kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
24 Ekim 2008, Cuma
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Alkan Avcıoğlu:"Bardağın Dolu Tarafı"

SİNEMA
Giriş Saati : 24.10.2008 10:24
Güncelleme : 24.10.2008 18:31
Yeni Haber
"Hititler" ve "Gelibolu" belgesellerinin yönetmeni Tolga Örnek, ilk kurmaca filmi "DEVRİM ARABALARI"nda Türkiye'nin ilk yerli otomobili Devrim'i tasarlayan mühendislerin hikâyesini anlatıyor...
(...)

"Devrim Arabaları" gerçek olaylardan yola çıkılarak oluşturulan dramatik bir hikaye. Film, bugün çoğumuzun bilmediği, bilenlerin de "benzini bitip yolda kalan araba" olarak hatırladığı Devrim adı verilen otomobilin yapılış hikayesine odaklanıyor. Bu hikayeyi hatırlayacak olursak: 1961 yılında Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, tümüyle yerli üretim bir otomobil yapılmasını emretmiş ve bu görevi TCDD işletmesine vermişti.

Ancak ne var ki istenilen sadece Türkiye'nin ilk yerli otomobilinin yapılması değil, bunun 130 gün gibi kısa bir sürede yapılıp Cumhuriyet Bayramı'na yetiştirilmesiydi. Kulağa imkansız gibi gelse de 23 mühendis bu kısa sürede otomobili tamamlamayı başarmıştı. Ancak Cemal Gürsel'i Cumhuriyet Bayramı'na götürürken otomobilin benzini bitti ve bir skandal yaşandı.

Araç sadece 100 metre gidebilmişti. İşin aslı üretilen otomobilde bir problem yoktu. Eskişehir'den Ankara'ya trenle taşınan otomobile, yolda meydana gelebilecek kaza ihtimali düşünülerek benzin konulmamıştı. Ankara'ya geldikten sonra da otomobile benzin koymak unutuldu. Bu trajik olaydan sonra basının espri konusu olan Devrim otomobilinin seri üretiminden vazgeçildi. Cemal Gürsel'in "Garp kafasıyla araba yaptık, şark kafasıyla benzin koymayı unuttuk" sözü de tarihe geçti.

Türk mühendislerin 130 günde tamamı yerli malzemeyle sıfırdan araba üretmesi büyük bir başarıydı ancak Devrim otomobilinin hikayesi, bir başarı öyküsünden ziyade bir mizahi olay olarak hafızalara kazındı. "Devrim Arabaları", 'benzini bitip yolda kalan araba' hikayesinin perde arkasına, olayın unutulan ya da görmezden gelinen yönlerine dikkat çekmeye çalışıyor. Film, o gün orada bulunan 23 mühendisin bu görevi "Türk insanının makûs talihine karşı bir meydan okuma" olarak algılayıp, kariyerlerini ve aile hayatlarını riske atarak imkansızı gerçekleştirmeye soyunmaları üzerine

Bu süreçte 23 mühendis zamanla, yoklukla, politikayla, karşılarına çıkan sayısız engelle mücadele ediyorlar ve film bir yerden sonra bu mühendislerin azim ve inanç hikayesine dönüşüyor. Tolga Örnek'in temel hedeflerinden biri, Devrim otomobili hikayesinin hafızalardaki mizahi yaftalarından öteye geçebilmek.

Herkesin dilindeki 'devrim arabası, benzini bittiği için duran araba' cümlesinin bu 23 adamı nasıl yıktığını aktarmaya çalıştığını söylüyor. Bunu da bu mühendislerin çabalarını, hayatlarını ortaya koyuşlarını perdeye yansıtarak yapmaya çalışıyor. "Seyirci filmi izledikten sonra 'benzini bittiği için duran araba' sözünü eskisinden biraz daha zor söyleyebilirse, o zaman film başarılı olmuştur" diyor yönetmen.

(...)

"Devrim Arabaları" Tolga Örnek'in ilk kurmaca filmi olacak. Filmin bol karakterli bir dönem filmi olduğunun altını çizmek gerekiyor. Yönetmenin deyişiyle ilk kurmaca uzun metrajında böyle bir işe girişmek "atlamışken tam okyanusa atlamak" gibi. Ancak yönetmenin anlattıklarına bakılırsa "Devrim Arabaları" hesabı kitabı iyi yapılmış, düşünülüp taşınılmış bir atlayış. Tolga Örnek, büyük prodüksiyon tecrübesini, çalışma disiplinini ve teknik anlamdaki olgunluğunu ilk kurmaca filmine aktarabilecek gibi gözüküyor. Film hakkında şimdiden bir şey söylemek elbette mümkün değil, ancak "Devrim Arabaları"nın majör bir set çalışması olarak Türk sinemasında endüstri anlayışının yerleşmesinde olumlu katkıları olacağı muhakkak.