İSTANBUL'A hareket öncesi Kordon'da bir kahvelik mola verdik..
Bu nasıl benzersiz bir güzelliktir.. Deniz.. Önünde yemyeşil bir park.. Onun da önünde boydan boya uzanan kafeler, restoranlar ve cıvıl cıvıl insanlar..
Hayır yok..
Dünyanın hiçbir yerinde yok.. İstanbul?.. Geçiniz?.. Efsane Rio'da yok böylesi.. Gezdiğim hiç bir ülkede, kıtada, kentte yok..
Ve de İzmir'in dost insanları.. Yolda yürürken metre başı birisi, kadın, erkek selam veriyor, "Merhaba" diyor.. Yanınıza gelip "Hoş geldiniz" diyor.. Sadece o kadar.. Bu candanlığın içtenliğin ardından size başka şeyler fısıldamıyorlar. Anlatmak istedikleri, bekledikleri, istedikleri bir şey yok.. Sadece şarkıdaki gibi.. I just call!.. Sadece sevgiyi ifade etmek için..
Salı gecesini, Nebil'le, kaldığımız Best Western'in genel müdürü eski ve çok sevgili dost Muzo'nun belirledikleri Su'da geçirdik.. Haşo da vardı.. Ağbim, yengem ve Muzo'nun eşi de.. Kordon'da enfes bir yer Su.. Balıkçı güya.. Ama balığa sıra gelmedi bir türlü.. Öyle nefis bir meze bombardımanına uğradık ki, iki saat boyu, herkes bitti. Böylece ağbimle benim balıktan hoşlanmadığımız da ortaya çıkmadı.
İzmir'e yolunuz düşerse, Su'ya uğrayın derim, tüm keyif ehline.. Güven Canik sizi de mutlu edecektir.
Yeri gelmişken.. İzmir'in yeni simgesi Reyhan Pastanesinde 5 çayı... 70'lerin Bonjur'u o şimdi. Benim vaz geçilmezim Altın Kapı'da bir öğle yemeği şart. Güneş batarken de Kordon'da Osmanlı Kahvesinde Demirhindi Şerbeti ve meraklıysanız, nargile..
Sabah Yaşar Üniversitesi'ndeydik. Mihmandarımız öğretim görevlisi ve medya merkezi müdürü
Hakan Atiş eski meslekdaş.. Rektör, Prof.
Murat Barkan'la Eskişehir Anadolu Üniversitesi'ni bitirmişler devre farkıyla.. İkisi de bu üniversiteyi yoktan var eden
Yılmaz Büyükerşen'i anlattılar her fırsatta.. Vefanın böyle güzelliğini ara sıra hatırlamak hoş oluyor.
Bir de
Faruk Kalkan'a rastlamam mı?.. Bu ülkede televizyonu kuran ekipten, 70'li yıllarda. TRT'nin TRT olduğu devirdeki unutulmaz Forum programının yapımcısı. Şimdi adının önünde "Prof.Dr." yazıyor. Üniversitenin Sinema, Televizyon Bölümü Başkanıymış.
Üniversitede iki saat kaldık, ama iki gün kalabilirdim. Öyle keyif aldım gençlerden.. Nasıl güzel sorular, nasıl keyifli bir sohbet..
Öğleden sonra 9 Eylülde bir karışıklık oldu. Bizim Nebil'in de günahı var. İki ayrı kulüple iki ayrı organizasyon yapmış iki ayrı fakültede, farkında olmadan.
Gittiğimiz salon arka arkaya toplantılarla dolu. İzmir'in trafiği İstanbul'dan beter olmuş. Geciktik. Bizden sonraki toplantı yüzünden de, 40 dakikada bitirmek zorunda kaldık. Bu defa sohbet nerdeyse başlamadı bile.. Hava alanına doğru yola çıktığımızda öğrendik ki, bir başka salonda da bizi bekliyormuş başka gençler..
Çok üzüldük ama yapacak bir şey yok..
9 Eylül'e söz verdik. Dönüşte işi bitirdik. 15 Mayıs'ta ordayız.. Onlarlayız. Yaz sıcakları basmadan bir kez daha İzmir'de olacağım yani..
Harika!..
Bugünkü Tüm Yazıları
Kordon boyu seyrine çıkmış..
Yayın tarihi: 3 Mayıs 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/03//haber,8CC861052B9245538B9A29E4540F0E5B.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.