İLİŞKİLİ HABERLER
Bilim kanseri alt edebilecek mi?... - 1
Bilim kanseri alt edebilecek mi?... - 1
Güncelleme : 06.04.2008 01:32
İnsanlığı ciddi şekilde tehdit eden hastalıkların başında gelen kanser, tüm dünyada milyonların canını yakıyor. Ama tıp bu illetle yarışırcasına, her geçen gün gelişiyor Yeni tedavi yöntemleri, en azından belli türdeki kanserlerde, özellikle de erken teşhisle hayat kurtarıyor. 1-7 Nisan Kanser Haftası nedeniyle sık görülen ve bazılarının tedaviyle 'yenilebildiği' kanser türlerinin uzmanlarına kulak verdik...
Kanser nedir?
İlkokuldan beri öğrendiğimiz gibi, insan vücudunu oluşturan en küçük yapı taşına hücre deniyor. Sağlıklı hücreler vücut büyümesini, aynı zamanda da hasarlı hücrelerin tamirini yapıyorlar. Normal hücrelerin büyüme yeteneği sınırlı. Bazen büyümedeki bu sınırlama yeteneği kayboluyor ve sınırsız büyüyüp çoğalan hücreler topluluğu oluşuyor. Oluşan bu kontrolsüz hücreler topluluğuna da 'tümör' deniyor. Tümörler; iyi huylu ve kötü huylu olmak üzere ikiye ayrılıyor. İyi huylu, yani kanser olmayan tümörler; vücuda yayılmıyor, yaşamı nadiren tehdit ediyor, ameliyatla alındıkları zaman genelde tekrarlamıyorlar. Kötü huylu kanser hücreleri içeren tümörler ise tüm vücuda yayılma eğilimi gösteriyor. Hayatı tehdit eden bu tümörlerde ölüm oranı yükseliyor. Ve işte bu duruma, dünyada milyonlarca insanın yakalandığı hastalık olan 'kanser' deniyor. Kanserin oluşmasında, vücut direncinin düşmesi büyük önem taşıyor. Stres, hormonlu gıdalar, sigara, hava kirliliği, bazı teknolojik ürünler, bilgisayar ışınları gibi onlarca neden de vücut direncini düşüren etkenler arasında gösteriliyor.
LENF KANSERİ
Lenfoma, lenf sisteminden kaynaklanan kanserlerin ortak adı. Çok çeşitli alt tiplerden oluşan, çok farklı davranış özellikleri gösterebilen bir hastalık. Birçoğunda doğru tanı ve güncel tedavi uygulamaları ile hastalıksız ve uzun süreli yaşama şansı bulunuyor. Hem çocuklarda hem yetişkinlerde görülebiliyor. Lenfoma'nın yüzeylerinde antijen denilen maddeler var. Bu antijenin pek çok lenf tümöründe olduğu tespit edildi. Onun fonksiyonunu ortadan kaldıran bir ilaç var. Bu, antijenin iş yapmasını engelliyor. O hücre kendisini yok ediyor. Bu ilaç kemoterapide kullanıldığında, lenf tümörlerinde hem yanıt vermede hem de sağ kalmada çok belirgin farklar oluşuyor. Yani hücrenin içine güdümlü bir füze gönderiliyor. (Prof. Dr. Necdet Üskent)
MEME KANSERİ
Meme kanseri esas olarakkadınlarda görülmekle birlikte,nadiren erkeklerde de oluşabiliyor. Butür, kadınlarda en sık görülen kanser.Tüm dünyada her 10 kadından birimeme kanseri. Bu sayı bazı ülkelerdedaha da artabiliyor. Meme kanserindeönemli olan, belirtiler ortayaçıkmadan hastalığı yakalamak. En sıkgörülen belirti, memede kitle farkedilmesi. Ancak memede ele gelenher kitle kanser değildir. Erken tanıdaamaç, ele gelmeyen kitlelerisaptamak. Erken tanı için kadınlar, 20yaşından itibaren her ay kendikendine meme muayenesi yapmalı.35 yaşından itibaren her yıl bir kezdoktor tarafından muayene edilmeli. Ancak örneğin, ailesinde memekanseri olanlar, hormon kullananlar,bu muayenelere 20 yaşından itibarenbaşlamalı. 40 yaşında ilk mamografiçektirilmeli, 45 yaşından itibaren heryıl bir kez tekrarlanmalı. Memede doktor tarafında şüphelibir kitle bulunması halinde, tanıkoymak için biyopsi yapılır. Bu,genellikle iğne biyopsisi şeklindeolabiliyor. Meme kanseri tanısı konanhastada hastalığın bölgesel olupolmadığı, başka organlara yayılıpyayılmadığı (metastaz) araştırılır. Tanıkonduktan sonra tedavi seçenekleri;cerrahi, ilaç tedavisi (kemoterapi vehormonal tedavi) ve radyoterapi olur.(Prof. Dr. Metin Çakmakçı)
RAHİM VE RAHİM AĞZI KANSERİ
