Ergenekon operasyonundan sonra ortalık tuhaf yorumlarla doldu.
Bunlardan biri şöyle: "Operasyon, vazife başındaki üst kademe subaylara da uzanacak." Hatta işi iyice abartıp GK Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt'ın adını telaffuz edenler dahi var.
Bence yanlış.
Nedenini anlatmadan önce geçen yılki bir yazımı hatırlatmak isterim.
"Ulusalcılık" denilen ama düpedüz "faşizm" olan Ergenekoncu hareketten söz ettikten sonra, yazıyı şöyle bitirmiştim:
"Hükümetin ve GK Başkanı Org. Büyükanıt'ın, bu gelişmelerin farkında olduğunu sanıyorum. Ancak bazı çevreler Büyükanıt'ı etkilemeye ve faşist hareketin içine çekmeye çalışıyor. Başarırlar mı? Allah korusun!" (Sabah, 17 Haziran 2007)
Mayıs 2006'daki
Danıştay saldırısından beri meydana gelen bazı olaylar şunu gösteriyor: Ergenekoncular, TSK kadrolarını etkilemeye, hatta kimi
sızdırma haberlerle onu şekillendirmeye kalkışıyor.
(
Ara notu 2: Kastettiğim, "
Eylem Planı" türü çalışmalar değil, gizlice kaydedilen konuşmaların ya da bazı fotoğrafların filan sızdırılması.)
Ellerinden gelse, "
Onu emekli edin, şunu terfi ettirin" filan diyecekler!
İşte bu açıdan bakıldığında, Ergenekon operasyonunun, aynı zamanda, TSK'nin
kimyasını bozmaya kalkışanları hedef aldığını düşünüyorum.
Yani mesele hükümetin devrilmesinden ibaret değil. O işin bir yüzü; hatta
ikincil yönü dahi denebilir.
Asıl büyük amaç,
otoriter/faşizan bir yönetim kurmak. Bunun için de şart olan darbeye, orduyu ikna etmek.
TSK yönetimi ile hükümet arasında elbette bazı uyuşmazlıklar, hatta sürtüşmeler var. Bunu biliyoruz. Ancak operasyon iki kurumun da yararına görünüyor.
Gerçekten faşizm isteyerek ya da "
öcüye karşı mücadele" ettiğini sanarak, Ergenekon hareketine destek verenler, operasyondan sonra afallamış durumda.
"
Hani TSK arkamızdaydı, yoksa kandırıldık mı" diye söylene söylene saldıracak yer arıyorlar.
Yayın tarihi: 3 Temmuz 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/03//akoz.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.