Medyayı getirdik, tekneler hazır, sporcular yerlerinde duramıyor, organizasyon mükemmel ama yarışmak mümkün değil. Başka sporlarda pek rastlanamayan bir şey ama yelkende pek sık oluyor. Hele hele küresel ısınma dedikleri 'ücübük' durum ortaya çıktıktan bu yana ne mevsim normalleri kaldı ne de sayılı fırtınalar... Geçen hafta sonunda Medya Cup Yelken Yarışı vardı, ama yapılamadı. Basit bir nedeni var: Rüzgârsızlık! Şaka gibi ancak gerçek. İstanbul'un yaz aylarının ünlü poyrazı hiç esmedi o gün. İstanbul Yelken Kulübü bu yarışı özellikle medya mensuplarının yüzünü denize döndürebilmek için düzenliyor. Sıkıntımız malum, yelkenle ilgili haberler gazetelerde, televizyonlarda yeterince yer bulamıyor. Düşünmüş taşınmışlar ve her tekneye bir iki basın mensubunu koyup bir yarış düzenlersek, en azından gazetelerde yelkeni tanıyanların sayısı artar demişler. Çok da iyi bir düşünce. Üstelik gazeteci arkadaşlarımızın arasında bayağı ilgi görmeye de başladı ama ne kadar istekli olursan ol, eğer rüzgâr olmazsa yelken işini unut. Aynen "Harç bitti, yapı paydos," sözündeki durum gibi... O gün de aynı şey oldu. Altı yıldır bizim ekip Naviga Cup'ı düzenliyor. İstanbul'un en büyük katılımlı yarışı. Allah'tan arkadaşlar yarışları iki ayrı günde düzenlemişler. Çünkü ilk gün yarışmak mümkün olamadı. Aynı şey Bosphours Cup'ın ilk gününde de oldu. Hatta yelkencilerden biri organizasyondakilere "Bu kadar para harcıyorsunuz. Üç-beş kuruş daha şu kesenin ağzını açın da rüzgârı da ayarlayıverin!" diye takılıyordu. Gerçekten çok güldüm. Medya Cup'ta bir şirinlik de düşünülmüştü. Teknelerden birine ünlü tenor Hakan Aysev binmişti. Niyet yarışı Aysev'in söyleyeceği Napoliten şarkı
O Sole Mio ile başlatmaktı, ama olmadı. Seneye inşallah. ÇOCUK OLMAK VARMIŞ Geçen cumartesi gündüz bu yarış yapılamadı, ama akşamında beş gündür devam eden III. Uluslararası Capitol Optimist Week yarışlarının ödül töreni vardı. Bu yıl Bahreyn, Bulgaristan, İsrail, Danimarka, Makedonya, Romanya, Rusya, Sırbistan ve
Türkiye'den 119 yelkencinin katıldığı yarışların kapanışında, uzunca bir süre ödül töreninden sonra kendilerini havuza atan çocukları seyrettim. Nasıl da keyifli eğleniyorlardı, anlatamam. Ne uluslararası çekişmeler ne de başka bir şey umurlarındaydı. Onları böylesine dost ve sevgi dolu görüp "Şimdi çocuk olmak varmış," dememek mümkün mü? Siz bu satırları okurken ülkemizin en eski yarışı Deniz Kuvvetleri Kupası için yatlar yelken basıyor olacak. Ama onlar bu yarışın provasını geçen hafta Moda Deniz Kulübü'nün düzenlediği Atatürk Moda'da Yat Yarışları'nda yaptılar. 2 Ağustos 1936 günü Moda'da yapılan ve startını Büyük Atatürk'ün verdiği yat yarışının tekrarı niteliğinde yapılan etkinliği Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Bandosu müziğiyle renklendirirken, yatlarla birlikte Sahil Güvenlik botları da kulübün önünde seyrederek kulüpteki izleyicileri selamladılar. Bu arada Sahil Güvenlik botunun açtığı büyük Atatürk posteri alkışlarla karşılandı.
Yayın tarihi: 13 Temmuz 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/13/pz/haber,7B5CA730F61C4BF8861402833682CD39.html
Tüm hakları saklıdır.