Rahim ağzı kanserinde, tümdünyada 500 bin yeni vakabekleniyor. Bu sene 290 binkişinin bu hastalıktan öleceğitahmin ediliyor. Hastaların büyükçoğunluğunda hastalık çok ileriseviyede tespit ediliyor, geriyeancak radyoterapi süreci kalıyor.Bir az gelişmiş ülke hastalığı. Azgelişmiş ülkelerde sıklığı artarkenABD ve Avrupa ülkelerindeazalıyor. Batı ülkelerindeinsanların sık sık kontrole gitmeimkânı olması, hastalığın görülmesıklığını azaltıyor. Böylece erkenteşhisle kanser başlamadanhastalık önleniyor. Aşıylakoruması sağlanan ilk kanser.Son yıllarda ülkemizde de rahimağzı kanserine karşı bir aşı çıktı.Neden olan virüsü öldüren bu aşı, bir yıldır satılıyor. Aşının kanseri tedavi edici etkisi yok,ama sebep olan virüsün kişiyebulaşmasını engelliyor. Rahim kanseri ise gelişmişülkelerin hastalığı. Et ve yağdanzengin beslenme, yüksek kalorive obezite, risk faktörleriarasında. Yine faktörler arasındahiç doğum yapmamış olmak,doğum kontrol hapıkullanmamak, vitaminsizyiyeceklerle beslenmek de var.Rahim kanserinde kadının adetgördüğü süreç uzadıkça, yani nekadar erken başlayıp o kadar geçbiterse, risk de o kadar artıyor.ABD'de rahim kanseri sıklığıgittikçe artıyor. Tedavide erkenteşhis çok önemli. (Doç. Dr. Fatih Güçer)
MESANE KANSERİ
Üriner sistem kanserleri arasında çokönemli bir yeri olan mesane kanseri, habishastalıklara bağlı ölümlerin de önemli birnedenini oluşturuyor. 1950'li yıllardanitibaren mesane kanseri görülme oranıyaklaşık yüzde 50 arttı. Ama bunun yanısıra, mesane kanserinden ölüm oranı, aynıdönem içerisinde yaklaşık yüzde 33 azaldı.Mesane kanserinin görülme olasılığı,bölgelere göre farklılıklar gösterebilir. Bukanserin oluşumunda ve ilerlemesindeetkin olabileceği rapor edilen başlıcanedenler arasında sigara içmek ya da dumanına maruz kalmak, bazı kimyasalmaddeler, bir kısım ağrı kesiciler, yapaytatlandırıcılar, bakteriyel ve parazitikinfeksiyonlar, mesane taşı, pelvik ışınlamave bazı kemoterapi ilaçları sayılıyor.Mesane kanseri tedavisi; kanserinderecesine, evresine, hastanın genel sağlıkdurumuna ve diğer birçok etkene göredeğişebiliyor. Kanserin özelliklerine göretedavide ameliyat, ışın tedavisi,kemoterapi veya immunoterapikullanılıyor. (Prof. Dr. Haluk Onat)
CİLT KANSERİ
Bütün kanser türleri içinde deri kanseri en sık görüleni. Yıllardır artarak da tüm dünyada insan sağlığını tehdit ediyor. Bu artışın en önemli nedeni; yaşam şartlarının değişmesi, bronz olma modası, insanların bu renge kavuşmak için kontrolsüz güneşlenmeleri, solaryum salonlarına çok gidilmesi ve özellikle gençlerin bunlara rağbet etmesi. İnsan, yaşam boyu aldığı ışınların yüzde 80'ini 20 yaşına kadar alıyor. Hayatımızın ilk 10 yılındaki güneş yanıklarının ise cilt kanseri tehlikesini büyük ölçüde artırdığı biliniyor. Bu nedenle, güneşten korunmaya ilk yaşlardan itibaren özen gösterilmesi çok önemli. Aktinik keratozlar, güneş ışınlarıyla tetiklenen kanser öncüsü deri görüntüleridir. Özellikle deri rengi açık ve uzun süre güneşe maruz kalmış kişilerde sık görülüyor. 40 yaşın üzerindeki beyaz tenli insanlarda aktinik keratoz sıklığının yüzde 11 ile yüzde 25 olduğu biliniyor. Tedavisi son dönemlerde özellikle lazer ve özel bir cerrahi yöntemle yapılıyor. Deri kanserleri, melanom ve melanom dışı deri kanserleri olarak iki kategoride değerlendiriliyor ve derinin içindeki kök aldıkları hücreye göre sınıflandırılıyor. Deri tümörleri içinde en kötü seyre sahip olan malign melanom, en az görülen deri tümörü olmasına rağmen maalesef süratle artıyor. Kadınlarda yaşam boyunca görülme riski yüzde 1.2, erkeklerde ise yüzde 1.7. Malign melanom dışındaki deri kanserleri arasında ise dünyada en sık görüleni 'maligniteler'. Her yıl dünyada bu kanser tipine yakalanmış yaklaşık 1 milyon hasta tespit ediliyor. (Prof. Dr. Gönül Ergenekon)
İLİŞKİLİ HABERLER
Bilim kanseri alt edebilecek mi?... - 1
Yayın tarihi: 31 Ağustos 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/31/pz/haber,8C22450E79F54C27B914228BE3B4BB87.html
Tüm hakları saklıdır.