Yarışırken çatışıyorlar

Yelken yarışlarını yakından izleyenler "Yolll.... yolll... yolll..." şeklinde bağrışmalar duyarlar. Rotaları kesişen yatçıların bir diğerine yol hakkının kendisinde olduğunu hatırlatan çağrılarıdır bunlar... Aslında yarışçıların hepsi yol hakkının kimde olduğunu çok iyi bilirler ama yine de bunu, son ana kadar rakibi yıpratmanın ve biraz da olsun heyecanlandırmanın dayanılmaz histerisine kapılarak yaparlar. Bazen de Kahve Dünyası Yarışları'nda yaşanan kaza gibi iki tarafın iyi niyetine rağmen ciddi bir çatışma gerçekleşir. Son çatışmanın teselli verici yanı Chivas Goblin'de ağır hasar olmasına rağmen olayda kimsenin yaralanmaması, kazanın ufak tefek sayılabilecek sıyrık ve şişliklerle atlatılması... Yelken dünyamızın usta fotoğrafçılarından Coşkun Aydın'ın inanılmaz şekilde yakaladığı fotoğraf da olayın vahametini gözler önüne seriyor. Ancak olayın en önemli boyutu Uzun yatının sahibi Erhan Uzun'un gösterdiği sportmenlik, centilmenlik... O olayda Erhan Uzun, teknesi hasar almamasına rağmen rakibiyle birlikte anında yarışı terk etti ve Goblin tamir edilip tekrar yarışlara girene kadar da yatının yarışlara katılmayacağını açıkladı.

İYİ Kİ RAKİPLERİMİZ VAR
Bu davranışı çok önemsiyorum. Hep savunduğum bir şey var. Gerçek denizciler kardeştir ve denizlerde birbirleri için yaşarlar. İcabında da bir başkasının teknesini, hayatını kurtarabilmek için kendi yaşamlarını riske atmakta tereddüt etmezler. Bu olay tüm spor dallarına örnek olmalıdır. Hoş örnek olsa da yapmazlar ya!.. Mesela bir futbolcuyu sakatlayan birinin, rakibi sahalara dönene kadar kendisinin de sahaya çıkmayacağını söylediğini hiç duydunuz mu? Özetle tekrarlamak istiyorum. Hasarlar giderilir, maddi kayıplar telafi edilir ama bu şövalyelik unutulmaz. Sağol Erhan Uzun... Ağır hasar alan yatın sahibi Aydın Yurdum'un olaya yaklaşımı da sadece sporculara değil otomobil kullanırken en ufak bir hatada birbirinin gırtlağına sarılanlara da örnek olacak olgunlukta. Bakın Aydın Yurdum olayı Naviga dergisine nasıl anlatmış: "Erhan Uzun yıllarca centerboard'da aynı sularda yarıştığımız, belki o dönemlerde pek yakın olmasak da yat yarışlarında diyalog içinde olduğumuz bir rakibimiz. Sporun etik kurallarına çok özen gösteren dürüst bir yarışçı. Ekibi ise yine kendisi gibi kendisi gibi her zaman saygı gösterdiğimiz kişiler. Onlar da çok üzüldü, zaten kendilerine bir şey olmamasına rağmen hemen yarışı bırakıp bizimle birlikte karaya döndüler. Kendisine de söyledim. Bazen böyle pozisyonlar olabiliyor. Eğer rakibinizi iyi tanıyorsanız, onun ve ekibinin nasıl kişiler olduğunu biliyorsanız kızacak bir durum olmuyor. 'Kısmet' demek en güzeli. İyi ki varlar, Yarışta her şey olabiliyor. Ama umarım bir daha hiçbirimiz bu tür kazalar yaşamayız."