Cuma günü açıklanan ödemeler dengesi verileri haziranda rekor düzeyde cari açık verildiğini ortaya koyuyor. 5.6 milyar dolarlık aylık açıkla ilk yarıda 27.3 milyar dolara, son bir yılda da 45.8 milyar dolara ulaşıldı. Bu konudaki tek umut ise enerji fiyatlarında temmuz ayı içinde başlayan gerilemenin sürmesi.
Haziranda rekor düzeye çıkan açığın finansman durumunda ise fazla bir değişiklik yok. Ne daha fazla kötüleşmeden ne de iyileşmeden söz edilebilir. 5.6 milyar dolarlık cari açık yanında net hata ve noksan kaleminde 2.4 milyar dolarlık çıkış gerçekleştı ve finansman ihtiyacı 8 milyar dolara çıktı. Bunun karşılığında 9.4 milyar dolarlık finansman sağlandı. Yani ihtiyacın az biraz üzerinde. Reel sektör şirketleri yine yurt dışından borçlanmaya devam etmişler.
Yarı yılda durum
Bitişikte yer alan tablodan da izlenebileceği gibi, yılın ilk yarısında cari açık
19 milyardan 27 milyar dolara çıkarken toplam kaynak girişi pek artmadı, 33 milyar dolardan 34 milyar dolara çıktı. Açık büyürken gelen parada artış yok.
* Bu da rezervlerin yerinde saymasıyla sonuçlandı. Geçen yılın ilk yarısında Merkez Bankası 7 milyar dolarlık rezerv artırmışken bu yıl 362 milyon dolarda kaldı.
* Net hata ve noksanla geçen yıl 3.8 milyar dolar gelmişken bu yıl 3.8 milyar dolarlık çıkış oldu.
* Gelen kaynak içinde borç doğuran işlemlerde büyük bir artış yaşandı ve 15 milyar dolardan 31 milyar dolara yükseldi. Elbette en büyük borçlanıcı özel sektör.
* Borç doğurmayan işlemlerle gelen parada da büyük bir azalma söz konusu. Yılın ilk yarasında 18 milyar dolardan 3 milyar dolara düşüşte, doğrudan ve portföy yatırımlarında azalma etkili.
Bütüncül yaklaşım gerekliSonuçta fonlamayı yapıp açığı verdik. Ekonominin çarklarını döndürmeye devam ettik. Cari açık kaynaklı bir kriz yılın ilk yarısında küresel dalgalanmaya ve enerji fiyatlarında büyük artışa karşılık yaşamadık. Ancak finansman olanaklarının giderek yavaşladığı da bir gerçek. Açık büyürken gelen kaynak artmıyor. Burada sürdürebilirlik marjımız giderek daralıyor. Bu durum
Türkiye'nin
cari açıkta komisyon çalışmasının ötesinde, bütüncül bir yaklaşım ortaya koymasını, bunu da yeni bir program çerçevesinde yapmasını, mümkünse de bu programın yanına IMF'yi koymasını gerekli kılıyor.
Sonuç
"Ne iyisiz kötü, ne de kötüsüz iyi vardır." Bulgar Atasözü
Bugünkü Tüm Yazıları
Cari açıkta marjımız daralıyor
Yayın tarihi: 11 Ağustos 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/11//haber,EDFC25B26DB04591812C6930D71E1220.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.