Çayımı su bardağında içiyorum. Şarapseverler yüzlerini ekşitecek ama beyaz şaraba buz koyuyorum. Sofrada, sokakta, arabada çekinmeden rujumu tazeliyorum... Ben de telefonda konuşurken evi turluyorum. Kahkahalarım inletiyor ortalığı. Zor adamları seviyorum, üzüldüm mü sabahı sabah ediyorum. Güzel bir uyku için artık bir adet pembe göz bandım da var benim. Onun gibi topuklu ayakkabı giymeden rahat edemiyorum. Her türlü aynada, durup kendime bakıyorum
ANNEME BENZİYORUM Olur olmaz her şeye ağlama hali bana da geldi yerleşti. Onun gibi yüksek sesle konuşuyorum. Dağınığım, her an devrilecekmiş gibi salkım saçak yürüyorum. Eski fotoğrafları çıkarıp çıkarıp bakıyor, gözlerimi dolduruyorum. Onun fotoğrafları çekmecede benimkiler bilgisayarımda saklı. Orası nesil farkı... Benim de evimin çeşitli yerlerinde el kremleri var. Hayattaki en hakiki görevimmiş gibi; durup durup kremleniyorum. Yalnızlığı sevmiyorum. Çoğu zaman başkalarını düşünmekten, kendimi unutuyorum. Bir yandan da daima duruma hakim olmak istiyorum. Zor iş tabii... Ve itiraf ediyorum; fena halde anneme benziyorum. Kızlar annelerine çekermiş, anne-kız çekişmesi hiç bitmezmiş ya... Bizimki de o hesap. Dalgalanması bitmeyen, büyük bir aşk yani... Küçükken annenin dibinden ayrılmıyorsun, genç kızlık döneminde her şeyine sinir oluyorsun. Kıyafetleri, yasakları deli ediyor seni. Babanı elinden alıyor zannedip, kıskançlıktan çatlıyorsun. Her şeyden anlıyorsun ya; "Büyüyünce asla ona benzemeyeceğim, onun gibi olmayacağım" havaları atıyorsun. Yeminler ediyor, hatta hah! şuraya yazıyorsun. Sonra biraz daha büyüyorsun, onun penceresinden bakıyorsun. Anneni keşfediyorsun. Korkularını, güzelliklerini görüyorsun. O annen ama bir insan işte! Fark ediyorsun, anlıyorsun. Sonra tadından yenmeyen müthiş bir arkadaşlık, dostluk başlıyor aranızda. En çok ona güveniyorsun. En çok onu özlüyorsun. Bir gün bir bakıyorsun annenin o beğenmediğin bütün huylarını ve zaaflarını sen de taşıyorsun. Müjdeler olsun! Annen senin kaderin, anlıyorsun. Bazen ona çok kızsan da, ondan asla vazgeçemiyorsun. Çünkü sen osun, o de sen! Bunu çok iyi biliyorsun. Onun ömür boyu yüzde 100 sevme garantili tek ilişkin olduğunu biliyorsun.
ARAR BULURUM SENİ Hani derler ya 'ağlarsa anan ağlar gerisi yalan ağlar' diye, bunu da biliyorsun. Henüz bilmiyorsan ille de gün geliyor öğreniyorsun. Sesinin tonundan başka kim anlar ki derdini? Bir bakışla kim çözebilir niyetini, kim sonuna kadar çeker ki kaprislerini? Hatalarını kim görmezden gelebilir? Kim yetişir her imdat anında? Kim sen gülmüyorsun diye sabaha kadar ağlar ki yanıbaşında? 77 yaşındaki anneannem, ki biz ona 'Aytoş' deriz, çok komik ve müthiş bir kadındır. Şimdi annem Ferhat Göçer'in 'Cennet' şarkısını seviyor diye son adeti nereye giderse 'Cennet'i çaldırıp, annemi aramak. Geçen akşam Antalya'dan annemi aramış, fonda yine 'Cennet'... "Kızım nereye gidersem gideyim, seni arar bulurum seni, saçının telini dünyalara değişmem" demiş anneannem. Yani uzun lafın kısası; ben de anne, ben de... Annemin ve tüm annelerin Anneler Günü kutlu olsun. Bir gün geç de olsa...
Yayın tarihi: 12 Mayıs 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/12/gny/haber,33644451BCA1462CA04B06534422A077.html
Tüm hakları saklıdır.