşadı. Ayrıldıktan çok sonra bile en büyük aşkının o olduğunu söylüyordu. Blond Ambition dünya turnesinde iki erkek dansçı onu okşarken mastürbasyon taklidi yaptı; Justify My Love'da ise sadomazo ilşkileri canlandırdı. 1993 yılında The Girlie Show'da da eli kamçılı bir dominatrix olarak karşımıza çıktı. Kişiliksiz 80'ler ve muhafazakar 90'lar boyunca aldırmaz, isyankar, değerlere ve tabulara saldıran tutumunu sürdürdü. Sean Penn, Warren Beatty, Vanilla Ice ile ilişkiye girdi, spor eğitmeni Carlos Leon'dan bir kız çocuk yaptı (1994). Adı bu erkeklerin yanı sıra Naomi Campbell, Sandra Bernhard gibi kadınlarla da anıldı. Kaçınılmaz olarak gey ve lezbiyenlerin de ikonluğuna soyundu. 60'lı yıllarda sutyenlerini yakan kadınlarla bugün sutyen ve büstiyerlere bütün paralarını yatıran kadınlar arasında bir geçiş figürüydü. Allah için özgürdü, ancak bu özgürlüğü, erkek fantezilerini süsleyen kadınlar gibi giyinme özgürlüğü olarak da eleştirildi.
Sonra 2000'lere geldik. 200 milyon albüm satmış Oscarlı, Altın Küreli ve Emmy Ödüllü bir sanatçı olarak yavaş yavaş duruluyordu. 2002'de çıkarttığı Ray of Light albümü üç Grammy kazandı ama 2003'te çıkarttığı American Life gibi o da satışlarda düşüşe işaret ediyordu.
Kabala takıntısı ve mistizim arayışı da, bir baronun oğlu olan Guy Ritchie'ye ilgisi de bu dönemde gelişti. Artık tüvid tayyörler giyen, ava, silaha ve malikanesinin yakınındaki pub'da bira içmeye meraklı üç çocuk annesi bir 'ikon'du.
Moda tasarımcısıydı ve giydiği çinçila kürk nedeniyle hayvan hakları örgütü PETA'nın hedefiydi.
Bush karşıtı tutumları nedeniyle Dixie Chicks, Amerikan muhafazakarları tarafından protesto edilmeye başlandığında birçok sanatçı onlara destek için yanlarına koştu. Başta Born in the USA adlı şarkısı Amerikan milliyetçilerinin marşı haline gelmiş Bruce Springsteen, Dixie Chicks'in ifade özgürlüğünü savunuyordu.
R.E.M., Lenny Kravitz, Beastie Boys gibi gruplar hem açık Bush karşıtı tutum alıyor, hem de Irak'ın işgaline karşı tavır alıyordu. Kiliseyi karşısına almaktan çekinmemiş Madonna artık, Amerikan muhafazakarlarına cephe almaktan çekinir hale gelmişti. "Bush karşıtı değilim, Irak yanlısı değilim. Barış yanlısıyım," American Life albümünün klipleri konusunda yaptığı savunmaydı.
80-90'ların edepsiz kızı, dünyanın en zengin kadınlarından biri olarak çakma barones rolüne hızla büründü. Bunu ona Britanyalı soylu kocası sağlamıştı. Şimdi yollarını ayırıyorlar. 25 yıldır pop dünyasını ve müzik endüstrisini büyük ölçüde belirlemiş bu kadın, 50'sinden sonra bize hangi yüzünü gösterecek, göreceğiz....
Haberin fotoğrafları