Türkiye'nin perakende sektörü Almanya'da toplandı. Konu elbette ki kredi kartlarına mevduatın iki katı kadar sınır getirilmek istenmesi oturdu. Satışlarının dörtte üçünü kredi kartıyla ve taksitle yaptıklarını söyleyen perakendeciler
"ekonomi durur" uyarısı yaptılar.
Perakendecilerin bu korkusu neden? Gayet basit. 2001'in kriz ortamını hatırlarsak, kimse tüketmek istemiyor. Gelecek korkusuyla zorunlu oldukları dışındaki harcamaları hemen herkes durdurmuştu. Beklentiler kötüydü.
-
Krizden çıkış formülüydü- İşte böyle bir ortamda tüketimi tetiklemek,
krizden çıkmak amacıyla taksit uygulaması yaygınlaştırıldı. Yeni olan kredi kartıyla taksitli alış veriş imkânının getirilmesiydi. Yani kredi kartına taksitti. Önce birkaç ayla başlandı, sonra bir yıla doğru uzadı, en sonunda iki yıla kadar çıktı. Taksit sayısı artıkça tüketiciler de beklentilerin düzelmesinin etkisiyle daha fazla tüketmeye başladı. Sonunda iş öyle boyutlara vardı ki, cuzdanlar ve cepler kredi kartlarıyla doldu, kredi kartlarının da limitleri doldu.
Kredi kartının bakkalda, manavda dahi kullanılması ve hızlı tüketim mallarının aylara hatta yıla varan bir vadeyle taksitlendirilmesi, hem eleştiri hem de alay konusu yapıldı. Kart borcu biriktikçe ödeyemeyenler arttı, ödememe eğilimleri ortaya çıkmaya başladı. Kart borcunu ödeyemeyenler arasında intihar edenler de oldu. Siyasetçinin devreye girmesinin gerekçesini bu intiharlar oluşturdu.
-
Tüketici borcu 108 milyar- Sonuçta kredi kartları bir yasayla düzenlendi. Faizi belirleme yetkisi Merkez Bankası'na verildi. Borcu birikenlere ödemeleri için kolaylık sağlandı. Hatta
2005 yılından başlayarak alım satımın azalması, piyasalarda durgunluk başlaması, kredi kartı limitlerinin dolmasına, kişilerin borçlanmasına ve gelirlerinin borç ödemeye gitmesine, bu nedenle yeni harcama yapamamasına bağlandı. Bu eğilimin sonunda kredi kartları ve tüketici kredilerinin stoku mayıs ayında 108 milyar YTL'ye çıktı.
-
5 yılda 10 kat arttı- IMF sonrası popülist yaklaşımların benimsenmesi nedeniyle Meclis'e sunulan Kredi Kartları Kanunu'nda değişiklik yapacak tasarı,
kredi kart faizini mevduat faizinin iki katıyla sınırlıyor. Böylece son yıllarda hızla artan kredi kartı borcunu ödemeyenlere veya ödemeyenlerin sorununa çözüm getirilmiş oluyor.
2003 yılında 21 bin 600 olan kredi karı borcunu ödemeyenlerin sayısı sürekli bir tırmanışla 2007 sonunda 204 bin 417 kişiye ulaştı. Yani beş yılda 10 kat arttı. 2008'in ilk çeyreğinde de bu sayı aylık 50 binlik artışlar halinde büyüyor. Merkez Bankası verilerine göre son beş yılda kart borcunu ödemeyenlerin toplam sayısı 642 bine ulaştı.
-
İtirazın nedeni- Perakendecilerin yeni kart düzenlemesine itirazı ise faiz sınırlaması nedeniyle bankaların taksitlendirme veya müşteri sayısını azaltacaklarından kaynaklanıyor. Dolayısıyla
bankaların tanıyacakları taksit sayısı ile birlikte taksitli alış verişler de azalacak. Bundan bankaların karlılıkları etkilenebileceği gibi, perakendecilerin ciroları ve karları da azalabilecek.
-
İllüzyondan kurtarır mı?- Taksitli alış verişten yoksun kalacak vatandaşın borçlanması daha fazla büyümeyecek, bu nedenle ayağını yorganına göre uzatacak, taksitli diye bir mala veya hizmete talep artmayacak.
Bu yolla yapılan tüketimde belli bir azalma da beklenebilir. Bunları düzenlemenin eksi yönleri mi yoksa artı yönleri mi saymak gerektiği elbette tartışılabilir de. Ancak taksitlendirmenin gözden düşmesiyle bunun yarattığı illizyondan kurtulacağımız da kesin.
- Sonuç- "Taksitli hiçbir şey pahalı gözükmez." Çek Atasözü
Yayın tarihi: 27 Mayıs 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/27//yildirim.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.