Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, sosyal güvenlik reformu ve sağlık alanında getirilen düzenlemelere yönelik haksız eleştiriler yapıldığını öne sürdü.
Çelik, "Gerek kayıt dışılık gerek sosyal güvenlik gerek genel sağlık sigortası bunlar Türkiye'nin en büyük temel meseleleri ve sorunlarıdır. Bu kadar önemli konuları bu şekilde sulandırarak, kamuoyuna takdim etmek ve bindiğiniz dalı kesmeye çalışmak öyle tahmin ediyorum ki bu ülkenin vatandaşlarının yapmaması gereken bir olaydır" dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, sosyal güvenlik reformu, sigortacılık ve sağlık alanında getirilen düzenlemeler ve 1 Ekim 2008 sonrasındaki uygulamalara ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'nda (SGK) basın toplantısı düzenledi. Bakan Çelik yaptığı konuşmada, tüm ekonomik kurum ve kuruluşların küresel finans krizine ilişkin gelişmeleri yakından takip ettiğini dile getirdi. Çelik, Merkez Bankası, BDDK ve TMSF'nin üzerine düşen reformları gerçekleştirdiğini, böylece krizin etkisinin diğer ülkelere göre daha düşük yaşandığını söyledi. Çelik, küresel finans krizinin uzun dönem dünya gündeminde kalmamasını umduklarını vurguladı.
Sosyal güvenlik reformu uygulamasıyla ücretlerin banka aracılığıyla ödenmesi düzenlemesinin getirildiğini kaydeden Çelik, yükümlü olduğu halde banka üzerinden ödenmeyen ücretler için cezai yaptırımlar getirildiğini söyleyerek, "Bu yönetmelik taslağına göre 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren Türkiye genelinde 10 ve üzerinde işçi çalıştıran işverenlerin işçi ücretlerini banka vasıtası ile ödeme durumu getirildi. Bu işletmelerin toplam işletmeler içindeki oranı yüzde 15, işçi sayısı bakımından yüzde 71'ini oluşturmaktadır" dedi. Çelik, kuruma bildirim yükümlülüğüyle özel hayatın gizliliğini ihlal eden bazı düzenlemeler getirildiği yönünde yorumlar yapıldığını vurgulayarak, söz konusu yorumlara katılmadıklarını ve bu yorumların doğru olmadığını söyledi.
Bakan Çelik sözlerini şöyle sürdürdü:
"YASANIN MUTLAKA EKSİĞİ OLACAK"
"Gerek kayıt dışılık gerek sosyal güvenlik gerek genel sağlık sigortası bunlar Türkiye'nin en büyük temel meseleleri ve sorunlarıdır. Bu kadar önemli konuları bu şekilde sulandırarak, kamuoyuna takdim etmek ve bindiğiniz dalı kesmeye çalışmak öyle tahmin ediyorum ki bu ülkenin vatandaşlarının yapmaması gereken bir olaydır. Eleştiri saygı değerdir, eleştirilmesi gerekiyor. Bu kadar kapsamlı bir yasanın dört dörtlük olması gibi bir şey söylemek ve iddia etmekte doğru değildir. Mutlaka eksiği olacaktır, eksiklerimizde olacaktır ama onları tamamlayacak parlamentomuzda vardır, yasama faaliyetlerimizde vardır idari kararlarımızda olacaktır. Fakat olmayan şeyleri eleştiri konusu yapmak ve olmayan şeylerle insanların kafasını bulandırmayı da doğru bulmadığımızı ifade ediyorum."
Denetimler ve idari para cezaları konularına da değinen Çelik, sağlık alanında 2-3 hastane ile ilgili gelecek günlerde suç duyurusunda bulunulacağını kaydetti. Yaygın şekilde denetimlerini sürdürdüklerini dile getiren Çelik, "ALO 170 İhbar Hattı"na da gelen çağrıların anında değerlendirmeye alındığını söyledi. Kayıtlı istihdamın teşvik edilmesi projesinin yine 2009'da da uygulamada olacağını kaydeden Çelik, "AB çerçevesinde hibe krediler söz konusu, bunları biz kayıtlı istihdamın teşviki projelerinde kullanmaya devam edeceğiz" dedi.
