kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
4 Ekim 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
ERGUN BABAHAN

Üniversite ve demokrasi

Üniversite fikirlerin özgürce ifade edilip geliştirildiği ortamlardır.
Bu en azından özgür üniversite fikrinin geliştiği ülkeler için geçerlidir.
O nedenledir ki, büyük bir imparatorluk mirasçısı olmasına rağmen bu topraklar dünya çapında bir bilim veya sanat adamı yetiştirmekte zorlanmıştır.
Tek tip bilim anlayışı, tek tip bilim adamı ve tek tip öğrenciyle noktalanmıştır. Bu, her türlü renk farkını reddeden, tonları görmezden gelen bir anlayışla sonuçlanmıştır.
Gelinen nokta, son kertede devletten veya onun temsil ettiği anlayıştan yana olma veya onun karşısında olma durumudur.
Siyah veya beyazın egemen olduğu, bırakın sarıyı maviyi, grinin bile kendisine yer bulmakta zorluk çektiği bir atmosferde demokratik düşünce geleneğinin gelişip kök salması imkânsız değilse bile çok güçtür.
Bu, Türkiye'nin kendisine aydın diyen kesiminin gerçeği veya doğruyu bulmaktan çok, devleti kurtarmayı misyon edinmesinin doğal sonuçlarından biridir.
Bu anlayışın bir çarpık sonucu da, belirli ölçüde karşıtının düşünce çerçevesini belirlemesinde yatmaktadır.
Bu düşüncenin karşısında olanlar da doğrunun veya gerçeğin peşinde olmaktan çok, kendi haklılarını kanıtlamakla uğraşmaktadır.
Böyle bir ortamda. Anayasa Mahkemesi raportörü Doçent Dr. Osman Can'ın görevine son verilmesi üniversitenin düşünce özgürlüğüne indirilmiş faşizan bir darbe olarak görülmemektedir.
Tıpkı Boğaziçi Üniversitesi'nin yeni rektörünün bilim adamı değil de, memur anlayışıyla davranıp bu köklü eğitim kuruluşunun özgürlükçü ve demokrat geçmişini reddetmesi gibi.
Bir ülkede herkesin barışçıl fikirlerini, bilimsel düşüncesini özgürce ifade ettiği, kurulu düzen hakkındaki fikirlerini ifade etme hakkı olduğu bir üniversite ortamı oluşturulmadan, gerçek demokrasi kurulmaz.
İster 10, ister 30 partiniz olsun.
Tek sesli 30 partiyle hep aynı türküyü söylersiniz unutmayın.