Ömür biter sanatçı kaprisi bitmezmiş. Meğer Maksim kapanmış gitmiş de ünlülerin bünyesinden acayip assolist muhabbetleri bir türlü gidememiş... Çocukluğum şov dünyasının içinde geçti. Bizim peder nur olsun; zamanında küçük boyuma izlemediğim şov, müzikal, kabare, konser, yakından tanımadığım sanatçı kalmadı. Ne kaprisler, kapışmalar, çevrilen dolaplar gördü şu gözler. İsmi lazım değil, iki ünlü kadın sanatçı aynı konserde çıkarken birinin sesçiyi ayarlayıp diğerinin mikrofonunu kıstırmasını mı istersiniz; konserde arkasından çıkana az seyirci kalsın diye sahneden inmek bilmeyeni mi... Patron kadrodaki diğer sanatçıya fazla ilgi gösterdi ya da diyelim kulisi iki metrekare daha küçük diye kulübü terk edenleri mi...
AL SANA SÜRPRİZ! Tabii en büyük kıyamet de kimin ismi üstte yazıldı, kimin ismi ilanda daha büyük harflerle çiziktirildi durumundan kopardı. Kompleksler ve küçük hesaplar dünyası, bitmek bilmeyen egolar savaşı... Yıl 2008, ben zannediyordum ki bu krizler sadece Bülent Abla'mızda kaldı. Hem zaten işini iyi yaptın mı senden büyüğü var mı? Meğer öyle değilmiş. Bu kaprisler assolist ablaları da aşmış, erkek kısmına bile bulaşmış. En kendinden emin, en başarısını ispatlamış şovmenimiz Mehmet Ali Erbil bile bu topa girmeden durmazmış... Çarşamba gecesi atv ekranında Gülben Ergen'in şov programı 'Sürpriz' vardı. Programı Okan yaptığı için ben de stüdyodaydım. Son hazırlıklar yapılıyor bir koşuşturmacadır gidiyordu. Yayına yirmi dakika kala al sana sürpriz!
OKAN EZİLİYORDU... Program konuğu Mehmet Ali Erbil karşıdaki Kanal 1 stüdyosunda Çarkıfelek'in çekiminden çıkınca atv'de altyazıyı görmüş. Ne var? Sürpriz'in konuklarını az sonralıyor atv. Hüsnü Şenlendirici, Mehmet Ali Erbil, Tuna Kiremitçi ve Ayşe Hatun Önal! Mali çıldırmış, avaz avaz bağırmış, "Ben çıkmıyorum" demiş. Sebep? Altyazıda adı Hüsnü Şenlendirici'den sonra yazılmış... Okan haberi alır almaz Mehmet Ali Erbil'i durdurmak için stüdyonun dışına, otoparka koştu. Matador edasıyla Erbil'in arabasının önüne atladı. Araba durmadı, az kalsın eziliyordu. Gülben Ergen Tuğba Erbil'i aradı, menajeri arandı, haberler yollandı. Mehmet Ali Erbil yayına gelmedi. Yayına beş dakika kala Okan bir adet sakinleştirici yutup, Erbil'in yerine yayına çıkmak için hazırlandı. Bana da şu düşünceler kaldı: Koskoca Mehmet Ali Erbil'e, adı Hüsnü Şenlendirici'den sonra yazıldı diye canlı yayını terk etmek yakışıyor mu? Büyüklük böyle mi ispatlanıyor?
BİTİŞLER BÖYLE BAŞLAR Kendisi yılların yayıncısı olduğu halde ilk programında bir sanatçı arkadaşını yüz üstü bırakması profesyonelliğe sığıyor mu? Hani bizim sevdiğimiz o komik, profesyonel adam nerede? Geçen gün de Formula 1 çıkışında arabası beş dakika geç geldi diye kıyametleri koparmış Mali. Beri yandan mesela arabasını yirmi dakikadır bekleyen Kenan Doğulu çimlere uzanıp ortamın keyfini çıkartmış. Bugünlerde Mali biraz gergin mi acaba? Neyse, demem o ki; küçük hesaplar bunlar. İnsanı bir arpa boyu ileri götürmeyecek hesaplar. Hüsnü Şenlendirici'nin adının önde yazılması nasıl Mehmet Ali Erbil gibi bu işleri aşmış olduğuna inandığım bir adama dert olur anlamıyorum. Bu nasıl bir psikolojidir anlamıyorum. Zaten ben buralarda birçok şeyi anlamıyorum. Anlayamıyorum... Ama bitişler böyle başlar, biliyorum.
Bugünkü Tüm Yazıları
Aradığımız Mali'ye ulaşılamıyor
Yayın tarihi: 16 Mayıs 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/16/gny/haber,2B6F8296A0434659B705440DDC4629D4.html
Tüm hakları saklıdır.