Türkiye Kyoto Protokolü'nü imzalayacak
Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, 81 il merkezine içme, kullanma ve sanayi suyu teminiyle ilgili eylem planı hazırlandığını bildirdi.
Bakan Çiçek, hükümetin, Kyoto Protokolü'nün onaylanmasını benimsediğini kaydetti.
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'nun, 81 il merkezine içme, kullanma ve sanayi suyu teminiyle ilgili eylem planı hakkında bilgi sunumu yaptığını bildirdi.
Bugün itibarıyla adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre 81 il merkezinde yaklaşık 40 milyon kişinin yaşadığını ifade eden Bakan Çiçek, bu merkezler için ihtiyaç duyulan içme suyu miktarının 3.4 milyar metre küp olduğunu, temin edilen toplam su miktarının ise 5 milyar metre küpe yakın olduğunu söyledi.
Görünürde içme suyu sıkıntısının bulunmadığını kaydeden Çiçek, şöyle konuştu:
''Ancak bunların dağılımı sebebiyle bazı illerde içme suyu sıkıntısı yok, bazılarında yakın gelecekte yok ama bazılarında ise bu ihtiyaç var. Bunun için 2008-2012 yıllarını kapsayacak şekilde 5 yıllık bir eylem planı hazırlanmıştır.
Verilen bilgiye göre, 7 il merkezinde hali hazırda su açığı olup, acil su teminine ihtiyaç duyulduğu, 34 il merkezinde 2010 yılından itibaren su açığının ortaya çıkabileceği, 40 il merkezinde ise temin edilen su miktarının asgari olarak 2023 yılına kadar yeterli olacağı belirlenmiştir. Bütün bu ihtiyaçlar dikkate alınarak, sadece mahalli idarelerin kendi katkılarıyla ya da İller Bankası'nın katkı ve çabalarıyla değil, aynı zamanda DSİ'nin de bu süreçte devreye girip, 40 milyona yakın insanımızın, bahsettiğimiz ihtiyaçlarının karşılanması noktasında bu eylem planının devreye konulması ve uygulanması gerekmektedir. Bununla ilgili hazırlıklar zaten yapılmıştır. Bugün derli toplu bir sunum yapılmıştır.''
Toplantıda, Türkiye'yi yakından ilgilendiren Kyoto Protokolü'nün benimsenmesiyle ilgili konunun da ele alındığını belirten Çiçek, sera gazı sorunlarının azaltılması ve sınırlandırılmasını hukuki açıdan bağlayıcı duruma getiren bu protokolün 1997 yılında imzalandığını, 2005 yılında ise yürürlüğe girdiğini anlattı.
Bakan Çiçek, şöyle devam etti:
''Bugün itibarıyla 176 ülke bu protokole taraf olmuştur. Bu protokolün ilk 5 yıllık uygulaması bitmek üzeredir, bundan sonrası için de hazırlıklar başlamıştır. Türkiye, bu protokolü kendine has nedenlerle başlangıçta imzalamamıştır. İmzalanmamış olması, bu görüşmelerin de belli ölçüde dışında kalmasını mümkün kılmaktadır. Yeni dönemle ilgili hazırlıklar başladığında Türkiye'nin çekinceleri olacaksa ya da kendine has şartları gündeme getirecekse bunu benimseyip, bu sürece daha aktif katılması gerekecektir. Onun için de bu protokolün onaylanması hükümetimizce benimsenmiştir. Kısa sürede TBMM'ye de gönderip, burada da onaylanması icap edecektir.''
Toplantıda ayrıca, 12. AK Parti İstişare ve Değerlendirme toplantısında milletvekillerinin, hükümetin icraatları, Türkiye ve bölgeleri ile ilgili tespit ve önerilerini bakanlara ilettiğini, bugün de toplantının bir bölümünde bu konuların ele alındığını kaydetti.
SORULAR
Çiçek, açıklamalarının ardından soruları da yanıtladı. Bir gazetecinin ''kısa sürede su sorunu bulunan iller hangileridir?'' sorusuna Çiçek, şu yanıtı verdi:
''Bugün için acil bir ihtiyaç olarak gözükmüyor ancak tedbir alınmadığı takdirde önümüzdeki dönem çıkabileceği için Şırnak, Sinop, Nevşehir, Erzurum, Çorum, Aydın ve Ankara. Yani 2008'de ihtiyaç vardır anlamında bunları söylemiyorum ama kısa vadede tedbirlerin alınması gerekmektedir. Bunlarla ilgili bir taraftan zaten belediyelerimiz, bir taraftan İller Bankası yatırımlarıyla ama bunlara ilaveten Devlet Su İşleri de devreye girecek. Devlet Su İşleri esasen nüfusu 100 bini geçen yerleşim yerlerinin su ihtiyacıyla ilgili geçmişte çalışmalar yapıyordu. Geçmişte yine aldığımız bir kararla artık 100 bin şartını kaldırdık. Acil ihtiyacı olan yerlerde de Devlet Su işleri, nüfus kriterine bakmaksızın il merkezlerinde bu çalışmayı yapıyor. Yatırım programlarına da bunları alıyor. Dolayısıyla 5 yıllık eylem planı kısa, orta ve uzun vadeli çalışmaların üçünü birden değerlendirme konusu yapmaktadır.''
