kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 23 Haziran 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
YAVUZ DONAT

"Orada" neler oluyor?

Arayıp soran, gelip giden, "geçiyorduk uğradık" diyen, "bizim partide şunlar oluyor" diye konuya giren çok.
Bunlar "DP-DYP çevreleri."
Dinledikçe kafamızda sorular uçuşuyor.
"Kaç parçaya bölünmüşler böyle" diye.

Partinin "sandıktan çıkmış başkanı" var:
Süleyman Soylu.
"Seçilmiş yönetimi" de var.
Ama Prof. Tansu Çiller'e gidip "Soylu'yu seçtik ama, gönlümüz sizde... Haydi geçin partinin başına" diyenler de var.
Bir de "parti kurucuları" var.
Kurucu olan ya da olmayan "akiller sınıfı" var.
"Deneyimliler, geçmişte önemli görevlerde bulunanlar."
Bunlar "hayli çok."
Fakat "bunlara kulak veren pek yok."
Mehmet Dülger dedi ki:
- AK Parti'de "kurucular" önemli bir "siyasi kurum." Ve parti içinde "çok itibarlı." DP-DYP'de böyle değil... Kim nerede, kim ölmüş kalmış, kimsenin haberi yok.

Bir de "Demirel'in kapısını aşındıranlar sınıfı" var.
"Müdahale ediniz" diyenler.
"Yönlendiriniz" diyenler.
Demirel ne yapsın?
Bir zemin olmadan "kime ne desin, nereye nasıl müdahale etsin?"
"DP-DYP" şu anda bir "zemin görüntüsü" vermiyor ki.
Bir de "107'ler" var.
"ANAP takviyeli eski DYP'liler."
Kimi eski milletvekili, kimi eski bakan.
Oturdular konuştular.
"Yeni bir merkez sağ" diye yola çıktılar.
Bir de "bildiri" kaleme aldılar.
Ama "son anda" bildiriyi rafa kaldırdılar.

Bildiri "AK Parti şöyle kötü, böyle kötü" diye başlıyordu.
Baştan aşağı "AK Parti eleştirisiyle" doluydu.
107'lerden "birkaçı" dedi ki:
- İyi de, bizim AK Parti'ye çatmaktan başka işimiz yok mu?.. Halka hangi mesajı vereceğiz, nasıl bir ufuk sergileyeceğiz? "Bu soru" üzerine, bildirinin yayınlanmasından vazgeçildi.
Unutmayalım, bir de eski "Diyalog Grubu" var.
Bu grupta eski bakan, eski milletvekili, profesör, eski yüksek bürokrat "pek çok isim" mevcut.
Siyasetçi kesimi DYP'li, ANAP'lı ve "CHP takviyeli."

Var, daha var, gerisi var... "Başımıza Abdüllatif Şener geçsin" diyenler var... Rifat Hisarcıklıoğlu'nu isteyenler var.
Rusların meşhur "matruşkası" gibi.
Açtıkça içinden "yenisi" çıkıyor, yine açıyorsunuz "parti içinde parti... O onu dedi, bu bunu yedi... Dün gece şurada toplanıldı."
Özetlersek "laf çok, ortada elle tutulur bir şey yok."