Medya alanında yeniden yapılanma gereği

Yazan: Hüseyin Hatemi

Medya kuruluşları; Ticaret Hukuku alanının örgütlenme amaçları ile asla uyuşamaması gereken kuruluşlardır.
Basın hürriyetinin amacı ile kazanç hürriyetinin amacı ve varlık sebebi; "hikmet-i vücud"u birbirinden ayrıdır.
Kazanma hürriyeti; insan hakkı temeline dayanan ve başkasına zarar vermedikçe, insanın geçim ihtiyacını hürriyeti çerçevesinde gerçekleştirme hürriyetinin kapsamına giren bir husustur.
Basın hürriyetinin ana temeli ise, sadece insan hakkına değil, ayrıca demokrasinin gerçekleştirilmesi, yönetimin denetlenmesi ve saydamlığın
sağlanması konusunda bir "ödev" üstlenilmiş olduğunu ifade eder.

Böyle olunca da "holding", "şirket", "ticari işletme" gibi biçimler; medya kuruluşlarının bedenine uymaz.
Bu kuruluşlara, faal oldukları alanın gereklerine uygun bir örgütlenme biçimi bulunmalıdır.

Şu halde bu kuruluşlar "kazanç paylaşma" yı değil; kazanç paylaşma dışında bir "manevi" (ideal) amacı gerçekleşmeye yönelik olarak düzenlenmelidir.
Aksi halde bunlar bağlı oldukları holdingin "araba"sının düdüğünü çalmaya, tenceretavasının sürümünü yapmaya ve Parlamento'da da kendi düdüklerinin çalınması için uğraşmaktan, Kamu yararını düşünemez bir konuma gelmeye mahkumdurlar.

Toplum-bilim de müspet bilimdir ve kanunları vardır.
Nasıl Yerçekimi Kanunu görmezlikten gelinemezse, "çıkar-çekimi kanunu" da görmezlikten gelinemez.

Müşterisi olmayan, tiryaki ve sinirli bir eski zaman esnafı gibiyim.
Yeni müşteri nesli arasından bu köhne Meta'a rağbet gösteren olursa, evden, sandık köşesinden, bu konuda bir "tasarı" getirebilirim.
Müşteri yoksa haydi eyvallah!