Hıncal Uluç'la ilk kez bir Anadolu yolculuğuna katıldım. Ve kendimce ilginç gözlemler yaptım. Öncelikle söz konusu olan, onun halkla olan ilişkisi. Öylesine tanınıyor ve seviliyor ki... Nereye gitsek, yolda durduruyor, "Merhaba," diyor, birlikte resim çektirmek istiyorlar. Bu adeta genel kural. Hıncal, üstelik böylesine köşe yazarı ve TV yorumcusu zengini bir ülkede, nasıl oluyor da bu kadar seviliyor? Kendimce kimi nedenler buldum. Belki ileride, daha geniş biçimde yazarım. Şimdilik şunu söyleyeyim: O, öncelikle hayatını -özel hayatı dahil- nerdeyse tümüyle okurunun önünde yaşadı, onunla her şeyini paylaştı. Ayrıca yaklaşanlara öylesine sıcak ve nazik davranıyor ki... Herkesin isteğini yerine getiriyor, resmi bir nedenle çıkmayanlara üşenmeden yeniden poz veriyor. Ve bunu severek yapıyor. Bu hepimiz, tüm gazeteci ve medyacılar için de bir iftihar nedeni olmalı. Aramızdan birinin ulaştığı bu nokta, bir yerde hepimiz için önemli. Ben bu nedenle, gazeteci olmaktan, ayrıca Hıncal'la aynı gazetede yazmaktan ve onun arkadaşları arasında bulunmaktan gurur duyuyorum. Ve de, başta basın okulları, tüm üniversitelerimizin buna eğilmesini ve kısaca 'Hıncal Uluç Olayı'nı araştırmasını bekliyorum.
Yayın tarihi: 1 Ağustos 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/01/cm/haber,8C7AB02AD8F54F84A09E31533209C41C.html
Tüm hakları saklıdır.