Giriş Saati : 26.09.2008 11:25 Güncelleme : 26.09.2008 19:17
Türkiye'de ilk defa obez hastaların yaşam kalitesini bilimsel yöntemlerle ölçen 'Obezlere Özgü Yaşam Kalitesi Ölçeği' geliştirildi.
Ege Üniversitesi (EÜ) Hemşirelik Yüksekokulu İç Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Çiçek Fadıloğlu'nun danışmanlığında EÜ Ödemiş Sağlık Yüksekokulu Araştırma Görevlisi Nazmiye Çıray Gündüzoğlu'nun hazırladığı 'Obezlere Özgü Yaşam Kalitesi Ölçeğinin Geçerlilik ve Güvenilirliğinin İncelenmesi' konulu yüksek lisans tezi bir ilke imza attı.
Sözkonusu tezle Türkiye'deki obez hastaların yaşam kalitesini bilimsel yöntemlerle irdeleyen ölçeğin, ülke şartlarına uyarlandığını belirten Prof. Dr. Fadıloğlu, "Oldukça önemli bir halk sağlığı problemi haline gelen obezite, önceleri sağlıklı olmanın göstergesi olarak algılanmaktayken günümüzde beraberinde kişiye yüklediği ek hastalıklar ve sosyal sıkıntılar sebebiyle kronik, ilerleyici ve ölüme yol açan bir hastalık olarak kabul edilmektedir.
Obezite fiziki, emosyonel ve sosyal iyilik durumlarını, yani yaşam kalitesini büyük oranda olumsuz etkilemektedir. Toplumda obezitenin ortaya koyduğu sıkıntıların en önemlisi, yaşam kalitesi ve beklentisini bozması ve beraberinde getirdiği hastalıklara bağlı olarak genç yaşta ölümlere sebebiyet vermesidir. Şişmanlık, organik bozuklukların yanında psikolojik bozukluklara da yol açmaktadır. Sosyal yalıtım, kendine güvenin azalması, depresyon ve azalmış iş becerisi, bu komplikasyonlardan en çok gözlenenlerindendir." dedi.
Toplumun şişmanlığa gösterdiği reaksiyon sebebiyle obez kişilerde anksiyete, depresyon, suçluluk duygusu ve benlik saygısında azalma gibi durumlar görüldüğünü açıklayan Fadıloğlu, "Obez fertler, çalışma yaşamında da daha az kalifiye olarak değerlendirilmektedir. En büyük sosyal sıkıntılarından birisi iş yaşamı, sosyal yaşam ve kişiler arası ilişkilerdeki önyargı ve ayrımcılıktır." şeklinde konuştu.
Fadıloğlu, bu çalışmayla obezlere özgü yaşam kalitesi ölçeğinin Türk toplumuna uyarlanarak yaşam kalitesinin arttırılmasının hedeflendiğini kaydetti. Obezlere Özgü Yaşam Kalitesi Ölçeği'nin yüksek güvenilirlik ve geçerlilik göstergelerine sahip bir ölçme aracı olduğu sonucuna vardıklarını açıklayan Fadıloğlu, "Araştırma sonuçlarına dayanarak, bu ölçeğin ülkemizde obez fertlerin yaşam kalitesinin belirlenmesinde kullanılmasını öneriyoruz." dedi.
Araştırmanın örneklemini EÜ Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Anabilim Dalı Obezite Polikliniği ile Ege Hasta Obez Derneği'ne başvuran, beden kitle indeksi 30 ve üzeri olan 170 obez kişinin oluşturduğunu belirten Çiçek Fadıloğlu, şunları söyledi: "Çalışmaya katılanların yüzde 32.4'ü 18-44, yüzde 34.1'i 45-54, yüzde 33.5'i 55 ve üzeri yaş grubunda yer almıştır.
Yüzde 77.1'i kadın, yüzde 22.9'u erkektir. Yüzde 55.9'unun anne ve babasının kilolu olduğu, yüzde 65.3'ünün ailesinde başka kilolu fertler de bulunduğu belirlenmiştir. Yüzde 15.9'unun şeker, yüzde 20.6'sının hipertansiyon, yüzde 4.1'inin kalp, yüzde 3.5'inin osteoporoz hastası olduğu görülmüştür. Yüzde 67.7'sinin beden kitle indeksine göre birinci derece, yüzde 25.4'ünün ikinci derece ve yüzde 8.9'unun üçüncü derece şişman olduğu saptanmıştır."