Moda trendlerinin sonu mu geliyor?

WGSN'in (Moda, tasarım ve trend danışmanlığı veren bir şirket) yöneticilerinden Müjde Abdiş Güçlü, ocak ayında Milliyet'e verdiği röportajda, "Ayakkabıda sivri burun tamamen sona erdi," demişti. Moda sektörünün online trend takibinde en önemli adresi olan WGSN'den gelen böyle bir açıklamanın doğruluğundan tabii ki şüphe duymadım. Ama 'asla asla dememek gerektiğini', Balenciaga ve Lanvin'in sonbahar-kış defilelerini görünce bir daha anladım. Podyumlardan, tek tük vitrinlere de terfi eden sipsivri burunlu ayakkabılar, çok yakında 'trendy' mertebesine de erişir elbet.

ASLA ASLA DEME!
"Never say never." Yani, "Asla, asla deme." Son dönem moda sektörünü tarif etmek için daha doğru bir söz olamazdı heralde. Bol paça pantolon? Moda. Skinny jean? Moda. Yüksek bel? Moda. Düşük? Eh onlardan da var. Ayakkabıların her yükseklikte topuk ve her çeşit burunlusu makbul. Etekler deseniz, onların da envai çeşidi var ve hepsi de 'moda'! Punk, gotik, folk, grunge, etnik, romantik; 1970'ler, 80'ler, 90'lar; hepsi aynı anda mı moda olur! Peki, bundan bir 10 yıl sonra dönüp bakıldığında, bu zamanlar için nasıl bir genelleme yapılacak? İşte sorun da burada başlıyor: Yapılamayacak!

MİNİ TREND İSTİLASI
Trend analizcileri daha da ileri gidip, 'moda trendleri'nin yok olduğunu, hatta öldüğünü söylüyorlar. JC Report, geçen hafta yayımlanan 'Death of Trends' adlı çok ses getiren raporunda konuya şöyle bir giriş yapıyor: "Vogue dergisi 1988 yılında 'En çok öne çıkanlar kalçaya oturan pantalonlar, uzun ve grafik desenli ceketler ile şallar' diyebiliyordu. 2008'de ise 'öne çıkan' hiçbir şey yok. Daha doğrusu, her şey var ama baskın bir trend yok." London College of Fashion'dan Ben Whyman, bunun nedenini, 'mini trendler' olarak açıklıyor yine aynı raporda: "Dünyanın içinde bulunduğu ekonomik kriz yüzünden tasarımcılar ve mağazalar zor durumda. Bu yüzden her müşterinin ilgisini çekebilmek adına 'ortaya karışık' üretime başladılar."

İNTERNETİN ETKİSİ BÜYÜK
Diğer yandan 'yeni medya' da bu trend doz aşımının sorumlularından biri olarak gösteriliyor. Bir kere defileleri eskiden ancak dergilerden birkaç fotoğrafla takip edebilen bizler, style.com sağolsun; artık modeller podyumdan indikleri anda her şeyden haberdar olabiliyoruz. Moda blog'ları durmaksızın yeni 'mini trendler'den bahsediyor. Sokak stili blogları sayesinde İsveçli gençlerin ne giydiğini de görüyoruz; İtalyan erkeklerinin de. Ünlülerin stilleri deseniz, her an her yerde... Ve daha moda dergileri, gazeteler, televizyonlardan gelen 'trend bombardımanı'ndan bahsetmedim bile!

TÜKETİCİ ENDEKSLİ ÜRETİM
Mağazalar açısından da durum çok farklı değil. Her an yeni akımlara maruz kalan tüketiciyi tatmin etmek zor. Eskiden iki sezonluk koleksiyon üreten modaevleri artık senede beş koleksiyon çıkarıyor. Ama bu da 'trend açları'nın iştahını kesmiyor. E, bu noktada da H&M, Topshop, Zara gibi mini akımlara anında cevap verip birkaç hafta içinde stok yaratabilen zincirler devreye giriyor. Bu markalar için çalışan trend avcıları bir yerde genç kızların tül etekler giydiğini görüyor; hop, bir bakmışsınız H&M'in rafları tül etekten geçilmiyor.

MODA SEVERLER BİLİNÇLENDİ
Rapora göre, bu trend bombardımanının iyi yanları da var kuşkusuz. Bir kere baskın görünümlerin ve 'modaların' olmaması, kişisel stillerin oluşmasına yardımcı oluyor. İnsanlar kendilerini birçok farklı akımı karıştırarak, daha iyi ifade edebiliyor. Diğer bir görüş de seçenek fazlalığının 'bilinçli tüketici yarattığı yönünde. Şu aralar dünyayı etkileyen en büyük 'trend' ise, şüphesiz ekonomik alanda cereyan ediyor. Küresel krizin çok yakın zamanda tekstil fiyatlarını hızla artıracağını öngören rapora göre, 'bir elin parmaklarını geçmeyen trend dönemi' çok da uzak görünmüyor.