kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
21 Eylül 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Magazin Sağlık Televizyon Yazarlar Kültür Sanat
 
24 Saat
24 Saat

'Feride' zavallı biri değil Türkiye'nin ilk feministi!

ECE SARUHAN
19.09.2008
Tiyatro Kedi, Reşat Nuri Güntekin'in 'Çalıkuşu' adlı romanını sahneye uyarladı. Oyunun başrolünde yer alan Ebru Cündübeyoğlu ve Atılgan Gümüş, "Romandaki 'Feride' aslında bir kahraman! Cesareti; tüm kadınlara örnek olmalı" diyor.....
Reşat Nuri Güntekin'in ölümsüz eseri 'Çalıkuşu' Tiyatro Kedi tarafından sahneye uyarlandı. Yapımcılığını İpek Kadılar Altıner, yönetmenliğini ise Hakan Altıner'in üstlendiği oyunda; 'Kamran' karakterini Atılgan Gümüş canlandırıyor. Sinemada Türkan Şoray, televizyonda Aydan Şener tarafından canlandırılan 'Feride' karakteri ise oyunda, üç farklı oyuncunun yorumlarıyla hayat buluyor. Bu oyunculardan biri olan Ebru Cündübeyoğlu şöyle konuşuyor:

ÜÇ DÖNEM, ÜÇ OYUNCU!
"Oyunda Feride'nin çocukluk dönemini Dilek Aba, ilk gençlik dönemini Elif Çakman, gençlik yani İstanbul'dan Anadolu'ya gittikten sonraki dönemini ise ben canlandırıyorum. Çok farklı bir reji oluşturduk. Tüm dönemler birbirinin içinden geçip, birbirine şahitlik ediyor. Feride, sık sık kendiyle yüzleşiyor. Bir sahnede çocukluğundan gençliğine, bir başka sahnede gençliğinden çocukluğuna bakıyor. Oyun; 1920'li yıllarda yaşayan bir kadının İstanbul'dan Anadolu'ya uzanan mücadele dolu yaşamını, bu üç Feride'nin üzerinden anlatıyor." Cündübeyoğlu ve Gümüş; Çalıkuşu'nun Türkiye'de çok az rastlanan bir kadın kahramanın öyküsü olduğunu söylüyor. Kurulalı beri hep fare tutmayı başaran Tiyatro Kedi, 'Çalıkuşu'yla da seyircileri 12'den vuracağa benziyor...

* 'Çalıkuşu'nu tiyatro sahnesine taşımaya nasıl karar verdiniz?
Atılgan Gümüş: İpek Kadılar Altıner ve Hakan Altıner'le oturuyorduk. 'Çalıkuşu', ilkokul yıllarından itibaren herkese okutulan bir roman ancak hep eksik aktarılmış ve yanlış anlaşılmış. Aslında Reşat Nuri Güntekin, Atatürkçü bir mesaj veriyor kitapta. Aslında Feride, Türkiye'nin 'Jeanne d'Arc'ıdır. Biz de içinden geçtiğimiz dönemde, ülkemizin Ferideler'e ihtiyaç duyduğu düşüncesinden hareketle, oyunu sahnelemeye karar verdik. Bu kararı alır almaz, kamuoyu yoklaması yapmak için oğlumun dadısına; "Bu roman oyun olsa, izler misin?" diye sordum. "Koşarak giderim izlemeye. Hayatımın romanıdır" dedi. Bence birçok insan böyle düşünecek.

KAMRAN'A TEŞEKKÜR ETMELİ!
* Feride'yi Fransızlar'ın milli kadın kahramanı Jeanne d'Arc'a benzettiniz ama biz aşkı uğruna sefil olan, kendisini aldatan adamdan kaçmak için Anadolu'ya göçen biri olarak tanıdık onu...
A.G.: Dediğin gibi; bize anlatılan Feride ağlak biriydi. Ama kitabı doğru okuduğunuzda; Feride'nin 1920'lerde bir kadının asla cesaret edemeyeceği bir işe kalkıştığını görüyorsunuz. Kadınlık gururu için yaşadığı hayattan, lüksten, şımartıldığı yerden vazgeçip; kendini mesleğine yani öğretmenlik yapmaya adıyor. Bana sorarsanız; eğer feminizm diye bir şey varsa, Feride onun başladığı noktadır. Bir kadının isterse nelerin üstesinden gelebileceğini gösteren bir örnektir. O dönemde Reşat Nuri bunu ayan beyan söyleseydi; bedelini kellesiyle ödeyebilirdi. Bu yüzden, çok ince ince vermiş bu mesajı. Feride aşkından dolayı bu işlere kalkışıyor gibi görünse de; aşk aslında sadece bir vesile. İnsanlar oyuna geldiklerinde hiç öyle sulu zırtlak, zavallı bir Feride görmeyecekler. (Gülüyor) Ebru Cündübeyoğlu: Feride kendisiyle Anadolu'ya çıktıktan sonra yüzleşiyor. Yaşadığı şeyler onu kamçılayıp, dik durmasını sağlıyor. Omzuna yeni yükler bindikçe kamburlaşan değil, hayata kafa tutan biri. Beni, en çok bu etkiledi. Feride ağlayan, sürünen, ezilen bir kız değil. Hayatın tokatlarını yedikçe diriliyor.

