Tartışmayı tartışıyoruz sizlerle bir süredir.. Keyifli iştir aslında, eğer adabını koruyabilirsen.. Amacın bir fikir savaşı olduğunu hissedersen..
Ama işin içinde başka şeyler olursa, o zaman hiç gereği yoktur bence.. Yanıt vermeyişim, veremediğimden değildir. Paçavra ederim ele alırsam. Ama değmez..
Adam takıntılıysa değmez. Adam tartışmadan kendisine paye, kendisine reyting, ucuz ve çabuk şöhret peşindeyse değmez.
Adam kıskançlıklar, zaaflar içindeyse değmez.
Adam düzeysizse hele hiç değmez.
Çünkü o düzeye inemem. Hak ettiği düzeyde yanıt veremem..
Ne yaparım..
Güler geçerim.. Üzülür geçerim. Acır geçerim.
Ya da, hani meşhur laf vardır..
"Aptallara kızmayınız. Dağları yüksek gösteren ovalardır" ya.. Hatta farkımızı durmadan ortaya koyduğu için okur nezdinde, zaman zaman içimden teşekkür de ederim.
Ara sıra kızsam da, çok sevdiğim arkadaşım..dı.. SABAH'a geleceğini kendisinden öğrendiğimde çok mutlu olmuştum.. O da öyle görünüyordu. "Yakında beraberiz Hıncal Ağbi" derken telefonda..
Ayrıldığı gazetede ardından dünyanın en güzel yazılarından birini yazan eski Genel Yayın Müdürü'ne verdiği yanıtı görünce sarsıldım.. Sonra benim için yazmaya başladı ve giderek kantarın topuzunu da kaçırdı.
Tahmin ediyorum bunalım geçiriyor. Profesyonel yardıma ihtiyacı var sanki.. Geçmiş olsun.. İyileşene kadar, ne yazarsa yazsın mazurdur. Bu sütunun konuları arasına girmeyecektir ve adı da anılmayacaktır.
Reha Muhtar sevdiğim insanlardan.. O da aklına konu gelmedikçe "Hıncal" yazmayı gelenek haline getirdi. Aman yazsın.
Onunkiler birer mizah şaheseri. Okuyor ve bol bol gülüyorum. Cevap, mevap da gerekmiyor tabii.. Adet haline getirenlerden biri de
Kemal Belgin kardeşim..
Bu defa da "Sevgili Hıncal Ağabey, 90 Dakika'da 'Sergen'i oynatamayan yönetici de değildir, antrenör de değildir' buyurdular. Peki 20 yıllık futbol hayatında Sergen'i oynatabilen tek antrenör kimdi?.. Hani şu Hıncal Abi'nin yurtdışı edilmesini istediği Lucescu'ydu" diye yazmış.
Sevgili Kemal, programı dikkatli izlese, hemen ardından "Lucescu" adını benim telaffuz ettiğimi duyar, Sezar'ın hakkını Sezar'a teslim ettiğimi görürdü. Benim saplantılarım, takıntılarım yoktur, Kemal.. Yazılarımda, kişisel ilişkilerim, sempati ve antipatilerim öne geçmez. Adama değil, yaptığına bakarım.
Lucescu vasıfları olan hocaydı. Ama çalışma izninin iptalini istedim. Çünkü ülkeme, Türkiye'ye hakaret etti. "Bu ülke Çavuşescu'nun Romanyası olmuş" dedi.
Daum da vasıfları olan hocaydı. Ama bir kokain kullanıcısının Türk gencinin önüne, lider, idol olarak konulmasını sindiremediğim için onun da çalışma izninin iptalini istedim.
Ama zamanın İçişleri Bakanları benimle ayni fikirde değildiler. Kulüpçülük yaptılar ve hakareti de, kötü örneği de sineye çektiler.
Bu iki hoca da Türkiye'ye yeniden gelmeye kalktıklarında, benden ayni tepkiyi almaya devam edeceklerdir.
Yani Sevgili Kemal, Hıncal ağbin elmalarla armutları karıştırmaz.. Sen de karıştırma aman.. Bu ülkede saygın, inanılır spor yazarlarının sayısı giderek azalıyor zaten..
Bugünkü Tüm Yazıları
Tartışmanın düzeyini tutturabilmek..
Yayın tarihi: 10 Mayıs 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/10//uluc.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.