Metallica gelecek, ama gelmeden partileri, geceleri eksik olmuyor. Geçen gece
Kemancı'da, köprüden önce son çıkış hesabı, konserden önce son parti vardı. Basın ve sanatçıların davet edildiği bir mangal partisi. Barbekü falan dedi insanlar ama siz mangal diye okuyun, daha kıyak.
Hafif Müzik ızgaranın başında ateşi harladı ve etrafı kesti... Kemancı açıkçası artık hiç gitmediğim bir yer. 90'ların bir bölümünü orada geçirdim ben, artık gerek yok diye düşünmeme rağmen kapıdan girince hoşuma gitti. Bahçe gayet başarılı. İş çıkışı saatlerinde happy hour falan var, araya sokuşturayım. Elbet artık başka bir yer burası, ama olsun mangal başında yarım ekmek sucuklara ve fıçı biraya dalan eski dostların bir kısmını görmek güzeldi.
EZİK BİR GRUP
Mesela
Punk Levent. Hemen muhabbete girdik.
Mötley Crüe turnesi ve
Sebastian Bach'ın son albümü hakkında kısa bir haber turunun ardından geyiğe bağlandık. Sebastian, Levent'in kankası oldu ya İstanbul'da; Levent albüm süper olmuş diye mesaj atınca Sebo çok sevinmiş. "Yakın zamanda çağıralım yine gelsin çocuk," dedik. İnşallah. Kafamı çevirdim ki metal camiası mangal kuyruğunda. Köfteler, kuzu şiş ve sucuklar havada uçuşuyor.
Malt'ın basçısı ve
Türkiye'deki bir numaralı Metallica fan'ı
Cenk Turanlı, gitarist
Barış Aktunç uzaktan gelişmeleri izliyordu. Cenk askerden zayıflayarak dönmüş. Kendisi pek sağlıklı görünüyordu. Hemen ilerideki masada ise 'derin metal' camiası toplanmıştı ve iştahlarının hayli yerinde olduğunu gözlemledim.
Blue Jean ve
Head Bang'den
Çağlan Tekil ve
Doğu Yücel gözüme ilişti.
Judas Priest'e gitmememi büyük bir kayıp olarak nitelendirdiler ve beni kınadılar. Ardından elbette
Iron Maiden muhabbeti açıldı. Doğu koyu bir Maiden'cı olarak
NTV ekranlarına da "Metallica da iyi çocuklar ama dünyanın bir numaralı grubu tabii ki Iron Maiden," tadında bir açıklama yaptı. Çağlan gelişmeleri kaygıyla izledi. Laf aramızda bence de Iron Maiden dünyanın en iyi sahne şovuna sahip.
Eddie'yi sahnede görmüş biri olarak bana inanın. Doğru söylüyorum, bu lafta abartı yoktur.
HIRKA METAL
Tabii ortamda hafif ezik bir grup da yok değildi:
İndieciler... Özellikle genç kuşak indie/britsever tayfa da anlaşılan o ki mangalın çekim alanına girmiş ve soluğu Kemancı'da almıştı. "Ne o yemeğe mi geldiniz?" diye kendilerine hayli takılan metalci ve rockçı vardı. Bu metalciler çok acımasız olabiliyorlar. Oysa ben Kemancı'daki kültür mozayiğinden hayli memnundum. Bu arada Punk Levent'in 'hırka metalciler' tanımlamasını da hayli isabetli bir kavram olarak dolaşıma sokmak isterim. Hırka metalciler ve indie'ciler şiş üzerine yoğunlaşırken, metalciler sucukta karar kıldı. Yaygın içecek biraydı ancak votkaya yüklenen rockçı sayısı da az değildi. RnB'ci
Doa,
Harun Tekin,
Ogün Sanlısoy,
Yakup,
Sakin üyeleri bir ara gözüme ilişen isimlerden. Kemancı eski günlerine dönmeye çok yakındı. En azından öyle görünüyordu, ama tabii bu ortamlar her zaman olmuyor. Gecenin ilerleyen saatlerinde
Malt sahnedeydi.
Metallica,
Motörhead ve tabii kendi şarkılarından da çaldılar.
Cenk Durmazel aynen bu ekiple bir şov hazırlamalı ve şehir şehir dolaşmalı. Görenler yerlere yattı, ertesi sabah anlata anlata bitiremediler. Izgara dumanı, bira köpüğü, gitar sesi derken elbet asıl mevzuu "Metallica'yı nasıl getirdik?" konulu destanların
televizyon kameralarına uzun uzun anlatılmasıydı. Gecede gözlerim
Ahmet San'ı aradı. Herkes oradaydı ama asıl adam ortalıkta yoktu. Herhalde evinde bir puro yakmış, ayakları çalışma masasının üzerinde yeni projeler düşünüyor olmalıydı. Ya da bilemiyorum. Ben hâlâ Metallica'yı kim getirdi tam olarak anlamış değilim. Zaten önemi de yok. Kim getirdiyse teşekkür edelim ve yazıyı şöyle bitirelim: Selam sana Metallica, her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsan.
Yayın tarihi: 18 Temmuz 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/18/cm/haber,E6510EA9655548FC9AF513BE32278B18.html
Tüm hakları saklıdır.