En göz yaşartıcı bomba ise, büyük medya grubunun,
"Polis devleti"ne karşı,
"işçiden, emekçiden yana" tavrı idi.
Buna diyecek yok. Helal olsun size, helal olsun!
Ama iktidar ile limoni olunmadığı durumlarda nasıl tezahür edebilirdi bu hassasiyet, elimizde içtihat çok.
"İşçiye, emekçiye" ve "3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü" nün gazetecilerine
"iş güvencesi kanunu", yani keyfi işten atmaya azıcık fren çıkmasın diye, DSP, MHP, ANAP koalisyonu ile önce al takke ver külah, sonra dönemin Çalışma Bakanı'na mayolu resmi eşliğinde manşetten haberle salvo mesela.
Elbette her şey değişmiş olabilir.
O yüzden, hem
"İşçi bayramı"ndaki hassasiyetleri, hem
"basın özgürlüğü"ne düşkünlükleri vesilesiyle, en şöhretli yazarları da dahil, tüm işçilerinin tam ücretlerinin tastamam brütünü, tam sigorta primi, tam vergisi ve tam kıdem hakkı ile birlikte bordrodan gösterecekleri gün bugündür.
Hem prim kaçmaz, hem vergi kaçmaz, hem "işçi hakkı" kaçmaz. Hem 1 Mayıs hakkı, hem 3 Mayıs özgürlüğü kutlanmış olur! Tabii sendika da olsa çok "İşçinin, emekçinin bayramı" olur!
Yayın tarihi: 4 Mayıs 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/04//haber,3ADF344730AF47C1BDE5A374BD3BFDE6.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.