kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
20 Eylül 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat

Yusuf Şahin'e veda

ATİLLA DORSAY
ATİLLA DORSAY
31.07.2008
BBC Türkçe Yayınlar bölümü tâ Londra'dan telefon ederek benden uzun uzun görüş almasaydı, Yusuf Şahin üzerine yazacağım yoktu. Nasılsa 100 Yılın 100 Yönetmeni kitabıma almıştım ve zaten bizde pek tanınan bir sinemacı değildi. Ama BBC'nin takipçiliği beni de uyardı. Ve onu özetle hatırlatmayı gerekli buldum. 1925 doğumlu yönetmen, Arap aleminin 20. yüzyıldaki önde gelen sinemacısıydı: Uluslararası üne erişen belki tek isim... Mısır Hıristiyanı olması, bu ülkede hep bir azınlık statüsünde olmasını doğurmuş, o da bundan yararlanarak toplumuna hep sevgiyle, ama bir ölçüde dışardan bakma yeteneğine kavuşmuştu. Daha 1950'lerden başlayarak, o zamana dek melodram ve şarkılı filmlerden başka şey bilmeyen Mısır'a gerçekçi sinemayı armağan etmişti: Merkez Garı, Toprak, Seçim gibi filmlerle... Ama tarihsel filmi (Selahaddin Eyyubi, Elveda Bonapart), Brechtçi müzikali (Yüzük Satıcısı, Harika Çocuğun Dönüşü) veya özellikle Filistin konusunu ve Arap-İsrail çatışmasını deşen siyasal filmleri de denemişti: Serçe, İskenderiye...Niçin?, Bellek... Bu sorunlara aşırı milliyetçilikten uzak hümanist yaklaşımı kadar, eşcinsel kişiliği nedeniyle Arap alemindeki gizli eşcinselliği de deşen tavrı hep eleştiri almıştı. Göçmen adlı, Hazret-i Yusuf üzerine dinsel alegorisi ise onu Kahire'de yargıçların önüne sürüklemişti. Bu tartışılan ve son filmlerinde de başarısız kalan yönetmen, ülkesinin ve coğrafyasının sinemasına çok şey katmış bir sanatçı olarak anımsanacak.