2005'te yüzde 55 hissesi 6.55 milyar dolara yabancı sermayeli Oger Grubu'na satılan
Türk Telekom'un kamu hisselerinin bir bölümü halka arz ediliyor. Bu halka arz, Türkiye sermaye piyasasının gelişimi açısından önemli bir adım olarak kabul edilirdi. Çünkü başka ülkelerde de telekom şirketleri piyasaların sürükleyici hisselerinden biri. Bu beklentiyle Telekom'un halka arzı,
yaygın yerli yatırımcı kitlesini sermaye piyasasına kazandırması açısından önemli bir fırsat olacaktı . Bu nedenle Telekom'un borsaya gelmesini gecikmiş bir proje diye de değerlendirebiliriz.
-
Bu ortamda mı?- Gecikmesine gecikti de, bu ortamda mı gelmeliydi acaba, diye de sorulabilir. Çünkü
ortam halka arzlar için elverişli değil. Bu nedenle hem dünyada hem de Türkiye'de sıraya girmiş bazı halka arzlar birer birer geri çekildi. Çok azı gerçekleştirilebildi.
Risk alma iştahının düştüğü bir dönemde Türk Telekom acaba yerli yatırımcıları borsaya kazandırmakta ne ölçüde başarılı olacak? Bunu biraz da talep toplanmasından sonra göreceğiz. Ancak ortam uygun olmamasına karşılık, Türk Telekom bu fiyat üzerinden halka arzı başarıyla sonuçlanabilir.
-
Fiyatı kırdılar- Çünkü madalyonun öteki yüzünde, fiyat kırılması gerçeği var. 6.5 fiyat kazanç oranıyla Türkiye'nin en büyük şirketlerinden birinin hisseleri satışa çıkarılıyor. Yatırdığınız parayı 6.5 yılda şirket kazanıyor.
Normalde şirketin yüzde 15'inin halka arzından 3.54 milyar dolar satış hasılatı elde edilmesi beklenirken şimdi hisse başına verilen fiyat aralığına göre bu rakam 2 milyar dolar civarına gerileyebilir. Böyle bir rakam da, 2005 Eylül'ünde şirketin blok satış fiyatı üzerinden toplam piyasa değeri olan 11.9 milyar dolarla aynı düzeyde bulunuyor.
Düşünün o zamandan bu yana borsa yüzde 65 artmış. Aynı sektörde bulunan bir başka telekom şirketi yüzde 95 prim yapmış. Türk Telekom da özelleşmiş, faaliyet alanlarını genişletmiş. Üzerinden kamusal yükleri de attığı için gelirlerini artırmış.
Buna karşılık piyasa değeri üç yıl öncesine göre değişmemiş. Ortamın elverişsizliğini de dikkate alan satış yetkilileri, bunu fiyat yoluyla kompanse etmeyi tercih etmişler.
-
Satıştaki motif- Ama keşke hisse senedine talebin daha yüksek olduğu dönemde bu satış yapılsaydı da, kamu daha çok gelir elde etseydi. Sermaye piyasası da bu arzdan beklediği yerli yatırımcı patlamasına kavuşabilseydi. Yine de Telekom yatırımcı sayısını artırabilir ama normal zamanlarda çekebileceği 100 binlerce yatırımcı varken, şimdi bu sayı belki de 10 binlerle ifade edilebilecektir.
Tabii ki burada özelleştirmenin siyasi irade ile yapıldığını eklemek gerekiyor. Bu iradenin de sermaye piyasasının kazanımları yanında başka birtakım gerekçeleri olabilir. Dikkate aldığı tek kıstas piyasanın elverişliliği olmayabilir.
Bu küresel konjonktürde Türkiye'nin yüksek cari açığını ve bütçe açığını finanse edebilmesi için, özelleştirme gelirine şiddetli ihtiyaç duyabilir. Eğer durum böyleyse önümüzdeki dönemde ortam uygun olmamasına karşılık başka özelleştirmeleri beklemek gerekiyor. Örneğin Halk Bankası'nın satışı gibi.
-
Hükümetin yaptığı- Varlık satışıyla açık kapatma yoluna bir kez girilmişse bundan geriye dönüş ancak yeni bir kırılma ile mümkün olabiliyor. Hükümetin de yaptığı herhalde bu. Ekonomide herhangi bir kırılmayla karşılaşmamak için, varlık satışlarını hızlandırmak ve ülkeye dış kaynak girişinin devamını sağlamak istiyor. Böyle bir yola belki isteyerek ve bilerek girdik ama devam etmek artık bir tercih değil, zorunluluk.
- Sonuç- "Bütün zorluklar, kendimizden kaynaklanır." John Lubbock
Yayın tarihi: 29 Nisan 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/04/29//yildirim.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.