Artık eminim. Doğu toplumları gazla çalışıyor! İşin esası gaz! Ekmek, su ve diğer nevaleler ayrıntı. Yeter ki gaz olsun, gerisi teferruat. Gazdan kastım; kurşunsuz benzin, doğalgaz, LPG filan değil. Kıvama gelmiş egoyu sözcüklerle şişirmekten söz ediyorum. Otomobil lastiği şişirmek gibi bir şey. Bu yöntemle,
"Oğlum, o kız sana bakmayacak da kime bakacak. Saatlerdir seni kesiyor," diye şam şeytanı bir herifi, güzelim kızın başına dert edebilirsiniz. Veya Gürcü lider Saakaşvili'ye,
"Bu endam, bu yakışıklılık varken seni kim tutar, yeğenim. Rusya dediğin kâğıttan kaplan, Putin de yer elması," dediğin an, dalıverir Osetya'nın bağrına bağrına! Bu coğrafyada gazı yiyen vitesi beşe takar! Batılılar '
ince' insanlar oldukları için bu işe motivasyon diyor. Motive edene de '
motivatör'. 'Motivatör' bir nevi 'gaz verenin' yani 'gazcı'nın eşanlamlısı. Biliyorsunuz, bu işin
Türkiye'deki önemli mümessillerinden birisi Fatih Terim. Ancak burada gazın cinsinden çok, gaz verenin niteliği önemli. Profesyonel gazcılar nerede ne kadar gaz vereceklerini, ayaklarını gazdan ne zaman çekeceklerini çok iyi bilir. Çünkü gazın sonu iyi biterse sorun yoktur ama kötü biterse durum vahimdir. Unutmamak lazım
"Cömert derler maldan ederler, yiğit derler candan ederler."
BİLE BİLE LADES
İşte Saakaşvili'ye verilen gazın da sonu kötü bitti. Maldan da etti candan da. Gürcü lider kaybedeceği baştan belli bir kumara girdi. Kaybedeceği baştan belliydi, çünkü:
1- Rusya'nın '
arka bahçesi' iken, uzun zamandır petrol ve doğalgaz boru hatlarıyla enerjiyi Batı'ya akıtmaya çalışıyorsan ve Rusya buna diş biliyorsa;
2- Sen
NATO'ya girme arzusu ile yanıp tutuşurken, Putin'in
"Ya sabır" çekerek fırsat kolladığını görüyorsan;
3- Osetya ile olduğu gibi hemen dibindeki Abhazya ile ciddi sorunların varsa;
4- Osetya'da yaşayan insanların büyük bir bölümü de Rus vatandaşı ise;
5- Yakın zaman önce Acaristan'ı elinden kaptığın için Rusya'nın zaten bir yarası mevcutsa; ve sen tüm bu koşullarda yine Osetya'ya saldırıyorsan;
ya aklını ve izanını yitirmiş olman gerek ya da deliyle cinsel temasa girmişsindir!
SONUÇ TRAJEDİ Saakaşvili, Osetya'ya gerçekleştirdiği harekâtla Putin'e beklediği fırsatı verdi. Rusya, Gürcistan'ı vurmaya başladı. Bu arada Abhazlar, Gürcistan'a karşı ikinci bir cephe açtı. Saakaşvili, Batı ile ABD'den beklediği desteği bulamadı. Ve çuvalladı.
ABD ise hem Rusya'yı hem de bölgedeki müttefiklerini test etmiş oldu. Aynı zamanda neoconlar, başkanlık seçimleri yaklaşırken McCain adına yatırım yaptı. Gürcistan içinse sonuç bir trajedi oldu... Çok sayıda insan hayatını kaybetti. Bombalar her savaşta olduğu gibi önce sivilleri vurdu. SABAH'ın dokuz sütuna açtığı o fotoğraf ve fotoğraflar insanlığın vicdanına düştü. Ölen kardeşinin kanlı gövdesini bağrına basarken öfkesini gökyüzüne doğru haykıran adamın eli, Rus helikopterinden nasıl kaçacağını bilemeyen Saakaşvili'nin yüreğine dokunabilir mi?
DAHA ÇOK DEMOKRASİ
Saakaşvili bu kumarı neden oynadı? Çünkü ABD'nin gazına geldi. Oysa Batı'nın mürekkebini de az yalamamış. Yüksek lisansı
New York'taki Columbia Üniversitesi'nde yapmış. Hukuk doktorasını George Washington Üniversitesi'nde tamamlamış. Strasburg Uluslararası İnsan Hakları Enstitüsü'nden diploma almış. İngilizceyi sular seller gibi konuşuyor. Karısı Hollandalı. Ama
demek ki Doğu'da gaz gelince akıl zail oluyor! Biliyorsunuz akıl sözcüğü Arapça kökenlidir.
'Akl'dan gelir. Eskiden kervan sahiplerinin geceleri kamp kurdukları mekânlarda develeri kaçmaması için sabit bir yere sıkıca bağlama işlemine de 'akl' denirmiş. Yani deve 'akl'dan bir kurtulursa, yandık Allah ya Seydi! 'Aklını kaçırmak' sözcüğü de buradan geliyor. Madem akıl giden bir şey, o zaman bir toplumun kaderini otokratlara bırakmamak, demokrasiye sahip çıkmak gerekiyor. Eğer Gül devrimi ile iktidara gelen Saakaşvili'nin gülü solmasaydı, muhalefeti susturup güçlü adam durumuna gelmek yerine, tercihini gerçekten demokratik kurumların oluşmasından yana kullansaydı, ordunun Osetya'ya girmesi bu kadar kolay olmazdı. Aklı başında kalan birileri,
"Durun, ABD'nin gazına gelmeyelim! Saddam'ın Kuveyt'te düştüğü hataya biz düşmeyelim," diyebilirdi. Aynen
Türkiye Millet Meclisi'nin, 2003 yılında Türk ordusunun ABD peşinden Irak'a gitmesini sağlayacak tezkereye yol vermemesi gibi. Halen süren o kirli savaş bazıları tarafından kaçırılmış bir fırsat olarak görülse bile, 1 Mart Tezkeresi'nin reddi; sınırlı ve eksik demokrasimizin en onurlu sayfalarından birisi olarak duruyor.
Bugünkü Tüm Yazıları
Gaza gelme, demokrasiye gel!
Yayın tarihi: 24 Ağustos 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/24/pz/haber,0E0CF58EA25541D8B8D87DD1ED2AD652.html
Tüm hakları saklıdır.