Beşiktaş 2-1'in rövanşında dün karşılaştığı Siroki Brijeg'i Uğur İnceman, Serdar Özkan, Bobo ve Tello'nun golleriyle 4-0 mağlup ederek UEFA'da bir üst tura çıkmayı başardı.
*BEŞİKTAŞ - NK SIROKI BRIJEG MAÇINDAN KARELER...
KAZIM KANAT: GÜZEL ŞEYLER YAZALIM (SABAH)Şimdi güzel şeyler zamanı. Önce Hocaefendi Ertuğrul Sağlam'ı tebrik ediyorum. Eleştirileri dinledi, onlardan ders çıkardı ve inandığı doğruları sahiplendi. Sistemden vazgeçmedi. Futbolcularını sisteme uymaya zorladı. Doğru mantık da bu. Çünkü sistemi değiştirmek demek, her şeyi yeniden yapmak demek. Bu, büyük bir riskti. Hocaefendi bakın neler yaptı:
1- Savunmanın göbeğinde ilk toplara basma konusunda hata yapan ve kademede sorun yaratan Gökhan Zan'ı bir köşeye çekti. Bu, Gökhan Zan'dan vazgeçmek değil. Ayrıca o bölgeye İbrahim Toraman da gelecek. Böylece takım içinde rekabet olacak. Ama bu bölgede bir sorun var. Yan ve yüksek toplarda hala rakibe kafa vurduruluyor.
2- Orta sahadaki reform kenarlarda yapıldı. Sağda Serdar Kurtuluş, solda Serdar Özkan futbol felsefeleriyle Beşiktaş'ın dengesini sağladılar. Yani bu bölgeyi iyi kapattılar. Ama asıl devrim iki ön libero (Cisse ve İnceman) Beşiktaş'ın ana merkezi oldular. Yani savaş karargahı... Eleştirimiz şuydu: İnceman ile Cisse neden hücum çıkmaz ve şut atmazlar? Bu eleştiriye ilk cevap İnceman'dan geldi. Sürekli hücuma çıktı ve topla buluştuğu an kafasını kaldırarak golünü attı. Bu gol, kupada turu getirdi. Öteki goller ise pastanın kreması oldu.
BU BOBO ÇOK İŞ YAPAR3- Hücum organizasyonunda temel nokta Matias Emilio Delgado'nun futbol felsefesi. Delgado savunmaya değil sürekli hücuma destek verdi. Hem diri ve güçlü kaldı hem de futbolun patronluğunu eline aldı. Burada bir nokta çizelim. Bobo'nun golcülüğünü değil asist yapma özelliğini övelim. İşte böyle bir Bobo, Beşiktaş'a çok şey verir.
Şimdi gecenin sorusu şu: Beşiktaş bu futbolu
Türkiye'de oynarsa ne olur? Cevap belli: Tribünler dolar ve Beşiktaş şampiyon olur.
Ama bu sorunun gerçek cevabı bu değil. Beşiktaş böyle bir rakibi
Türkiye Ligi'nde bulamaz. Çünkü bu takım Bank Asya 1. Lig'de bile orta sıralarda yer alır. Bu satırları ısrarla ve altını çizerek yazıyorum. Beşiktaşlılar kendinizi kandırmayın. Bu maçın skoruna aldanmayın. Eğer bunu yaparsanız, Beşiktaş'a da en büyük kötülüğü yaparsanız. Beşiktaş bu takıma bile üç net pozisyon verdi. Atılan dört gol, gole çevrilemeyen beş pozisyon önemli değil. Önemli olan rakibe verilen pozisyonlar. Dikkat!
