Yassıada Müzesi

Genç Siviller, demokratik çıkışlarıyla göz dolduran bir sivil toplum örgütü. Bu defa da, "Yassıada demokrasi adası olsun" kampanyasını başlattılar. Tıpkı, Amerika'daki Ellis Adası gibi. Göçmenler, Amerikan rüyasının peşinden, önce Ellis Adası'na geliyor, Federal Göçmen Bürosu'nun bulunduğu bu adada, zaman zaman da rencide edici testlere tabi tutuluyorlardı. Yaşanan onca sıkıntının bir karşılığı olarak, Ellis Adası, göçmen müzesi haline getirildi. Müzede, umutlarını ve hayallerini ceplerine koyarak, dünyanın dört bir yanından ABD'ye göç eden insanların fotoğrafları, adaya ilk ayak bastıkları halleriyle sergileniyor.
Genç Siviller de, Yassıada'yı böyle bir müzeye dönüştürmek için ilk adımı attılar: "Yassıada ile yüzleşme zamanıdır. 27 Mayıs, siyasetin üzerindeki askeri vesayeti kurumsallaştırdığı için bir dönüm noktasıydı. Ama en önemlisi, onunla bir türlü hesaplaşamadığımız için, 27 Mayıs 1960'dan sonraki her günümüz darbe korkusuyla geçti. Demokrasi tarihimiz, idam edilmiş bir başbakanın, hukuk devletimiz ise, adaletin ayaklar altına alındığı Yassıada Mahkemesi'nin gölgesinden kurtulamadı. Biz de toplum olarak, Yassıada'da demokrasi ve hukuk katledilirken sessiz kalmış olmanın utancından kurtulamadık. Demokrasimize musallat olan totaliter hayaletler, terk edilmiş, mezbeliliğe dönüşmüş, harabe halindeki Yassıada'da yaşıyor."
Genç Sivillerin bu girişimini alkışlıyorum. Milletler, tarihlerini unuttukları vakit değil, tarihlerinden ders aldıkları zaman ilerleme kaydedebilir. Yassıada müze olsun; çekilen fotoğraflar ve filmler orada teşhir edilsin ve herkes, darbelerin bir ülkeye ne büyük zarar verdiğini bir kere daha idrak etsin. Hükûmeti, bu ilk adıma sahip çıkmaya çağırıyoruz. İşe, Yassıada denetimini askerden almakla başlayabilirler.