Kardeşi Ayhan Güney anlatıyor
İLİŞKİLİ HABERLER
Kardeşi Ayhan Güney anlatıyor
"Ağabeyim sorgusunun başından beri çatışmaya girdiğini kabul etmedi. İdam edileceği ilk yakalandığı andan itibaren belliydi. İdam sehpasına çıkarılışına kadar, beş buçuk aylık sürede her gün işkence gördü. Nasıl yargılandığını anımsamıyoruz. Çünkü avukatı bile yoktu. En yakını olan bizlerle görüştürülmedi, cezaevindeki arkadaşlarıyla yan yana gelemedi, sürekli tecritte tutuldu, havalandırmaya bile çıkarılmadı. Polis sorgusunun ardından adli soruşturma için ilk olarak ifadesini savcı Mete Göktürk yıllar sonra yazdığı Adaleti Gördünüz mü? adlı kitabında, ağabeyimin silah kullandığına ilişkin bir kanıt elde edemediğini yazdı. İnfaz sırasında onun son anlarına tanık olacak bir avukatı yoktu. Ailenin de infazı izlemesine izin verilmedi. Sadece zorlukla son bir kez görüşme izni alabildik. Ağabeyimin idamındaki tek sorun, artık neredeyse bütün boyutlarıyla teşhir olan 12 Eylül adaletinin nasıl işlediği değil. Onu asmaya karar verenler, kendi kararlarından bu kadar kuşkulu olmasalardı, onu idam sehpasına çıkarmakla yetinmeyip bir de toplumun hafızasından tümüyle silmek için planlar geliştirmezlerdi. İdam edilmeden bir gün önce Gaziantep Orduevi'nden ağabeyim için mezar yeri ayırtılması, idamın ardından cenazeyi ailesine vermek yerine 'kimsesiz ve isimsiz' olarak toprağa gömmeleri; işte tüm bunlar, suç delillerini yok etmek için değilse nedir?"
İLİŞKİLİ HABERLER
Kardeşi Ayhan Güney anlatıyor
Yayın tarihi: 8 Haziran 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/08/pz/haber,A8C9744616944132B3AB5F7B29AD7D1E.html
Tüm hakları saklıdır.