Hükümet Sözcüsü Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, dinleme iddialarıyla ilgili olarak,''Kanunsuz hiçbir eylemi bizim hükümet olarak tasvip etmemiz mümkün değildir'' dedi.
Çiçek, ''hele hele bu insan hakları ile ilgiliyse, insanların özel hayatıyla ilgiliyse, kanunsuz hiçbir eyleme iyi olduğu, doğru olduğu tarzında bir yaklaşım içinde olmayız'' diye konuştu.
Hükümet Sözcüsü Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısına ilişkin açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bakan Çiçek, sapancada Kürek Milli Takımına yönelik olaya ilişkin görüşlerinin sorulması üzerine, ''Yanlış, kanunsuz bir şey varsa genelini söyleyeyim bunu tasvip etmemiz mümkün değil. Olayın ayrıntısını benim bilme şansım yok, valisi bilir, kaymakamı bilir, suç teşkil eden bir şey varsa oradaki cumhuriyet başsavcıları bilir, ama prensip itibariyle şunu söylüyoruz; ister söylediğiniz tarzda ister başka türlü Türkiye'de kanunsuz tasvip edilmeyen bir olay varsa bunu bizim de tasvip etmemiz mümkün olmaz'' dedi.
''Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, 'Kızılırmak'dan su getirerek, 20 yıllığına Ankara'nın su sorununu çözdüğünü' söylemişti, suyun verilmesi 21 gün de Ankaralılar'dan saklandı. Ankara'nın durumu gündeme geldi mi?'' sorusuna Çiçek şu yanıtı verdi:
''Akşam Sayın Başkan bir TV kanalında bunları ifade etmeye çalıştı. Şimdi dikkat ederseniz bizim söylediğimiz husus şu; 81 ilin içme suyu ihtiyacını artık bundan böyle yürürlüğe koyduğumuz eylem planıyla, 'bu benim işim değil, belediyenin işidir, mahalli idarelerin işidir' gibi bir yaklaşımla değil, bir yerde su ihtiyacı varsa mahalli idareler ve merkezi idare, Hükümet, Hükümet'in bu işe bakan Çevre ve Orman Bakanlığı bakacaktır.
Barajı, DSİ yapıyor ya da yapacaktır veya yapmış olduğu barajı içme suyu için belediyeye tahsis edebilecektir.
Elbette Kesikköprü'den getirilen su, Ankara'nın kısa vadede ihtiyacını karşılıyor. Ancak bu demek değildir ki Ankara'nın su ihtiyacı tümüyle ortadan kalkmıştır.''
''TEREDDÜT VARSA''
Bakan Çiçek, Ankara'daki içme suyuna yönelik olarak bir iki gün içerisinde Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu ile Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın kendi yönlerinde açıklama yapabileceklerini belirterek, ''Kamuoyunda bir tereddüt varsa kendi yönlerinde açıklama yapacaklardır'' dedi.
Bakanlar Kurulu'nda verilen bilgiye göre Ankara ile ilgili ''endişe edilecek herhangi bir durum olmadığını'' ifade eden Bakan Çiçek, şöyle konuştu:
''Eğer böyle bir durum olursa kimsenin bir yanlışı, başka türlü değerlendirmesine gerek yoktur, üzerine gidilecektir. Hem Sağlık Bakanlığı hem de Çevre Bakanlığı aynı hassasiyetle bu işi takip ediyor, ama kısa vadede Ankara'nın su ihtiyacı, bu çabayla belli ölçüde ortadan kaldırılmıştır, bu tür yatırımları devamlı yapmak lazımdır, bir sıkıntı olduğunda da bir gecede, bir haftada da çözüm bulunamadığı da ortadadır. Onun için bu planlamayı en az 5 yıllığına bütün Türkiye'deki iller bakamından yapmış oluyoruz.''
KYOTO PROTOKOLÜ
Kyoto Protokolü'nün imzalanmasına ilişkin soruyu da Çiçek, şöyle cevapladı:
''Kyoto'yu imzalamanın bundan sonra da çok büyük bir anlamı var, çünkü bu sözleşmeye taraf olmadığınız takdirde ilk 5 yıllık uygulama sonuçlarıyla ilgili bir hazırlık yapılıyor bundan sonraki dönemi planlayan bir hazırlık. Siz, bunu imzalamadığınız taktirde bu çalışmaya aktif olarak katılamazsınız. İkincisi ülkenizin özel şartları varsa katılmadığınız bir sözleşmeye de çalışmaya da bunları dahil edemezsiniz. O nedenle Türkiye'nin geçmişte bunu imzalamamakta kendine göregerekçeleri olabilir, artık onlar geride kalmıştır. 2012 yılından sonraki çalışmalara daha aktif bir şekilde katılabilmesi için bunu benimsemesi gerekiyor''
AK PARTİ'NİN İSTİŞARE TOPLANTISI
Kızılcahamam'daki istişare ve değerlendirme toplantısında milletvekillerinin, Hükümet'in icraatlarıyla ilgili önerilerinin neler olduğunun sorulması üzerine de Çiçek, ''ortaya koyduğumuz çalışma modeliyle bütün bakan arkadaşlarımız, bütün milletvekilleri ile yüz yüze gelme fırsatı bulmuştur. Böylece biz de bakanlar olarak sorumluluk alanımızla ilgili Türkiye'de yaptığımız çalışmaların bir de bu taraftan değerlendirmesini yapma noktasında önemli bir fırsatı elde ettik'' dedi.
