Dünyanın en iyi oyuncularının F.Bahçe'nin kapısını çaldığını söyleyen Yıldırım; Güiza ve Josico'yu aldı; gidenlerin bile yeri dolmadı. Taraftara ise bu soruyu sormak kaldı.
Daha sezon biterken ortalığı bir dedikodu sarmıştı. Fenerbahçe Başkanı
Aziz Yıldırım, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'e, Roberto Carlos'tan bile büyük bir transferden bahsediyordu.
(
E. Özkök: Sizinle Zidane transferini konuştuk. Daha sonra Carlos'u aldınız. Seneye de var mı böyle transfer?
A. Yıldırım: Seneye de Carlos gibi bir isim daha alacağız. Temas kuruldu. Ama şunu söyleyeyim, teklif bizden gitmedi. Ondan geldi.E. Özkök: Brezilyalı mı?
A. Yıldırım: Değil. Dünyanın en iyi oyuncularından biri.
Yukarıdaki sözlerin yer aldığı röportajdan bir gün önce Takvim Gazetesi'nde Hakkı Yalçın'a benzer sözler söylemişti.
Yapılan işler ortadayken, Fenerbahçe taraftarı kulübe müthiş bir maddi akış sağlamışken, kimse bu sözleri 'havada' sanmadı. Aksine herkes sarıldı.
Aziz Yıldırım, kulüpten ayrılacağı kesinleşen
Mehmet Aurelio konusundaki eleştirileri Divan Kurulu'nda cevaplarken de,
"Kimse merak etmesin. Ondan daha iyisini alırız" diyordu. İddialı demeçler sadece bu kapsamda kalmadı elbette.
Aziz Yıldırım veya yöneticilerine göre dünyanın önemli oyuncuları için onlara teklifler geliyordu. Yıldızlar sıradaydı. İstediklerinde alamayacakları oyuncu yoktu.
Yandaş alkışlarıyla süslenen bu 'hamaset politikasından' ortaya çıkanlara bir bakın.. XABI VE SENNA'NIN KAPISINDAN DÖNDÜLER Kezman'ın yarattığı hayal kırıklığından kurtulmak isteyenler, yaklaşık bir yıldır forvet ararken, izlettirirken, Güiza'yı satın aldılar. 40 milyon euroya kulübün tamamını satan Mallorca'ya, Guiza için 15 milyon euro ödeyerek yaptılar bunu.
"Alamayacağımız oyuncu yok" diyenler
Xabi Alonso ve Senna'nın kapısından döndüler. Bu sözleri söyleyenler, sözleşmeleri bitince gidenlere
(Aurelio, Tuncay, Serhat Akın, Rüştü, Mehmet Yozgatlı, Ümit Özat...) "
Dur" bile diyemediler.
Güiza transferi sonrasında
"Avrupa, Fenerbahçe'yi konuşuyor" diye gururla söylüyorlardı.
Avrupa, Fenerbahçe'nin hangi özelliğini (!) konuşuyor, Allah'tan belirtmediler. İYİ OYUNCULAR NEDEN KAÇIYOR? Atalarımız güzel söylemişler;
"Büyük lokma ye, büyük laf etme" diye.
Hamaset kayığına bindirdikleri milyonlarca taraftarı, konuları-gündemi değiştirerek oyalıyor, tribünlere "Tek kimlik Fenerbahçe" yazılarını asarak, hedefi şaşırtmaya çalışıyorlar.Aurelio'dan daha iyisi Senna veya Alonso'ydu. Böyle bir futbol gerçeğini Josico'yu alarak mı kapatacaklar? Geri dönmek isteyen oyuncularına kulüp kapısını kapatmaları, geride kalanlara bir ders niteliği taşıyabilir,
"Bakın eğer giderseniz dönüş yolunuz kapalı" mesajını iletebilir. Ama zaten belli kaliteye ulaşmış
her oyuncusu ilk teklifte Fenerbahçe'den gitmiş. Böyle tehdit veya ders ile nereye varacaklarını umuyorlar? Türk Pop Müziği'nin güzel dizeleridir;
"Hani verdiğin sözler" diye başlar. Sevgiliye sitemle devam eder.
Aziz Yıldırım veya yöneticilerinin söyledikleri ile yaptıkları arasında fark bu kadar büyüdükçe, onlara alkış tutanların kafasındaki soru işaretleri de irileşecek. Artık ellerinde bahaneleri de kalmıyor. Hakemlerdi, federasyondu 10 yıldır hedef değiştirdiler. TEK REİS'İN 6 G.SARAY ŞAMPİYONLUĞU Görev süreleri içindeki altı Galatasaray şampiyonluğunun faturasını üstlerinden aldılar.
'Tek reis', yönetimindeki
'yırtıcı santrforları' birer birer gönderince, Güiza'ya 15 milyon euroyu tıkır tıkır sayıyor,
Josico'yu Aurelio'dan daha iyi zannediyor,
"Tam kafama göre hoca" diyerek 70 yaşındaki Aragones ile anlaşıyor.
Bize de şarkısı kalıyor;
"Hani verdiğin sözler."
Yayın tarihi: 1 Eylül 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/01//haber,76F10A46CEEE463BBFA464994314BAAE.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.