kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Haziran 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Yabancılar ceplerinde çatal bıçakla dolaşmak zorunda kalıyor

İLİŞKİLİ HABERLER
Yabancılar ceplerinde çatal bıçakla dolaşmak zorunda kalıyor
- Dünyada birçok farklı kulüpte çaldınız. Çok uçuk kulüpler var mı?
- Japonya'da Gold diye bir kulüp vardı. Hem de 15 sene öncesinden bahsediyorum. Deniz kenarında gemilerin depo olarak kullandığı beş katlı bir binaydı. Japonya'da deniz çok önemsenmez bu arada. Tüm tehlikeler denizden geldiği için sevmezler. Bu kulübe girerken sizi kapıda üniformalı, başlarında altın rengi kasketli adamlar karşılıyor. Vestiyer yok. Onun yerine birinci katta binlerce kilitli dolap var. Boş bulduğunuza eşyalarınızı koyuyor ve anahtarınızı alıyorsunuz. İkinci katta ise bar ve restoran var. Bir de ufak dans pisti. Buraya saat 21.00'de giren adam ertesi sabah çıktığı için dileyenler burada hamburger falan yiyorlar. Üçüncü katta 4 bin kişilik dans pisti var. Dördüncü kata sadece asansörle çıkabiliyorsunuz, VIP olayı. Burada pistin ortasında kocaman bir ring var. Deli gibi müzik çalarken adamlar orada dövüşüyorlar. Millet de bir taraftan izliyor, diğer tarafta dans ediyor. Beşinci kat ise özel bölmelere ayrılmış. Ortada ise upuzun bir bar var. Ama bar vajina şeklinde. Barda çalışan herkes de kadın.

- Bir de Geyşa durumu var...
- Geyşa aslında çok yanlış tanınıyor. Yabancıların fantezisi diyebiliriz. Özellikle Kyoto bölgesinde birçok geyşa evi var. Ama geyşa demek aslında hostes demektir. Diyelim ki bir iş yemeğiniz var, burada oda tutarsınız ve geyşa size servis yapar. Ama geyşa olmak için çok donanımlı olmanız gerekir. Şarkı da söylerler, müzik de çalarlar. İyi konuşurlar, sanatla, edebiyatla yakından ilgilidirler.

- Zor muydu Japonya'da yaşamak. Alışamadığınız, size tuhaf gelen adetleri var mı?
- Her yerde chopstick kullanıyorlar. Okulda öğlen yemeyi yenen yerlerde çatal-bıçak olmazdı. Bu nedenle de chopstick kullanamayan yabancılar ceplerinde kaşık taşırlardı. Bir de Japonların hepsi metroda uyur. Sanki kurulmuş gibi tüm yol uyur ve inecekleri istasyon geldiğinde uyanırlar.

- Taksiye bahşiş bırakmak, birine ne iş yaptığını sormak da ayıp karşılanırmış...
- Evet taksiye bahşiş bırakılmaz. Bir de Japonya'da kartvizit çılgınlığı vardır. Hemen herkes birbirine kartvizit verir. Ama onu vermenin de bir adabı vardır. Mutlaka iki elle verilir ve iki elle alınır. Alındıktan sonra iyice okunur ve cüzdana konur. Arka cebe koymak çok ayıptır.

- DJ'e istek şarkıda bulunmak ayıp mıdır?
- Bu DJ'ler arasında da çok tartışılır. İstek şarkı çalınır mı, çalınmaz mı? Sanırım ne istendiğine bağlı. 10 adam gelir dokuzununkini çalmazsınız ama 10.'su sizin çaldıklarınıza uyan bir şey ister, o zaman çalarsınız.

- Zor bir iş mi DJ'lik?
- Kolay değil. Herkes yemek yapabilir ama herkes DJ olamaz. Herkes barda iki CD çalabilir. Ama önemli olan ne zaman, nerede, ne çalacağını bilmektir. Ortamı gözlemler ve kitleye göre çalarız. İnsanlar hangi şarkıya ne tepki gösterdi bunları göz önünde tutmak lazım.

- Şu sıralar dünya ne dinliyor. Bu yazın en hit tarzı nedir?
- Dünya müziği popülerleşiyor. Afrika, Balkanlar, Orient, Hint ezgileri yükselişte.