Türkiye'nin genel sorunları ne ise milletvekillerinin de gündeme getirdiği konuların bir kısmının bunlar olduğunu, bir kısmını ise illerin sorunların teşkil ettiğini kaydetti.
DİNLEME İDDİALARI
CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın dinlendiğine yönelik iddiaların hatırlatılarak, bu konuda bir değerlendirme yapılıp yapılmadığının sorulması üzerine Çiçek, toplantıda bunun değerlendirilmediğini belirterek, Hükümet olarak görüşlerini, belirli zamanlarda açıkladıklarını anımsattı.
Konuyla ilgili adli soruşturmanın sürdüğünü dile getiren Çiçek, şöyle devam etti:
''İdari yönden de soruşturma sürüyor. Meclis yönünden de konunun etraflıca incelenmesi ve ortaya çıkacak duruma göre de gereğinin yapılabilmesi açısından ilk defadır ki İktidar Partisi olarak meclis araştırma önergesi verdik. Yarın denetim günü olduğu için Meclis uygun görür de bu konuyu gündemine alırsa, bu konu zaten bütün yönleriyle görüşülecektir. orada da arkadaşlarımız, Hükümet'in bir defa daha görüşünü açıkça ortaya koyacaktır. Kanunsuz hiçbir eylemi bizim Hükümet olarak tasvip etmemiz mümkün değildir. Hele hele bu insan hakları ile ilgiliyse, insanların özel hayatıyla ilgiliyse, kanunsuz hiçbir eyleme iyi olduğu, doğru olduğu tarzında bir yaklaşım içinde olmayız. Bizim Hükümetimiz bakımından bakarsak olaya, yasa dışı dinlemelerin suç haline gelmesini temin eden bizim iktidarımızdır. Ceza Kanunu'nun 133 ve takip eden maddelerine bakarsanız bunun çok açık olduğunu görürsünüz. Geçmişte kurulmuş olan meclis araştırma komisyonlarının tavsiyelerine bakarsanız bu tavsiyeleri yerine getiren de bizim iktidarımız olmuştur. Bunları çok etraflı düzenlemeler bağladık, suç haline getirdik. Hakim kararı olmadan herhangi bir dinlemenin yapılmaması gerektiğini çok açık olarak ceza kanununa yazdık. Bunun hangi usulle temin edileceğini CMUK'un 135. maddesine yazdık. Ayrıca Ulaştırma Bakanlığının önceki yıllarda çıkardığı, Telekomünikasyon Başkanlığının bu konuda bir yasal çerçeve ortaya koydu dinleme açısından bunun nasıl yapılacağıyla ilgili. Dolayısıyla biz bu konuda rahat bir iktidarız, ama bir şüphe varsa onun ortadan kaldırılması noktasında da bir demokratik ülkede bu türlü şüpheler, bu tür iddialar hangi yöntemlerle, hangi usullerle ortaya çıkarılırsa biz bunların hepsini ortaya koyduk. Devletin 3 tane erki var. Yargı, yargı yönünden soruşturmayı yapıyor, herhangi bir izne tabi değil. Yürütme kendi yönünden soruşturma başlattı, 2 mülkiye müfettişi görevlendirdi. Yasama olarak da eğer Meclis uygun görüyorsa, yarın bu konu gündeme gelir. Herkes bu konuda ne söyleyecekse onu söyler ve sonuca da varırız.''
''CEVABINI BULAMAZSANIZ''
Çiçek, Emniyet Genel Müdürlüğünün, izlemeler konusunda açıklaması olduğunu belirten bir gazetecinin, ''70 milyonun izlenmesi kişisel özgürlük alanına müdahale değil midir? Elde edilen bilgilerin farklı amaçlar için kullanılmaması için bir tedbir düşünüyor musunuz?'' sorusu üzerine de ''Yarın Meclis uygun görüyorsa Hükümet olarak bizim kanaatimiz bu işin biran evvel komisyonun kurulup biran önce çalışmaya başlamasıdır'' dedi.
Çünkü, bu konuların ''askıda kaldığı sürece işin başka istikametlerde değerlendirildiğini'' ifade eden Çiçek, ''Yarın, Meclis konuşmalarını hep beraber dinleyeyim. Biz de oradayız. Sonuçta bu sorduğunuz sorunun veya benzeri soruların cevabını yarın bulamazsanız, bir başka zaman birlikte oturur konuşuruz'' diye konuştu.
Yayın tarihi: 2 Haziran 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/02//haber,753E79C2F4D44CB69BE07443F3741ADF.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.