250 BİN HASTA KAMUDAN ÖZELE YÖNELDİ
Özel hastanelerin sigortalılardan aldıkları fark ücretinin 1 Temmuz'dan itibaren yüzde 30 ile sınırlandırıldığını belirten Çelik, bu uygulamayla kamudan özel sağlık kuruluşlarına 2 aylık sürede 250 bin hasta yönelişi olduğunu söyledi. Çelik, sağlıktaki gelişmeleri yıl sonuna kadar elde edilecek veriler ışığında değerlendireceklerini belirtti. Yüzde 30 sınırlamasından sonra SGK ile sözleşmesini iptal eden sağlık kuruluşları sayısının 20 olduğunu dile getirerek, "Hastanelerle branş bazlı anlaşma yapılması ile ilgili teknik çalışmalarımızı şu anda sürdürmekteyiz. Önümüzdeki ay içinde bununla ilgili nihai bir noktaya gelmiş olacağız" dedi.
Çelik, Kurumun toplam sağlık giderinin 2007 sonu itibariyle 19.9 milyar YTL olduğunu ifade etti. Bu yılın ilk 8 ayındaki sağlık harcamasının ise 16 milyar 944 milyon YTL olarak gerçekleştiğini dile getiren Çelik, SGK'nın 2009 sağlık bütçesinin yaklaşık 29 milyar YTL olmasının öngörüldüğünü söyledi.
SEVK ZİNCİRİ UYGULAMASI BAŞLATILACAK
Çelik, 1 Ekim'de yürürlüğe giren yeni Sağlık Uygulama Tebliği ile birçok yenilik getirildiğini vurgulayarak, "Aile hekimliği uygulamasının başladığı illerimizden Bayburt, Isparta, Gümüşhane ve Denizli'de 1 Kasım 2008 tarihinden itibaren ilk müracaatın aile hekimliğine yapılma zorunluluğu, yani sevk zinciri uygulaması başlatılacak" diye konuştu. Bakan Çelik, söz konusu uygulamaya ilişkin şunları kaydetti:
"Aile hekimliğinin uygulandığı diğer 19 ilimizde de sevk zincirini 1 Ocak 2009'dan itibaren uygulamaya koymayı hedefliyoruz. Söz konusu uygulama ile ikinci ve üçüncü basamak sağlık tesislerinde gereksiz müracaatlar nedeniyle oluşan mali kaynak, insan gücü ve zaman israfının önlenmesi sağlanacak. Aile hekimliğinin uygulandığı gelişmiş ülkelerde ayaktan tedavilerin yüzde 85'i birinci basamakta yapılmaktadır. Bu oran yüzde 60 olarak ülkemizde ele alındığında dahi ülke çapında aile hekimliği uygulaması halinde 3.3 milyar YTL'lik tasarruf mümkün olacak. 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren aile hekimliği uygulanan 23 ilde sevk zinciri uygulamasına geçilecek olursa yaklaşık 650 milyon YTL tasarruf sağlanacak."
"KRİZ UZARSA İSTİHDAM OLUMSUZ ETKİLENİR"
Toplantı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çelik, küresel finans krizinin Türkiye'ye etkilerine ilişkin sorulan soruya, "Umuyor ve diliyoruz ki küresel kriz uzun bir zamana yayılmasın. Bunun uzun sürmesi demek iki sorunla bizi karşı karşıya bırakıyor. Birinci olarak ciddi bir kredi daralması olacak ve ikinci olarak talep daralması meydana gelecek. Talep daralması demek ihracat yaptığın ülkelere yeterince ihracat yapamama durumu ile karşı karşıya bırakacak, üretim yapamamaya dönüşecek. Bu istihdamı olumsuz şekilde etkileyecek" dedi. Çelik, Türkiye'nin söz konusu küresel finans krizinin uzun sürmemesi durumunda avantajlı olduğunu dile getirdi. Çelik, yasaya ilişkin Anayasa Mahkemesi sürecisinin devam ettiğinin hatırlatılması üzerine "Ciddi bir sorun çıkacağı kanaatinde değilim" diye cevap verdi.