Hakan Şükür... Hasan Şaş... Yavaş yavaş

Türk Tanıtma Vakfı Başkanı Kemal Baytaş aynı zamanda "Türk-Çin Dostluk Derneği" nin de kurucu başkanı.
Birkaç yıl önce Çin'e bir "heyetle" gitmişti.
Heyette Köksal Toptan da vardı, Necati Çetinkaya da.
Çin'in değişik yerlerinde bizim Türk olduğumuzu öğrenen garson veya taksi şoförü ya da çarşıdaki esnaftan "şu sözleri" çok işitmiştik:
- Türkiye... Hakan Şükür... Hasan Şaş.

Yine birkaç yıl önce, dönemin Ticaret ve Sanayi Bakanı Ali Coşkun'la birlikte Kahire'deydik.
"Tarihi bir handa" kahve içerken...
Garson dedi ki:
- Türkiye... Hakan Şükür... Hasan Şaş... Yavaş yavaş.
Kahkahayı basmıştık.

Turgut Özal Başbakan iken bir "uygulama" başlatmıştı.
Ülkenin tanıtımında ve dışa açılmasında "yararlı olacağına inandığı kişilere" büyükelçilik unvanı vermişti.
Adnan Kahveci gibi.
Şimdi AK Parti milletvekili olan Vahit Erdem gibi.
Hakan Şükür'ün "böyle bir unvanı" yok ama...
O Türkiye'nin gerçek bir "tanıtım elçisi."

Futbolu bıraksa da bırakmasa da, Türkiye de oynasa, dışarda da oynasa "ülkemizi tanıtmaya devam edecek."