Hamamda Kate Moss nasıl bayılır?

Kate Moss'un yaklaşık iki ay önce yaptığı İstanbul seyahati, meyvelerini vermeye başladı. Aklımıza Beyoğlu sokaklarında dolaşırken giydiği transparan elbisesiyle kazınan Moss'un, İstanbul'da bulunduğu zaman boyunca sadece 'gecelere akmadığı', W dergisinin bu ayki sayısında belli oldu. Ünlü moda dergisi, eylül sayısında yayımladığı ve 'Hammam' adını verdiği editoryale tam 22 sayfa ayırmış. Yine Mert ve Marcus imzalı kareler için şöyle yazmış editörler: 'Kate Moss, geleneksel bir hamamın buharları arasında, vücuda oturan gece elbiseleri ve hayal gücüne pay bırakmayan iç çamaşırları içinde şehvet uyandırıyor'. Alex White'ın styling'ini yaptığı moda çekimi, toplam 11 kareden oluşuyor. Hürriyet'in yazdığı gibi Çağlayan Hamamı'nda değil, Cağaloğlu Hamamı'nda gerçekleştirilen çekimlerin bir karesinde üzerinde sadece metal bikini ve şifon pelerinle göbek taşına uzanmış bir Kate Moss görüyoruz. Başında yine bir metal saç bandı, bileğinde Alexander McQueen kelepçeler ve ayağında bir halhal var.

MANİKÜRCÜ ZEYNEP
Diğer karelerde de para kolyeler, iddialı gümüş takılar, kelepçeler, uçuşan ipek ve şifon elbiseler ve özellikle de halhallar sıklıkla kullanılmış. Kimi zaman hamamın kubbesinden yansıyan gün ışığı karelere mistik bir hava katıyor. 'Bukalemun' manken Kate Moss, otantik bir kimliğe de başarıyla bürünüyor ve neden hala 'en iyi' olduğunu iyice anlamamızı sağlıyor. Hamam çekiminin künyesinde, sadece iki Türk ismi göze çarpıyor. Biri, 'Yıldırım Özdemir kuaförden, manikürcü Zeynep' olarak geçiyor. Diğeri ise, lokal prodüksiyonu yapan; yani çekim mekânlarını ayarlayan, W ekibine çekimler boyunca danışmanlık ve rehberlik veren Atlantik Film şirketi.

AZ ZAMANDA ÇOK İŞ
Atlantik Film yetkilileri, W çekiminin öncesinde uzun bir ön prodüksiyon yapıldığını, ardından da fotoğrafçılar Mert ve Marcus'la yapılan toplantılar sonucu mekânlara karar verildiğini söylüyor. Ekip, çekimlerden üç gün önce İstanbul'a gelip mekânlardaki hazırlıklarını tamamlamış. Türkiye'ye ilk kez gelen W ekibi, İstanbul'un 'büyüleyici' olarak nitelendirdikleri mekânlarına hayran kalmış. Ağırlıklı olarak Türk mutfağına ait lezzetleri tatmak isteyen ekip kebap, mantı ve zeytinyağlı yemekler; özellikle de bol bol yaprak sarma yemiş. Çekimler sırasında ise Türk çayı ve bol miktarda kahve tüketilmiş. Atlantik Film ekibi, Cağaloğlu Hamamı'nda, tam iki gün boyunca süren çekimlerde, iç ısının düşmesi için, kubbe camlarının kırıldığını, sis efekti içinse kuru buz ve sis makinesi kullanıldığını anlatıyor. Çekimler nedeniyle Cağaloğlu Hamamı iki gün boyunca turistlere kapatılmış. Hamam personeli yetişemeyince, ekip de kapıda durup turistleri geri çevirmek zorunda kalmış. Kate Moss çekimlerde neredeyse hiç kapris yapmamış. Sette çalışan herkesle konuşmuş. Giderken tüm ekibe tek tek teşekkür etmiş. Öyle ki, modelin W dergisi çalışanlarından bile çok daha kibar olduğu söyleniyor! Kate Moss, çekim aralarında hamamın hediyelik eşya mağazasından bol bol alışveriş yapmayı ihmal etmemiş. Mert ve Marcus ise, boş zamanlarını Galerist'teki sergileri için, Horhor'da bulunan bir dükkândan çerçeve alarak geçirmiş. Bu arada Moss, İstanbul'da bulunduğu süre boyunca Topshop'ta satılan Kate Moss koleksiyonu için de bir çekim gerçekleştirmiş. Uzun lafın kısası Kate Moss İstanbul'un etinden, sütünden iyice yararlanmış. Az zamanda, çok işler başarmış.

MERT ALAŞ FAKTÖRÜ
W gibi hayli saygın ve önemli bir uluslararası moda dergisinde sayfalarca İstanbul fotoğraflarının yer alması, dünya moda çevrelerinin bakışlarını iyice buraya çevirecektir. Bundan daha iyi tanıtım, üzerine para verseniz yapılamaz. Halihazırda (yine Kate Moss'un İstanbul seyahati sayesinde) moda olan Türk takıları gibi, modada yakın zamanda Türk etkileri hissetmeye hazır olun. Ve tabii tüm bunların gerçekleşmesini sağlayan kişi olarak fotoğrafçı Mert Alaş'a da büyük bir teşekkür borçluyuz. Bir moda çekimi de Lara Stone'la yapıldı W dergisinin eylül sayısında yer alan bir diğer editoryal ise, İstanbul ismini taşıyor. Ünlü model Lara Stone'lu kareler de Mert ve Marcus imzalı. İki gün süren çekimlerde, Eski İstanbul mekânları tercih edilmiş. Sirkeci, Galata Köprüsü, Balat, Karaköy ve Ortaköy gibi şehrin 'eski yüzlü mekânları'nın yanı sıra Savarona'da da çekilen birkaç kare mevcut. Siyah-beyaz fotoğrafları görenler, 'Aynı Orhan Pamuk'un İstanbul'u, yorumunu yapıyor. W editörleri ise çekimi, "İstanbul'un mimarisi, sahilleri ve gemileri, kokteyl ve gece kıyafetlerinin cesaretiyle geometrik şekillerini yansıtıyor," diye özetliyor.