Kanuni Sultan Süleyman Zigetvar seferine çıkarken, 1566'da ordusunu Büyükçekmece Gölü'nün denize birleştiği boğazdan karşıya sallarla geçirmiş.. Koca ordu, salla nasıl geçer?.. Çok zorlanmış tabii ve emir vermiş.. "Tez elden buraya bir köprü yapıla.."
Kim yapacak?..
Muhteşem Süleyman'ın Muhteşem Mimarı tabii.. Sinan.. Tam 442 yıl sonra, Kanuni'nin hiç duramadığı noktadayım. Muhteşem Süleyman seferde ölünce, adını taşıyan köprüyü görmemiş bile.. Ve ben Türk gazetecisi, hayatının yarısını İstanbul'da geçiren, Prag'da, Peşte'de, Floransa'da, Venedik, Paris, Londra, Roma'da ve daha nerede varsa, tarihi köprüleri gidip gören ve yazan Türk gazetecisi Hıncal Uluç, ilk defa buradayım.. Ne ayıp değil mi?.. Bana yeter de artar değil mi?..
Bu köprü bu saydığım kentlerin birinde olsa, ziyaretgahtı, yerli, yabancı turistler için.. Tur otobüsleri sıra sıra dizilirdi önünde.. Milyonla fotoğrafı çekilirdi..
Ordu-yu Hümayun, yüzyıllar boyu bu köprüden geçerek sefere gitmiş, Sırbistan, Macaristan, Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Rusya ve dahi diğer Avrupa ülkelerine..
Tam bir savaş köprüsü.. Sinan köprünün tam orta yerine, kavisin en tepe noktasına iki loca oturtmuş, dışarı taşan, yolu kesmeyen.. Buraya sayıcılar otururmuş.. Giderken sayarlarmış orduyu, kaç kişi geçti, dönerken sayarlarmış kaç kişi geçti.. Aradaki fark zayiatı belirlermiş..
Bu savaş köprüsü şimdi, dostluğun barışın simgesi.. Bu köprünün adı, Büyükçekmece Uluslararası Halk Dansları Yarışması'na verilmiş..
Altın Köprü Yarışması!..
O köprüden yüzyıllar boyu ülkeler fethetmeye gitmişti ordu.. Şimdi o ülkelerin temsilcileri, Yunanlılar, Bulgarlar, Rumenler, Macarlar, Sırplar, Ruslar ve dahi ötekiler bu defa o yandan bu yana barışı kucaklamaya geliyorlar. Güzelliğe bakar mısınız?..
Festivali kuran, geliştiren ve yaşatan belediye başkanı, Dr. Hasan Akgün, gazeteye, odama kadar gelip davet etmese, dost Burhan Ayeri "Hıncal Ağabey iyi dinle doktoru" demese, haberim olur muydu?.. 8 yıldır oldu mu?.. Kimin oldu ki?.. Utancımın farkında bile olmadan yaşardım..
Önce köprüyü gezdik doktorla.. Sonra tiyatroya geldik.. 5 bin kişilik açık hava tiyatrosu.. Ve gece başladı.. Ön sıralar 33 ülkenin genç dansçılarına ayrılmış.. Fatih Erkoç geceyi açınca, her dilden, her telden söyleyerek bütün tiyatroyu avcunun içine alınca görmeliydiniz o gençleri, nasıl fırladılar yerlerinden.. Nasıl dansa başladılar.. Tiyatro panayıra döndü.. Müzik, dans, neşe, dostluk, kardeşlik.. Yunanlıyla Kıbrıs Türkü yan yana, kol kola.. Anlayın ötesini.. Ve halkım, Kıbrıs'ı çılgınca alkışlayan halkım, Yunanlılara daha fazlasını yapıyor.. Köprüye bakar mısınız şimdi?.. Birleştiren, buluşturan, kucaklaştıran köprüye..
Sonra 33 ülkenin dansçılarını kısa tanıtım şovlarında izledik, doyamadık.. Bu ne güzellik, bu ne renk, bu ne müzik, ne danstır..
.. Ve de 7'den 70'e Çekmece halkından kurulu bir ritm gurubunun sürpriz gösterisi.. Vay vay vay..
Gecenin birini geçiyordu, içimizde hâlâ heves, hâlâ coşku tiyatroyu boşaltırken..
Büyükçekmece Festivali hafta sonuna kadar devam ediyor.. Guruplar her gece büyük jüri önünde yarışacaklar. Final cumartesi..
Her gece ayrıca bir konuk var. Bu gece Ebru Gündeş, yarın Kıraç, cuma Ziynet Sali..
Festivalin kültür yanı da var. Yerli ressamlar ve uluslararası heykeltıraşlar..
Dünya çapında olmaya aday bu festivalden Kültür Bakanımızın, İstanbul Belediye Başkanı, Valisi, ya da Kültür Müdürü'nün haberi var mı acaba?..İzlerine rastlamadık da.. Ayıp mı olurdu acaba, teşrif etseler?.. Zahmet mi yoksa?.
Medyanın da haberi yoktu zahir.. Deniz Akkaya gelmeli, yatağa girip frikik vermeliydi ki, sütun sütun girsin sayfalara..
Bugünkü Tüm Yazıları
Bir "Muhteşem" köprü ki..
Yayın tarihi: 9 Temmuz 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/09//uluc.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.