"Yükseklik kâbusu"
Özge AYDIN /SABAH İNTERNET
2008 Avrupa Şampiyonası finallerinde mücadele edecek Türkiye, Almanya'daki ilk hazırlık maçında Slovakya'yı 1-0 yendi.- YAZAR YORUMLARI
KAZIM KANAT: YÜKSEKLİK KÂBUSU (SABAH)
Ligden yorgun çıkan Ulusal Takımımızın, yüksek disiplinli ve takım ruhunu ön plana çıkaran oyununu çok beğendik. Bu yürekli ve istekli futbol bizi finale taşıyacaktır. Yani şampiyonluğa! Fatih Terim, "Eleştiriler, oynayanlara saygısızlık" dese de bu saygısızlığı yapmaya mecburum. Çünkü; Terim "Sistemimiz 4-3-3, sistemin kilit taşları savunma dörtlüsünün iki kanat oyuncusu" dedi. Gördük ki, sistemimiz klasik 4-4-2. Bu sistemin en önemli oyuncuları iki kenar oyuncusu değil, Tuncay Şanlı. Cesur yürek Tuncay hem çizgide hem orta blok ile hücum arasında inanılmaz performans gösterdi.
Anlatmaya çalıştığım olay şudur: Bu adam ne iş yapıyor ki, bu kadar çok para alıyor diyenlere sesleniyorum. O adam bir orkestra şefi. Çok kolay gözüken meslekler aslında en zor olanıdır. Bu nedenle "Bir tane Terim, 550 tane milletvekili var" sözü doğrudur.
ÖMER ÜRÜNDÜL: SEMİH OYNAMALI (SABAH)
Slovakya karşısında ilk devrede mücadeleci ve hırslı ama kopuk kopuk bir futbol sergiledik. Bunun da sebebi, sahayı çıkan 11'in birbirlerini yeterince tanımayışı ve oyunu yönlendiren bir oyuncunun olmayışıydı. Bu yüzden ataklarımız kolektif olgunluk kazanamadı.
Bu karşılaşmadan sonraki gözlemlerim ise şöyle:
Aurelio defansın önünde oynadığı zaman çok daha randıman veriyor. Ama ileriye dönük oynadığı zaman verimi düşüyor. Eldeki kadroda tek nokta santrfor Semih. Dün de başarılıydı. O çıktıktan sonra karşı alandaki baskımızı kaybettik. Hakan Balta defansif ve ofansif olarak başarılıydı. Hücumlara da dengeli katılması çok akılcı. Zan maç başında tedirgindi ama sonra ısındı. Uğur Boral defansın solunda başarılı olamıyor. Orta sahanın solunda daha yararlı. Bence Avrupa Şampiyonası öncesi ilk hazırlık maçımız son derece yararlı oldu.
TURGAY DEMİR: TUNCAY FARKI! (FOTOMAÇ)
Milli Takım'a hasret gurbetçiler için kazanmak önemli olsa da sanırım Terim için önemli olan Gökhan Zan başta, bazı oyuncuların durumlarını görmek ve bir anlamda oyun düzenini test etmekti. Bu pencereden bakınca Zan'ın iyi durumda olduğunu söyleyerek başlamak gerek. Son derece rahat ve özgüvenliydi Zan. Yani bu iyi haber. Oyunun genelinde Kazım ve Tuncay'ın driplingleri hızımı arttırırken, orta sahada fazla oyalanmamaya özen gösterdik.
Tuncay'ı çok hırslı, istekli, gördüm. Fenerbahçe'deki günlerini hatırlattı. Şampiyonayı şimdiden hazır olduğunu söylemek abartı olmaz. Hırsıyla arkadaşlarını ateşleyen, topu ayağına aldığında tabanca gibi patlayan Tuncay, İsviçre'de vitrine çıkmayı şimdiden kafasına koymuş bir havadaydı. Bu da çok önemli.
KORKUT GÖZE: KADRO CEBİNDE! (HÜRRİYET)
EURO 2008'in ilk provasını Almanya'nın Bielefeld kentinde yaptık. Milliler Schuco Arena'da Slovakya ile oynarken, aklım Terim'in son basın toplantısındaki sözlerine takıldı...
Belli bir periyotta form gösteren oyuncular yerine kadro istikrarına verdiği önemi anlatıyordu sevgili Terim.
Schuco Arena'daki maçtan sonra oyunun genelini gözden geçirdim. Kafamda bazı sorular belirdi. Ve düşünmeye zorladı beni...
Mehmet Topal bir sezon boyu aynı performansı kadro istikrarı beraberliğinde hiç teklemeden sürdüren bir performans yakalamıştı. Ve Terim ikinci yarıda onu kenara aldı.
Kazım Kazım'ı ise, doksan dakika oyunda tuttu. Oysa, Kazım belirli bir periyotta form gösteren bir oyuncuydu. Ve sahadaydı...
Bir çelişki mi vardı, Terim'in söylemleri ile uygulamasında?
Galiba, oyuncu değişiklikleri takımın motivasyonunu bozdu. Oyunun tek golüne gelince, Bu Hakan Balta'nın ne zaman ve nereden vuracağı belli olmuyor.
Top ayağına oturdu mu, gümbürtüsü ramazan topu gibi her taraftan duyuluyor!
MEHMET DEMİRKOL: YÜKSEK POTANSİYEL (MİLLİYET)
Beklendiğinden iyi bir fizik güç ve iyi bir organizasyon vardı. Birbiriyle oynamaya alışmamış bir kadro sahaya sürülmesine rağmen, Terim'in öğrencileri hiç de yabana atılmayacak bir kadroyla sahaya çıkan Slovakya karşısında etkili bir oyun oynamayı başardılar.
Son olarak Kazım'dan ve Mevlüt'ten bahsetmeli. Bu çok güçlü iki oyuncuyu Terim oyuna adapte etmeyi başarabilirse, bu oyuncular da daha düz oynamaya başarabilirlerse başka bir Milli Takım'a dönüşebiliriz.
Bu potansiyeli yüksek bir takım... Fizik olarak güçlüyüz. Ancak çok kırılgan bir savunmamız ve henüz gücünü organize edemeyen bir hücumumuz var. 20 günde sağlayacağımız ilerleme ve biraz şans bizi çok ileriye de götürebilir, geriye de götürebilir. Ama kötüsüne de hazırlıklı olalım.
MUSTAFA DENİZLİ: HAZIRLIĞIN MAÇ BÖLÜMÜ... (MİLLİYET)
Özel maçlar ne kazandırır, ne kaybettirir? Aslında böyle maçların kazandırdığı ve kaybettirdiği fazla bir şey yoktur. Birinci derecede futbolcuların maç kondisyonu ve bazı taktik atışların uygulanması açısıdan faydalar sağlayabilir. Kazandığınız zaman çok fazla detaylara inmezsiniz. Kaybettiğiniz zaman ise kuvvetli bir check-up yapmak durumunda kalırsınız.
Maça başlayan 11 ve devam edenler diğerlerinden hem fizik hem düşünce olarak daha fazla harcama yaparlar. Bir sonraki maçta bu tablo değişir. Neticede turnuvanın başına kadar gelirsiniz.
Puan ve hedef maçlarıyla, hazırlık karşılaşmaları birbirinden Kaf Dağı'nın ardı kadar uzak aktiviteler. Bütün bunlar Portekiz maçı için kafamızdaki bazı sorulara cevap bulmak içindir. Ama bence o soruların cevapları zaten vardır.
Yayın tarihi: 21 Mayıs 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/21//haber,95457E9B231E4E4A93D92A8EF1E914E0.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.