TURGAY DEMİR: HÜCUM GÜCÜ (FOTOMAÇ)Antalya maçı sonrası basın toplantısında sevgili dostum Ertuğrul Sağlam'a, "Hazırlık maçlarının aksine, savunmanın göbeğinde Gökhan'a, sağında Ali Tandoğan'a görev verdiniz. Buna neden gerek duydunuz?" diye sormuştum. Sağlam da, yaptığı değişikliği klasik sözlerle savunmuştu. Dün gece gördük ki, savunduğu tezin yanlışlığını fark etmiş. Göbekte Zapo, sağ kanatta ise Serdar Kurtuluş'un oynaması bundan. Çok yakında defansın sağında Toraman oynar, Serdar Kurtuluş da ön liberoya geçer. Deyim yerindeyse su yolunu bilir ve de bulur.
İlk maçı kazanmanın rahatlığıyla kendini yormayan Kartal, rakibinin cılız çabalarına rahatlıkla karşı koyarken sadece bir pozisyon verdi. Rakibin zayıflığı ister istemez siyah-beyazlı oyuncuların maça tam motive olmalarına izin vermedi. Bu nedenle daha sıkı bir maçta pas verecekleri pozisyonlarda bencillik yapıp (Serdar Özkan gibi) şut denediler. Serdar kardeşime öyle pozisyonlarda ne yapılması gerektiğini ikinci yarının hemen başında yine Bobo gösterdi. Sambacı, kendisine vermediği pası genç arkadaşına verip rahat bir gol attırdı. Buna pas değil ders verdi demek daha doğru olur ya neyse. Her neyse, golün ardından hem tribünler, hem Beşiktaş canlandı. Sanki maç yeniden başladı, fark geldi. Taşların yerine oturduğu bir Beşiktaş, UEFA'da bir süre yol alır. Ama son durağı tahmin edemem. Bu biraz da, hangi rakiple, hangi aşamada karşılaşacağına bağlı.
İLKER ATEŞ: YİNE TEK FORVET (FOTOMAÇ)Ertuğrul Sağlam'ı çok severim. Ancak denediği bir sistemde bu kadar ısrarcı olmasını anlamakta zorluk çekiyorum. Rakip kim? Bosna'nın sıradan bir kasaba takımı. Bir sistem değişikliğine gidilecekse bundan daha uygun maç olamaz. Ama bakıyorsunuz Beşiktaş böylesine zayıf bir rakip önünde bile çift değil, tek forvet oynuyor. İlk yarıdaki futbol tek forvetli sistemin geçerli olmayacağını dakika dakika gösterdi.
Gelelim maçın gollerine ve yıldızlarına. Delgado yine süper oynadı. Bobo, eski günlerindeki gibi fırtına estirmeye devam ediyor. Serdar Özkan, her geçen maç futbolunun üstüne bir şeyler koyuyor. Tello'nun attığı gol, dün geceki gollerin bir numarasıydı. Serdar Kurtuluş, nihayet sağ bek oynadı ve bir büyük boşluğu doldurabileceğini kanıtladı. Zayıf rakip önünde Sivok ve Zapo'yu çözemedik. Ancak tekniklerinin iyi olduğu bir gerçek. Sistemle başladık sistemle bitirelilm. Tek forvetle gol yağdı. Çift forvetle bunun iki katı olur!
HASAN SAYDAM: ZOR OLMADI (FOTOMAÇ)Elli küsur yıldır futbol açısından en heyecan duyduğum gün İnönü'de senenin ilk resmi maçına çıktığımız gündür. Şimdi çok az sayıda kişinin hatırlayacağı Duhuliye tribününde başlayan Beşiktaş izleme serüveni kademe kademe gelişmiş ve bizim bu Beşiktaş mabedini ezberimize almamızı sağlamıştır. Her dönemde de etrafımda oldukça çok sayıda bir maç tayfası oluşmuş ve tribünde maç izleme keyfi çoğu kez maksimum seviyeye ulaşmıştır. İki üç senedir bu keyfin kaybolduğunu söylüyorum. Kimse de bana "Haksızsın" demedi. Ama bu sene, başta hocamız Ertuğrul Sağlam olmak üzere tüm futbolculara inanıyorum.
