Tartışmayı severim.. Tüm çocukluğumuzda en güzel vakit geçirme şeklimizdi Öcal Ağabeyimle tartışmak..
Akla hayale gelmez konular çıkarırdık tartışmak için.. Anneme fenalıklar basardı.. Babama şikayet ederdi bizi.. Babam kıs kıs gülerdi.. Bilirdi herhalde, o tartışmaların, o tartışmacı ve kazanabilmek için araştırmacı ruhun çocuklarının gelişmesine nasıl yardım edeceğini..
Mesleğimde de tartışmayı sevdim.. Ama adam gibi adamlarla..
Bugün Hıncal takıntılı olanlar var.. Allahın günü bahane yaratıyorlar, bana sataşmak için.. İnanın popomla gülüyorum.. Affedersiniz ama gerçek bu..
Hıncal'la tartışıp bir yerlere gelmek isteyenler var. Onlara acıyorum. Adları köşemde geçmiyor. Oyunlarına gelmiyorum çünkü..
Tartışma adabını bilmeyenler de bir süre sonra muhatabım olmuyorlar artık.
Allahın günü sağda solda, hakkımda yazılıp söylenenlere yanıt vermeyişim bundan..
Bir de, karşılıklı saygı ve sevgiyi yitirmeden, fikir savaşı yapanlar var.. Onların yeri ayrı..
Ercan Güven'le futbol tartışıyoruz zaman zaman.. Ercan'a sevgi..
Ali Eyüpoğlu'yla tartıştık.. Ne şeker bir üslupla yanıt verdi. Teşekkürler Ali..
"Hıncal Ağbi abartma" demiş, Çarşamba günü Radikal'de
Cem Erciyes .. Hayat boyu tartışacaklarımdan biri daha..
Sinema eleştirmenlerini savunuyor Cem.
Bu arada bu ülkede en az insan tarafından seyredilen Yumurta Filmine verilen "Halk" ödülünü de anlatıyor. Radikal Halk Ödülüymüş adı ve kapalı kutulara atılan oyların noterle sayılmasıyla belirleniyormuş..
Oy ve noter, olayı "Halk" yapmaya yetmez ki sevgili Cem..
O oyu verenler dağdaki çobanlar değil, Aysun Kayacılar çünkü..
İstanbul Film Festivali'ni bu ülkenin en seçkin insanları izliyor.. Çünkü o filmler ancak belirli bir kültür ve eğitim düzeyinin üstündeki insanlar için.. O zaman onlara "Halk" diyemezsin.. Halkın tarifini bana yaptırma şimdi..
Halk, Mahsun'un filmini, Recep İvedik'i izliyor Cem.. Yumurta'yı değil.. Yanlış olan ödülün ismi.. İstanbul Festivalini izleyenler, Türk Halkını temsil etmezler.. İstanbul Müzik Festivalinde Bükreş Yaylı Sazlar Dörtlüsüne Halk Ödülü verirsen, inandırıcı olur musun?. Hangi halk?.. Nerde halk?..
Kemal Belgin sevdiğim dostlarımdan. Fenerli olmasına rağmen Fenerbahçe için özgür kaleminden dolayı ayrıca saydığım.
"Hıncal Abi, kan kaybediyorsun" demiş..
Her zaman diyorum. Benim yazımı eleştiriyorsanız, o bölümü alıntılayın ki, okurunuz doğru bilgilensin.
Ben demişim ki, maçların ayni saatte başlamasının örneği yoktur. Kemal diyor ki, "Oysa var.."
Yahu Kemal, var dediğin, örnek verdiğin turnuvaları yerinden izledim ben. Böyle bir şeyi inkar etmek için gerzek, ya erken bunamış olmam gerek.. Yazımı dikkatli oku..
Son maçların ayni saatte başlamasını mı eleştirdim ben.. Başlar tabii.. Ama son, en son maçlar.. Lige uygularsan, son haftanın maçları.. Böyle, Fenerbahçe Başkanı istedi diye, son üç haftanın maçları değil.. "Niye son üç hafta da, son dört, ya da son iki hafta değil mesela" dedim.. Onun örneği var mı Kemal?.
Bir şey daha dedim..
"Mesele ayni saatte başlamak değil, ayni saatte bitmek.. Rakiplerin maçları bittikten, puanları averajları belli olduktan sonra 16 dakika uzayan maçlar için önlem alındı mı" diye sordum..
Şimdi söyle bakalım Kemal, Kan kaybeden kim?..
Köşende benim ilk yazımı, senin cevabını ve şimdi bu yanıtımı alt alta yayınlar ve okurlarına sorar mısın o zaman, "Birisi kan kaybediyorsa bu kimdir" diye..
Sevgilerimle, sevgili kardeşim..
* * *
O devasa reklam sayfanın dörtte üçünü kaplamasa, bu yazı aslında dün çıkacaktı,
Atilla Dorsay'ın Hıncal sitemleriyle ayni günde ve yazdıklarının bir bölümünün yanıtını da içererek.
Sevgili Atilla, hayat boyu hem de nasıl keyifle tartışacağım bir dost, bir yazı bir üslup adamı.. Ona yanıtı buraya sıkıştıramam.. Haftaya tek başına yazı konusu olacak..
Bugünkü Tüm Yazıları
Tartışmanın dayanılmaz güzelliği..
Yayın tarihi: 3 Mayıs 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/03//uluc.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.