İki kaçırılmaz sergi

Hayır, Dali sergisini kastetmiyorum. Onu henüz görmedim. Ama anlaşılan tanıtıma ihtiyacı da yok, dolup taşıyor. Bunu büyük sevinçle karşılamamak mümkün mü? Ben geçen hafta aynı gün açılan iki sergiye gittim. Ve çok mutlu oldum. Yapı Kredi'nin Galatasaray'daki Vedat Nedim Tör salonunda, 'Afrodisias'tan Roma Portreleri' sergisi açıldı. Birkaç kez gezip çok mutlu olduğum, Aydın ili dahilindeki bu antik kente bu yılki Ege tatilimizden dönerken uğrayıp yeni açılan Sevgi Gönül salonunu gezmeyi çok istedim. Ama mümkün olmadı. "Böylece ayağımıza geldi," demiyorum, çünkü o salondaki heybetli işlerle bu küçük parçalar apayrı şeyler. Ama bu sergi de çok güzel. Genelde Helenistik (Yunan dönemi) sanatla kıyaslanıp hep küçük görülen Roma heykelciliğinin kimi en güzel örnekleri var burada... O mermer başlar, incelikle tasvir edilmiş ayaklar, beden bölümleri, mimari parçalar mutlaka görülmeyi gerektiriyor. Ve de elbette yine muhteşem bir kitap... Gelmişken karşı salondaki Fausto Zonaro sergisine de göz attım: Dolmabahçe Sarayı'nda yaşamış ve onca resim yapmış bu İtalyan ressamının eserleri de ilginç. Tepebaşı'ndaki Pera Müzesi'ndeyse üç kata yayılmış bir sergi açıldı: 'Doğu'nun Cazibesi'. Sergi, hemen hepsi başta Tate olmak üzere İngiliz müze ve koleksiyonlarından getirilmiş parçalarla, İngilizlerin son birkaç yüzyıldır bize ve genelde Doğu'ya nasıl baktıklarını anlatıyor. 'Britanya Oryantalist Resmi' başlıklı sergi, birbirinden ilginç tablolar içeriyor. Ve belki çok daha genel bir şeye ışık tutuyor: Batı ve Batılı bizi nasıl görüyor? Biz gerçekten Batı'nın gördüğü gibi miyiz? Yoksa Batı bize belli bir hayal gücü ve idealizasyon çerçevesinden mi bakıyor? O harem, saray, mahalle, sokak, kahve veya Türk evi resimlerine bakarken, bu soruyu sormamak mümkün değil. Elbette bu görkemli serginin de çok güzel bir kitabı var, meraklıları için hazine değerinde...