Merkez Bankası Başkanı
Durmuş Yılmaz, Diyarbakır'daki konuşmasında hanehalkının borçluluğunu dile getirdi. Bu
borç, gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 11.7'sine varmış. Avrupa düzeyine göre bir hayli düşük. Bitişikte yer aldığı gibi, AB'de hanehalkı borcunun milli gelire oranı yüzde 60'ın üzerinde. Türkiye'de ise yüzde 10'larda. Yani Türk halkı borçluluk yönünden AB vatandaşlarından bir hayli rahat. En azından kayıtlı alınan borçlar üzerinden durum bu. Belki kayıtdışı borçlanmaları eklersek Türkiye'nin durumu biraz daha yükselebilir. Yükselse de
aradaki büyük fark, Türkiye'de kredi pazarlamanın potansiyelini ortaya koyuyor .
Ama son yıllardaki hızlı artış da başka bir gerçeğe işaret ediyor. O da gelirlerin veya harcamaların artık önemli bir kısmının borç ödemesine gittiğine. 2002'de hanehalkının borcunun milli gelire oranı yüzde 1.9, 2003'te yüzde 3.0, 2004'te yüzde 5.1, 2005'te yüzde 7.8 ve 2006'da yüzde 9.8'e yükselmiş. Yani
milli gelir içinde 5 yılda 5 katından fazla artmış. Bu elbetteki önemli bir yük getiriyor.
Gelir veya servet ne olursa olsun, tüketici kredisi, mortgage ya da kredi kartı taksitlerine gidiyor. Geriye harcanabilecek para kalmıyor veya azalıyor.
Küresel dalgalanma ve yurt içi siyasi belirsizlik gibi faktörlerin elbette tüketimi sınırlayıcı etkisi var. Ancak
halkımızın da, ekonomide istikrar ortamının verdiği güvenle, ilk kez bu kadar borç yükü altına girdiği ve şimdi bunu ödemeye özen gösterdiği bir gerçek. Üzerine dış ve iç dalgalanma, Merkez Bankası'nın parasal sıkılaştırması eklenince, durgunluğunun nedenleri ortaya çıkıyor.
Bugünkü Tüm Yazıları
Hanehalkı ilk kez bu kadar borçlu
Yayın tarihi: 9 Haziran 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/09//haber,F330DBE72EFC40E2AC1245DA1031AA77.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.