kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 30 Haziran 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
MEHMET BARLAS
BAŞYAZI

Sosyopolitik davranış bozukluklarımızın kaynakları...

Güftesi Şahin Çandır'a, bestesi Avni Anıl'a ait Kürdilihicazkar şarkıyı hepimiz sever ve söyleriz ya.
"Bir gülüşün var ki, kaş çatar gibi,
En sıcak sözlerin azarlar gibi
Hiç bağlanır mıydım çocuklar gibi,
Ah bu şarkıların gözü kör olsun"
Güftedeki "Şarkıların" yerine "internetin" kelimesini koyup söyleyin bu şarkıyı.
"Güzelsen güzelsin, yok mu benzerin?
Goncadır ilk hali bütün güllerin
Aklımda kalmazdı yüzün, ellerin,
Ah bu internetin gözü kör olsun"
Dün internette dolaşırken, "gazeteport.com" da bir haber gördüm. Buna göre İngiltere'de "obsesif kompulsif" bozukluk teşhisi konulan 10 yaşındaki bir çocuk, 11 Eylül 2001 saldırılarının, o gün kaldırımdaki beyaz işaretlere basarak yürümemesinden dolayı meydana geldiğine inanıyormuş.
Haber İngiliz psikiyatri dergisi "Neurocase" de yayınlanan bir makaleden alınmıştı. Bu derginin sitesine girip, haberi daha derinine öğrendim.

Tourette sendromu
Bu İngiliz çocuğu, derslerinde başarılı, normal bir çocukmuş. Ama saplantıları varmış. Ayrıca "Tourette Sendromu" teşhisi koyulan davranışları sergiliyormuş.
İnternetten, Tourette'in 1859-1904 arasında yaşayan bir Fransız bilim adamı olduğunu öğrendim. Onun adıyla bilinen ruhsal bozuklukta, insanlar bazen hareketlere, bazen sese yansıyan tiklere sahip olurlarmış. Ayrıca ya başkalarının ya da kendilerinin sözlerini sürekli tekrarlarlarmış.
11 Eylül terörist saldırısından ötürü kendini suçlayan 10 yaşındaki İngiliz çocuk, her sabah kaldırımdaki beyaz çizginin üzerinde yürürmüş. "Bıçak keskin mi" diye, mutlaka parmağını bıçağın keskin yüzüne sürer, "çaydanlık sıcak mı" diye de parmağını değdirirmiş kaynayan çaydanlığa.
O sabah kaldırımdaki beyaz çizgi üzerinde yürümediği için El Kaide'nin Amerika'ya saldırdığını düşünmekteymiş. Bu nedenle bunalıma girmiş. Doktorlar onu ilaçla tedavi ederlerken, İngiltere ile Amerika arasındaki saat farkını da hatırlatarak, saldırı ile onun beyaz çizgiye basmaması arasında nedensellik bağlantısı olamayacağını da anlatmışlar.

Toplumsal bozukluklar
Bunları öğrendikten sonra internette saatlerce daha dolaştım.
"Obsesif kompulsif" bozuklukların ve "Tourette Sendromu" hastalığının ruhbilim gibi toplum bilimlerine de yansıyıp yansımadığını anlamaya çalıştım.
Çünkü bizim sosyopolitik yaşamımızda da saplantılı ve içgüdüsel zorlamalara bağlı "Obsesif kompulsif" bozukluklar ve "Tourette Sendromu" ndakine benzer toplumsal tikler ve tekrarlar var.
Örneğin sebeplerle sonuçları karıştırıyoruz. Siyasal ve sosyal gerçeklere karşı, bunların nedenlerini anlamaya çalışmak yerine, bunları kapattığımız ya da yasakladığımız zaman yok olacaklarına inanıyoruz.
"Cumhuriyet Mitingi" yapınca seçim sonuçlarının değişeceğini, türbana üniversite kapısını kapatınca laikliği güvence altına alacağımızı düşünüyoruz.
Aynı şekilde türbanlılar da, pardösüden tayyöre geçince hem kendilerinin değişeceğine, hem de başı açık olanların kendilerine bakış açılarının değişeceğine inanıyor.
Atatürk'e bakış açımızda da toplumun farklı düşünce yelpazesindekiler, kendilerince "Obsesif kompulsif" bozukluklar ve "Tourette Sendromu" ndakine benzer toplumsal tikler ve tekrarlar sergilemiyorlar mı?

Travma meselesi
Geçen gün Necef Uğurlu bu bozuklukları şöyle teşhis etmişti Star'daki yazısında:
- Dengir Fırat travma geçirdiğimiz hususunda haklı. Teşhis doğru ama neden yanlış, bu psikolojik hasarın devrimlerle ne alakası var? Uygulanamadıkları içinse tamam ama fes ve ferace olsaydı her şey yolunda olacaktı?
İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'ın kara çarşafın arasında görünen gözlerini de güneş gözlüğü ile kapatan hanımının fotoğrafı, en çok başı açıkları mı, yoksa türbanlıları mı rahatsız etmiştir size göre?
Evet... Bu internetin gözü kör olsun. Neleri düşündürüp, neler öğretiyor insana.
Vahşi Batı'da bir kovboy, karşısına çıkan başka bir kovboya "İki kere iki kaç eder" diye sormuş. "Dört eder" cevabını alınca da "Çok şey biliyorsun sen" diye vurmuş onu.
YouTube'u yasaklamak yetmez bize... Bu Google da akla zarar veriyor.
İnsanın rejimsel ve inançsal kararlılığını sarsıyor.