Okurumuz Figen Güllü çok kızgın. Ama hiç de haksız değil. Bakalım siz de ona hak verecek misiniz? "Sevgili Yüksel Bey, geçmişte Türk halkının BBC dizilerini keyifle izlediklerini hatırlayabilecek yaştayım. Hâlâ daha Aşağıdakiler Yukarıdakiler dizisinin pek çok sahnesi aklımda. Ne oldu bize de hayatın her noktasındaki ucuzluğumuz, izlediğimiz dizilerde boy gösterdi. Dört yıl önce severek izlediğimiz ancak ikinci sezonda terk ettiğim bir dizi vardı. Başrol oyuncularından bir tanesini çok severdim. Daha sonra sürekli yeni dizilerde boy gösterdi. Ben de sabırla takip ettim. Kendisini şöhrete ulaştıran dizisindeki karakteri sanki her dizide yeniliyor. Acaba senaristler oyuncuya göre mi senaryo yazıyorlar. Bütün dizilerde; mutlaka zengin, mutlaka takım elbise, kravat, aynı model bol jöleli saç, 4X4 siyah araba, yetim ve yetimhane sahneleri, yanında çalışan bir hatunla aşk, himaye edilmesi gereken 3-4 yaşlarında erkek çocuk, araya giren başka kadınlar, hepsi birbirinden sadık hizmetkârlar.. Bununla da bitmiyor. Oyuncuya bakıyorsunuz, önceki dizilerindekinin aynı hareketler. Aynı ceket düğmesi ilikleme, manşet çekiştirme, ikide bir kravat çıkarma, bakış, gülüş, kızış... Her şey o kadar tekrar ki... Karşısındaki kadın oyuncuyu da tanıyorum. İnce, uzun... Beline kadar saç, melül bakış, ağır hareketler, baş önde, gerekirse ağır ağır kafa kaldırılıyor, hayatın sillesini yemiş, şefkat, tahammül, iyilik, fedakârlık abidesi. Tabii annesiz ve babasız... Eminim siz de bir yerlerden tanıyorsunuz. Sadece senaristler çalıp çırpmıyor. (Pardon esinlenmiyor) Oyuncular da artık ya kendilerini tekrar edip duruyorlar, ya da bir başkasının reyting garantili karakterini taklit ediyorlar. Bu kadar büyük paralara bu kadar beter işlerin ortaya konulduğu
televizyon dizilerine, izleyici olarak hakkımı helâl etmiyorum..."
Bugünkü Tüm Yazıları
'Hakkımı helâl etmiyorum'
Yayın tarihi: 25 Ekim 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/25/gny/haber,72CD6DA4F66E417B845C67ED727FDAE1.html
Tüm hakları saklıdır.