* Romanı okurken kızdığımız Kamran, Feride'nin hayatında bir sıçrama noktası oluşturuyor yani öyle mi? Başka bir deyişle; bir çalı gibi Feride'ye batıyor ve ona Çalıkuşu olup, özgürlüğüne doğru uçmayı öğretiyor...
E.C.: Çalı! Evet; çalısın sen Atılgan.
A.G.: Buyur canım. (Kahkahalar) Aynen öyle Ece. Kamran; fitilin ateşlendiği yer. Kamran aslında Feride'nin içinden çıkamadığı bir kafes değil. Aksine belki de hapsolduğu kafesin kapağını açmasını sağlayan kişi. Tabii ki Feride Kamran'a aşık ama öyküsü bundan ibaret değil. Annesi küçük yaşta ölmüş, babasıyla fazla diyalogu yok, yatılı okuyor ve yetim muamelesiyle el üstünde tutuluyor. Bunların yapmacıklığından sıkılmış zaten. Kamran sadece bardağı taşıran son damla oluyor. Bahanesi oluyor gitmek için.
E.C.: Feride, Kamran'a teşekkür etmeli çünkü kim olduğunu gösteriyor ona. Hepimizin hayatında, bize itici güç olan böyle insanlar var.

KİMSE İMKANSIZI ARAMASIN!
* Benziyor mu Feride size?
E.C.: Aşk acısı benim hayatımı değiştirecek bir itici güç oluşturmazdı. Ama yola çıktıktan sonra yaşananlar, beni de hep dik tutar. Bir yola çıktıysam, her şeyi göze alıp o yolda giderim.
A.G.: 'Bir müsibetten bin hayır doğar' lafının gerçekleştiği noktadır Kamran'ın yaptığı. Feride'yi aldatma şekli de çok naif. Günümüzde ayyuka çıkmış şekilde yapılan bir sürü şey var.

* Ayyuka çıkmayınca naif mi oluyor?
A.G.: (Kahkahalar) Yok! O zamanki toplumda, erkek her istediğini yapar mantığı var. Kamran üzmek için değil, normal diye aldatıyor.
E.C.: O kadar da normal değil Atılgan ya!

* Evet; adamın mayasında bozukluk var...
E.C.: Hah, yani. (Kahkahalar)
A.G.: Bu; günümüzde de yapılıyor ama.
E.C.: Ama o dönemde ilişkiler daha mesafeliymiş. Aldatmak da zormuş aslında.
A.G.: Kendi adına konuş şekerim. Erkekler öyle değildir; erkekler yapar.

ERKEKLERİN YÜZDE 98'İ ALDATIR!
* Yapmayanı yok mudur Atılgan Bey?
A.G.: Ben henüz rastlamadım. Öyle birini arıyorsan, sana söyleyeyim; imkansızı arıyorsun. O, biraz zor bir şey arkadaşlar. (Kahkahalar) Eşyanın tabiatına aykırı şeyleri beklemeyin.
E.C.: Ooooo...
A.G.: Eee, tabii. Kimse kimseyi kandırmasın. Bütün erkekler yapıyor bunu. Hepsi aldatıyor.
E.C.: Genelleme yapmayalım. Oyunda Tarık Pabuççuoğlu'nun canlandırdığı Dr. Hayrullah gibi erkekler de var bu hayatta. Feride ile evleniyor ama ona dokunmuyor bile.
A.G.: Eee, peki. Umut güzel bir şeydir tabii. (Kahkahalar) Erkeklerin yüzde 98'i aldatır. Kamran da bu ekibe dahildir. Feride feministlerin başıysa, Kamran da çapkınların başıdır.

* Siz benziyor musunuz Kamran'a?
A.G.: Evet, benziyorum. (Kahkahalar)

* Ekşi Sözlük'te biri; 'Birgün bir genç kız Feride gibi aşık olacaktır. Hem de Kamran gibi bir öküze olacaktır büyük ihtimalle' demiş...
A.G.: Möööö! (Kahkahalar) Haklı. Benim dediğimle örtüşen bir yorum. Sizin daha çok hoşunuza giden kısımdır yüzde 98. Bir şeyleri kamçılayabilmek için her kadın Kamran'ı arar.