İlk onbir, beklentilere en yakın kadroydu ve bu kadro maça da iyi başladı. Alışma dakikalarından sonra Uğur İnceman inancını, hırsını, nefis bir şutla sonlandırınca ilk gol geldi. Bir aralık rakip bizim kaleye gelmeyi akıl etti. Yüreğimiz de ağzımıza geldi. Az daha Beşiktaş klasiği bir gol yiyecektik. Allah'tan top direği sıyırıp dışarı çıktı. 35. dakikada Serdar Özkan, kaleci ile karşı karşıya kaldı ama Beşiktaşlıları rahatlatacak vuruşu yapamadı. İlk yarı bittiği zaman top kayıplarının fazlalığının beni rahatsız ettiğini hissettim. Etrafımdakilere "Ne diyorsunuz ilk yarıdaki Beşiktaş için" diye soracak oldum. En beğendiğim cevap biraz ileriden geldi. "Bal yapmayan arı gibiydi." Top kayıpları ile başlayan ikinci devrenin hemen başında Özkan işbirliği ikinci golü getirdi. Takım da rahatladı, seyirci de. Goller arka arkaya gelmeye başladı. Delgado direğe takıldı ama Bobo üçlemeyi bildi. Tribünler de tam havaya girdi. Beşiktaş rölanti tempoda maçı tamamlarken Tello'dan nefis bir gol geldi. Beklenen fark oldu. Tur geçildi. Zor da olmadı. Keyiften dört köşe genç bir çocuğa sordum: "Sever misin Beşiktaş'ı?" "Ağlarım babam, ağlarım" cevabını verdi.
UĞUR MELEKE: MİLAN ÖNCESİ BOBO (MİLLİYET)UEFA sıralamasının 32'ncisi Bosna'nın lig ikincisi Siroki'nin ilk maçı 2-1 kaybetmesine rağmen ikinci müsabakaya da aynı 11 ve aynı ofansif anlayışla çıkması dünün en değerli detayı...
Bu mütevazı takımın 15 gün önce Brijeg'de kanatlardan ürettikleri tehlikeler teknik adamları Katalinic'i memnun etmiş olmalı ki, İnönü'ye de 2 santrforu Wagner ve Bubalo'nun arkasında ofansif bir üçlü, Alexander-Marciano ve Silic'le çıktı. Ve aynen ilk maçtaki gibi, İnönü'de de ilk 30 dakikada Alexandre ve Silic her fırsat bulduklarında, yer değiştirip savunmayı her yanılttıklarında pozisyon üretti Bosna ekibi...
Kalan 60 dakikada iki ekip arasındaki kalite farkı bariz bir şekilde ortaya çıktı ve rakibin her golün ardından moralmen biraz daha tükenmesiyle Beşiktaş güzel bir tabela yakaladı, ama devşirme kanat oyuncuları S. Özkan'la Holosko'nun çizgi savunmasından esirgedikleri yardım, daha kuvvetli bir rakip karşısında siyah-beyazlıların başına çok iş açabilir...
Sağlam'ın Zapotocny'yi oynatması kesinlikle doğru, zira Seric'le Zapotocny'nin Antalya'da sahada olan 6 yabancıdan fırsat bulup ligde oynamaları çok mümkün olmayabilir. UEFA'da da artık kolay rakip olmayacağına göre, bu iki yabancıyı kullanmak için her fırsat (
Türkiye Kupası ve ligdeki kolay müsabakalar) değerlendirecektir.
Diğer 7 yabancıya da, 17 yerliye de yabancı Bobo ise bambaşka bir adam... Muhtemelen bu Brezilyalı âkil adamı, R.Madrid öncesi, B.Münih öncesi veya Milan öncesi son 1-2 sezonunda izliyoruz şu an...
