Skor 2-0'a geldiğinde bile ne bizler için, ne de sahada oynayanlar adına endişe yoktu. Çünkü bariz bir şekilde kalite farkını görüyorduk. Beklentimiz oyunu ne zaman kontrol altına alacakları, öyle didikleyen rahatsız edici kişiliklerini ne zaman sergilemeye başlayacaklarıydı.
Gollerin ikisinde de net bir şekilde kişisel yanlışlar var. İlki Carlos'un kanadından gelen ortada, Gökhan'ın hamle hatasıdır. Tribünden gördüğümüz kadarıyla Volkan ile arasında bir iletişim probleminden kaynaklanan karar yanlışı da olabilir. İkincisinde Edu ile başlayan yanlışlar serisini seyrettik.
Ama bir an bile maçın böyle biteceği aklımıza gelmedi. Golü bekliyorduk. İstanbul'a bu skorla dönülmeyeceği konusunda kuşku duymadık.
Bu maçın ikinci ayrıntısı, Aragonesli F.Bahçe'nin ilk defa sert bir rakibe karşı ne yapacağıydı. Tribünlerin coşkusuyla, meydan okumaya meraklı bir takım Partizan. Bunu da gösterdi 90 dakika boyunca. Ama hatalar yapacaktı ve F.Bahçe bu bitiriş anlarını değerlendirecekti.
Partizan'ın yakaladığı pozisyonların neredeyse tamamı F.Bahçe orta sahasının yeterli pres üretememesinden kaynaklandı . Uğur, Alex, Kazım üçlüsü iyi niyetli geriye koşuyor ama bu isteğin karşılığını alamıyorlardı. Lugano ve Edu, filtreden geçmemiş bu diri ataklarda hatalar yaptılar. Bu
'incelik' daha sonra da aynı sorunları beraberinde getirecek.
Belki hala alınmayan ön libero ile Emre'nin ilk on bire girmesiyle görüntü ve şartlar değişecek. Belki Aragones farklı düşünecek.
Alex'i hızlı eriten, yeteneklerini sınırlayan yeni görev bölgesinden, tekrar eski apoletlerini omuzlarına koyarak daha öne taşıyacak. Ortaya daha dirençli bir orta saha da çıkacak.
Yine skor 2-0'a geldiğinde Aragones'i takibe aldık. Bugüne kadar kolay kazanıyordu, geriye düşen takımı yoktu. Skorda üstünlüğü ele geçirme adına ne karar vereceğini, nasıl farklılık sergileyeceğini merak ediyorduk. Merakımız hala yerini koruyor.
Yaşlı kurt hiçbir hamle yapmadı, en baştaki oyun planı, kendi işlerliğinde beraberliği getirdi; galibiyetin kapısını tıklattı, açamadı. Güiza'nın attığı gol özellikle kendi adına önemli. Golcüler attıkça güven kazanırlar,
"Okçu" için umarım bir eşik aşılmıştır.
Yayın tarihi: 14 Ağustos 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/14//haber,AF374593050A4F1F9DA6C202B0622660.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.