Kuşhan'ın suratındaki gülümseme...

Türkiye dört gündür Dila Kurt'un zayıflama kampında vefatını konuşuyor. Kuşhan'ın sistemini sorguluyor. Kuşhan bile konuşuyor. Parmaklarının arasında 19 yaşında bir çocuk ölmüş olmasına karşın konuşuyor hem de. Hatta bazı hoşlanmadığı sorular geldiğinde gülümsüyor.

GALİBE GÜLÜMSEYECEK
Pakize Suda'nın 'Konuşa Konuşa' programında canlı konuktu. Botokslu alnını germeye çalışıp, dudaklarına gergin bir hareket vereceğini anladığım anda "Olamaz, galiba gülümseyecek" dedim. Hiç utanmadı, gülümsedi... Bu gülümseme, "Kızım ölmüş kadar üzüldüm" lafının birkaç saniye ardından gerçekleşti. "Bu üzücü olay aydınlanana kadar tesislerimi kapatıyorum" lafını da duyamadım. "Tesislerden ayrılan oldu mu?" sorusuna cevabı hayli vakurdu: "Öğrenciler okula gitmek için ayrıldılar..." Hıncal Abi, birkaç gündür trafiğin sahipsizliğinden bahsediyor. Sağlık konularında da sahipsiziz. Sağlık müdürlüğüne göre Kuşhan'ın kliniği ruhsatsızmış! Güzellik merkezi ruhsatı almaya çalışmış. Onu da eksiklerinden dolayı vermemişler. Bir sürü ünlünün gidip kaldığı, hakkında gazetelerde yazıların yayınlandığı hatta bir de dergi çıkaran kuruluşu incelemek, yemeklerini laboratuvarlarda inceletmek, ambulansını kontrol etmek, personeli teftiş etmek kimsenin aklına gelmemiş. Dila öldü, basın fark etti. Sağlık Müdürlüğü'nden hâlâ çıt yok! 60 kişinin aynı yemeği yediğinden, kimsenin ölmediğinden bahseden Sayın Kuşhan'ın kendisi diyetisyen olmadığı gibi tesislerde bir diyetisyen bile yokmuş. Bakın tam teşekküllü bir ambulans yok, diyetisyen yok, girerken efor testi yok, ürik asit testi dışında kan tahlili yok. Yani masraflar minimumda tutulmuş. Kuşhan hâlâ gülümsüyor. Gülümseyen biri daha var. Boncuk gözleriyle artık sadece eski fotoğraflarından bakıp gülümseyebiliyor. 19 yaşındaydı... Artık kim, ne dese boş...