Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AK Parti hakkındaki kapatma davasını "Laikliğe aykırı eylemlerin odağı durumuna geldiği" iddiasına dayandırdığı için, doğal olarak Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararında laikliğin tanımı tartışmaları çok geniş bir bölümü oluşturdu. Daha açık ve kısa ifade etmek gerekirse, 580 sayfalık gerekçeli kararda neredeyse 580 laiklik tanımı yapıldı. Sonuç? Herkesin laikliğe kendi penceresinden bakması nedeniyle uzlaştırıcı bir formül ortaya çıkmadı. Çıkamazdı da. Neden? Cevabını tarafların tanımlarından aktaracağımız örneklerle vermeye başlayalım.
Başsavcı'ya göre laiklik İşte Başsavcı Yalçınkaya'nın çeşitli kaynaklardan alıntılarla beslediği laiklik tanımlarından birkaçı:
* "Laiklik, Ortaçağ dogmatizmini yıkarak aklın öncülüğü, bilimin aydınlığı ile gelişen özgürlük ve demokrasi anlayışının, uluslaşmanın, bağımsızlığın, ulusal egemenliğin ve insanlık idealinin temeli olarak bir
uygar yaşam biçimidir."
* "Laiklik, toplumların düşünsel ve örgütsel evrimlerinin son aşaması; ulusal egemenliğe, demokrasiye, özgürlüğe ve bilime dayanan
siyasal, sosyal ve kültürel yaşamın çağdaş düzenleyicisidir."
* "Laik düzende, devlet dinlere karşı tarafsız olup, devletin tarafsızlığı dinsel özgürlüklerin sınırsızlığı anlamında değildir. Devlet, hak ve özgürlüklerin korunması yönünden bu alanda düzenlemeler yapabilir ve sınırlamalar öngörebilir. Ancak bu sınırlamalar yapılırken, kuşkusuz bir dinin korunması ya da baskılanması amaçlanmaz; demokratik toplum gereklerine göre hareket edilir."
* "
Türkiye Cumhuriyeti'nin ve çağdaş demokrasilerin en önemli yapı taşlarından olan laiklik ilkesi ile
devletin akla ve bilim kurallarına göre kurumsallaşması amaçlanmıştır. Karşılıklı saygı, hoşgörü ve anlayışa katkıda bulunan
laiklik, ulusal birliğin de temelini oluşturmuştur."
* "Anayasa Mahkemesi değişik kararlarında tekrar ettiği laiklik anlayışını şöyle açıklamaktadır: 1- Dinin devlet işlerinde etkili ve egemen olmaması, 2- Dinin, bireyin manevi yaşamına ilişkin olan dini inanç bölümünde, aralarında ayrım gözetilmeksizin, sınırsız bir özgürlük tanınarak, dinlerin anayasal güvence altına alınması, 3- Dinin, bireyin manevi yaşamını aşarak toplumsal yaşamı etkileyen eylem ve davranışlara ilişkin bölümlerinde, kamu düzenini, güvenliğini ve yararını korumak amacıyla sınırlamalar yapılması ve dinin kötüye kullanılmasının ve sömürülmesinin yasaklanması, 4- Kamu düzeninin ve haklarının koruyucusu sıfatıyla, dinsel hak ve özgürlükler konusunda devlete denetim yetkisi tanınması."
AK Parti'ye göre laiklik Bunlar da AK Parti'nin yazılı savunmasındaki laiklik tanımları:
* "Çağdaş laiklik anlayışı, bir yandan
devlet düzeninin dini kurallara dayanmamasını, diğer yandan da devletin bireylerin sahip olduğu
din ve vicdan özgürlüğünü güvenceye almasını gerektirmektedir."
* "Laiklik, her türlü din ve inanç mensuplarının ibadetlerini rahatça icra etmelerini, dini kanaatlerini açıklayıp bu doğrultuda yaşamalarını, ancak inançsız insanların da hayatlarını bu doğrultuda tanzim etmelerini sağlar. Bu bakımdan laiklik,
özgürlük ve toplumsal barış ilkesidir."
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'in parti adına yaptığı sözlü savunmadaki tanımlardan da örnekler verelim:
* "Laiklik farklı yaşam biçimleri arasından birini tercih etmek olarak tanımlanamaz. Laiklik bir yaşam biçimi değil, tersine
farklı yaşam biçimlerini bir arada ve barış içinde yaşatan prensibin adıdır."
* "Laiklik her ferdin istediği inanca, mezhebe sahip olabilmesi, ibadetini yapabilmesi ve
dini inançlarından dolayı diğer vatandaşlardan farklı bir muameleye tabi kılınmaması anlamına gelir." AK Parti'nin kapatılması yönünde oy kullanan Anayasa Mahkemesi'nin 6 üyesi de laikliği tanımlamayı ihmal etmediler:
* "Laiklik, ulusal egemenliğe, demokrasiye, özgürlüğe ve bilime dayanan,
siyasal, sosyal ve kültürel yaşamın çağdaş düzenleyicisidir. Bireye kişilik ve özgür düşünce olanaklarını veren, bu yolla siyaset ile din ve inanç ayrımını gerekli kılarak
din ve vicdan özgürlüğünü sağlayan ilkedir." Yukarda belirttiğimiz gibi bu tanımlar yapılırken herkes kendi penceresinden gördüğünü aktarıyor. Oysa pencereler semtleri farklı, konumları farklı apartmanlarda yer alıyor. Üstelik kiminin penceresi dar, kiminin geniş. Kiminin penceresi denize bakıyor, kiminin dağa, kiminin ovaya. Ve hepsi de gördüğünü doğru aktarmasına rağmen, manzara farklılıkları nedeniyle ortaya bir tabloda bütünleştirilemeyecek kadar farklı parçalar çıkıyor.
Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararı önemli bir iş başardı: Türk hukuk ve siyaset literatürüne 580 sayfalık laiklik tanımı antolojisi kazandırdı. Teşekkürler!
Yayın tarihi: 25 Ekim 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/25//haber,D4B210645DC048749DD31B432940C69F.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.