Sağlık ve güzellik... Birbirinden ayrılamaz. Magazin kapaklarında gördüğümüz kadınlar, bir gram fazlası olmayan incecik vücutları ile poz verirlerken sanki içlerinden enerji fışkırıyormuş gibi sağlıklı görünüyorlar. Belki inanması zor ama 'zayıf' olmak her zaman bu kadar 'in' değildi. Leonardo da Vinci'nin meşhur tablosu Mona Lisa, Rubens'in nü tablolarındaki kilolu kadınlar, hatta zamanın seks sembolü Marilyn Monroe bile dolgun vücudu ile güzelliğin şimdiki tanımı olan 'zayıflık'tan çok uzaktalar... Eskiden kilolu olmak zenginliğin, gücün bir göstergesiydi. Şimdi ise tam tersi... Zenginler, kilo vermek için diyetisyenleri ve de trainer'ları ile yaşıyorlar.
KABAHAT KİMDE?
Peki bu noktaya nasıl geldik? Yani bir kilo fazladan kurtulmak için yorgun savaşçı gibi yaşamaya... Bütün kabahat Twiggy ve Kate Moss'ta mı? Kadınlar, bir başka kadın görene kadar vücutlarında bir problem hissetmiyorlar. Çoğu kadın kendisini diğer kadınlardan daha akıllı, daha espirili olarak görüyor da, nedense kilolarını karşılaştırınca kendisini daha kötü hissediyor? Hem de birkaç kilo fark için bile.. Geçenlerde Ayşe Arman da yazmıştı, "5 kilo fazlamı çok dert ediyordum" diye... Gittiği zayıflama kampında üç kilosunu vermiş de, hâlâ geri kalan ikinin hesabını yapıyordu. Science Daily internet sitesindeki bir habere göre, kendini şişman hissedenler, şişman olanlardan daha mutsuzmuş.
ŞİŞMANLARMIŞ!
Özellikle genç kızlardaki beslenme bozuklukları insanların vücut imajları hakkında ne kadar nörotik olabileceklerini gösteriyor. Buna ben de çok şahit oluyorum. American University'deki derslerime gelen öğrencilere ödevlerinin bir parçası olarak kendilerini nasıl hissettiklerine dair günlük tutturuyorum. Çoğu güzel oldukları halde, kendilerini şişman hissediyor. Bunun sonucunda da anoreksiya, bulimia gibi belirtiler başlıyor. Buna rağmen, fazla kilosunu problem etmemeyi tercih edenler de var. Kilolu bir bayan öğrencimin yazdığının bir bölümünü sizlerle paylaşmak isterim: "...Şişman olmayanların bilmeleri gereken bir şey var: Şişman insanlar kilolarını düşünüldüğü kadar sorun yapmıyor, en azından kilo saplantısı olan zayıf insanların düşündükleri kadar... Tabii ki, zayıf olmayı tercih ederim. Mesela; mini etek giydiğimde güzel görünmek için.. Ama hayatımın her dakikasını da şişmanlığımı dert ederek geçirmek istemiyorum."
RESİMDE OBEZİTE!
Eserlerinde çağımızın toplumsal sorunlarını işleyen ressam Özgür Korkmazgil 'Gastronomik Orgazm' adlı sergisinde obeziteyi konu almış. Obeziteyi çirkin bulduğu için değil, toplumun çirkinleştirici kavramlarını resimlediğini söyleyen sanatçı, "Obezler meseleyi, psikolojik olarak iyi göğüsleyebilirlerse toplumda daha rahat olabiliyorlar" diyor. Ben sergiyi çok ilginç buldum. Korkmazgil'in sergisi, 16 Ekim'e kadar Beyoğlu Casa Dell'Arte Galerisi'nde.
Yayın tarihi: 27 Eylül 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/27/gny/demirkan.html
Tüm hakları saklıdır.