kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 23 Haziran 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

'Taliban devre arasında infaz yapıyordu'

Yeni Haber
Eski TBMM Başkanı Hikmet Çetin, parti kapatılmasını uygun bulmadığını belirterek, ''Ama aynı zamanda anayasa ve yasalarda partilerin kapatılabileceği konusundaki hükümler duruyor. Bu hükümler yeni konulmadı'' dedi.

Hikmet Çetin, parti kapatma davalarına ilişkin süreç devam ettiğinden çok şey söylemek istemediğini belirtti. Parti kapatılmasını uygun görmediğini ifade eden Çetin, şunları söyledi:

''Ama aynı zamanda anayasa ve yasalarda partilerin kapatılabileceği konusundaki hükümler duruyor. Bu hükümler yeni konulmadı. Başından beri orada duruyor. Bu hükümler varken bazı şeyler görmezlikten gelinemez. O nedenle o noktaya gelmemek, anayasada yer alan gerekçelere meydan vermemek gerekir. Cumhuriyet başsavcısı, ismi de üzerinde cumhuriyeti koruyacak olan, anayasa ve yasadaki hükümlere dayanarak bir iddiada bulunuyor. İddia makamının iddiası doğru mu değil mi ne kadarı doğru Anayasa Mahkemesi karar verecek.''

''TALİBAN, DEVRE ARALARINDA İNFAZ YAPIYORDU''

Çetin, Afganistan'da NATO Yüksek Sivil Temsilciliği görevini yaptığı dönemde Afgan kadının çektiği sıkıntının kendisi için unutulmaz olduğunu vurguladı.

Taliban döneminde kadınların hatta 8-9 yaşındaki kız çocukların tek başına sokağa çıkamadıklarını, çıkarlarsa kırbaçlandıklarını, kadınların eğitiminin yasak olduğunu, kadın öğretmenlerin okullardan kovulduğunu kaydeden Hikmet Çetin, ''Kadın-erkek ilişkilerinde de en ufak taviz verilmiyordu. Taliban sadece cuma günleri oynanmasına izin verdiği futbol maçlarının devre aralarında saha içinde mahkum kadınların infazını gerçekleştiriyordu'' dedi.

Son yıllarda bu olumsuzlukların giderilmeye başlandığını, önemli adımlar atıldığını dile getiren Çetin, Afgan parlamentosunda yüzde 28 oranında kadın parlamenter bulunduğunu kaydetti.

AFGANİSTAN'DAN UNUTAMADIĞI İKİ ANI

Afganistan'dan içi sızlayarak döndüğünü belirten Çetin, şöyle devam etti:

''Oradan unutamadığım anı çok. Zaman zaman korumaları aşıp halkın arasına giriyordum. Eşraf tahta bir yükseltinin üzerine halı serip bağdaş kurar, bizim Anadolu'daki gibi. Bir gün tek başıma gidip orada oturunca şaşırmışlar. Beni televizyonlardan görmüşler daha önce. 'Nasıl geldiniz?' falan dediler ben de 'geldim işte, ne var' dedim. Biri geldi dedi ki 'oturmaya devam edeceksin, ben sana dolma getireceğim'. Gitti, bir koşu evden dolma getirdi. Hep beraber bağdaş kurduk, yedik.''Çetin, bir başka anısını da şöyle anlattı:

''Gideli birkaç ay olmuştu. NATO merkezinden bir heyet gelmişti. Afgan Dışişleri Bakanı ile Kabil Havaalanının onarılması ve uluslararası alana açılması için protokol imzalayacaktık. O zaman büyükelçilikte kalıyorum. Sabah yüzbaşı geldi, 'efendim çıkamayız' dedi. 'Neden?' dedim. 'İhbar alındı, NATO komutanı bütün randevuları iptal etti. Bir suikast veya eylem ihbarı alındı, komutanın ricası sizin bu programı iptal etmeniz' dedi. 'İptal edemem, mümkün değil. Böyle bir ihbar karşısında iptal edersem yarın Türkiye'de görev yapamam' dedim.

O zaman çelik yelek giymemi istediler. Yeleği giydim ama bu sefer de hareket edemez hale geldim. 'Olmaz, ben böyle yürüyemem' dedim, çelik yeleği de çıkardım. Alınan ihbar da bir kameradan saldırı olacağı yönündeydi. Baktılar ki çare yok, gittik, yaptık işimizi. Herkes çok tedirgindi ama bir şey olmadı.''

''IRAK İLE AFGANİSTAN FARKLI''

Afganistan ile Irak'ta yaşanan sürece ilişkin bir soru üzerine de Çetin, iki ülke arasında fark olduğunu, Afganistan'da yapılan bütün işlerin arkasında BM Güvenlik Konseyi kararlarının bulunduğunu, bu nedenle meşruiyet tartışması yaşanmadığını söyledi.

Hikmet Çetin, Afganistan'a gidiş nedenlerinin çok net olduğunu kaydederek, ''Irak'a giriş nedenleri ise aslında gerçekte yok. Yani kitle imha silahlarının bulunmadığı görüldü. Saddam ve yönetiminin El Kaide'nin dolayısıyla da 11 Eylül saldırılarının arkasında olduğu iddiasının da gerçek olmadığı anlaşıldı'' dedi.

11 Eylül, Londra, İstanbul, Madrid saldırılarının Afganistan'dan kaynaklandığının uluslararası kamuoyunca bilindiğini ifade eden Çetin, ''Afganistan aslında bir terör devleti haline gelmişti. Yani biz Afganistan'a gitmezsek o bize geliyordu'' diye konuştu.

Çetin, iki ülke arasındaki bir diğer farkın da Afganistan'da halkın uluslararası toplumu desteklemesi olduğunu bildirdi.

IRAK'IN KUZEYİNE DÜZENLENEN OPERASYONLAR

Hikmet Çetin, Irak'ın kuzeyine düzenlenen operasyonlarla ilgili olarak, hiçbir ülkenin kendi topraklarının ötesinden, kendine yönelik teröre izin veremeyeceğini dolayısıyla Türkiye'nin bu konuda çok haklı olduğunu ifade etti.

Türkiye'nin uzun zaman beklediğini, gereken önlem o ülke tarafından alınmadığı için bunu yapmak durumunda kaldığını belirten Çetin, dünyanın buna ses çıkarmadığını, Türkiye'nin Irak'ı işgal etmek, orada kalmak gibi bir niyeti olmadığının görüldüğünü söyledi. Çetin, Türkiye'nin hedefinin kendine yönelik teröre karşı gerekeni yapmak olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

''Türkiye uzun süre bunun Kuzey Irak'taki yönetim tarafından yapılmasını bekledi. Olmayınca kendisi yaptı, destek de gördü. Kuzey Irak şu noktaya geldi, Türkiye olmadan bölgede barışın sağlanamayacağını herkes gördü.

ABD de gördü. ABD sınırsız şekilde orada kalamaz. Sanıyorum Kuzey Irak yöneticilerine de söyledi bunu. Türkiye ile ilişkilerinin yaşamsal olduğunu anlattı. Bunun ön koşulu da teröre desteğinin çekilmesi.

Kimse insan öldürülmesini istemez ancak teröre karşı da gerekeni yapmak durumundasınız. Terör ortadan kalktığı zaman Kürt vatandaşlarımızın sorunlarının daha rahat çözülebileceği, bölgeye daha çok katkı olabileceği görüşündeyim.''

(AA)