Not: Bu arada geçtiğimiz çarşamba ümit milli takımdan affını isteyen Emre Özkan da düzelmiş, ona da geçmiş olsun, hızlı iyileşme konusunda A
milli takım kadrosundan çıkan 9 ağabeyini aratmadı...
MEHMET ÖZDİLEK: SKOR ÇOK GÜZEL OYUN DÜŞÜNDÜRÜCÜ (TAKVİM)Avrupa arenasında başarıyı kovalayan Beşiktaş ilk maçta elde ettiği avantajı da kullanarak İnönü'de farklı bir skor alarak turu geçti. Dörtlü defans kurgusuyla ilk defa bir arada oynayan Beşiktaş Zapotocny ve Sivok'un pozisyon ve kademe hataları nedeniyle zayıf rakibine pozisyonlar verdi. Özellikle ilk devre Beşiktaş'ın kanatlarında Serdar Kurtuluş ve Tello ofansif anlamda takıma katkı sağlayamadılar. Serdar Kurtuluş uzun zamandır oynayamamanın verdiği sıkıntıyı ciddi anlamda yaşadı.
Beşiktaş özellikle ikinci yarının 15 dakikalık bölümünde Bobo'nun bireysel hareketleri ile ofansif anlamda etkili oldu. Tello ikinci yarı sol kanatta hücuma büyük katkı yaparak bir anlamda neler yapabileceğini attığı golle gösterdi. Beşiktaş bir üst tura çıkmanın mutluluğunu skor olarak yaşarken, ben ortaya koyduğu oyundan çok da mutlu olmadım. Bu arada bir dipnot vermek istiyorum. Kaptanın oyundan çıkıp pazubendi tekrar yabancı bir oyuncuya vermesi Beşiktaş adına düşündürücü.
SİNAN VARDAR: Farklı tur (TAKVİM)Beşiktaş'ta olağan hale gelen yeni bir bomba... Geçtiğimiz yıl oynanan Trabzonspor karşılaşmasında maç listesinde alt yapıdan bir futbolcunun olmaması nedeniyle hükmen mağlup sayılması gereken Beşiktaş kimsenin itiraz etmemesi sebebiyle o maçta aldığı 3 puanla UEFA'ya gidiyor ve Bosna Hersek temsilcisi rakibi Siroki Brijeg karşısındaki ilk maçı da 2-1 kazanarak büyük bir avantaj yakalıyordu. Ardından Süper Lig'de Antalya karşısında alınan galibiyetin moraliyle Brijeg rövanşına çıkılıyordu. Çarşı yerinde!.. Tribünler tam destek!..Tam 9 kişiyle defans yapan rakip amatör bir takım hüviyetinde. Uğur İnceman müthiş bir presle 2 kez topu kazanıyor ve temiz bir üst vuruşla ilk dakikalarda Beşiktaş'ı 1-0'a taşıyordu. Rakibin tek pozisyonunda santrforları 3 defans oyuncusu arasından kafayı vuruyor top direkten dönüyordu. Sonrasında ilk yarının iyilerinden Serdar Özkan ve Bobo iki mutlak golü atamazken oyun tek kaleye dönüyordü. Farkı artırması olağan olan Beşiktaş soyunma odasına 1-0'la giriyordu. Bu yıl Siyah-Beyazlılar'da göze çarpan en olumlu yönlerden biri de kadro zenginliği. Gökhan Zan, Ali Tandoğan, Aydın Karabulut yok... Yerlerine oynayanlar da sırıtmıyor. İkinci yarıda vitesi büyüten Beşiktaş, Bobo'nun asisti ve Serdar'ın golüyle 2-0'ı yakalıyor; devamında da Bobo çalışkanlığının karşılığını alıyor ve skoru 3-0'a taşıyordu. Maçın sonlarında ise Tello akıl dolu bir vuruşla takımını 4 farklı galibiyete taşıyordu. Sonuçta da Beşiktaş aldığı farklı galibiyetle adını bir üst tura yazdırmasını biliyordu.