Yeni tartışma konusunu Wall Street Jaurnal ortaya attı. Acaba Türkiye'de stagflasyonun ihtimali ne? Yani önümüzdeki dönemde hem yüksek enflasyon hem de ekonomik durgunluk bir arada yaşanır mı? Gazete Türkiye'yi Romanya ile birlikte stagflasyona doğru giden iki aday olarak gösteriyor.
-
Türkiye sınırda- Gerçekte Türkiye iki veride de, sınırda bir yerde bulunuyor.
Daha kötüye gidip gitmeyeceğimiz, dünyadaki gelişmeler yanında Türkiye'deki gelişmelere bağlı. İddianın Türkiye hakkında ortaya atılması, hem bu iki veride sınırda bulunmamızdan hem de geçmişteki sicil bozukluğundan olsa gerek.
Yüksek enflasyon içinde 35 yıl kadar yaşadık. Bu yılların hatırı sayılır bir kısmı da ekonomik durgunluk hatta yüksek oranlı daralmalarla geçti. Yani stagflasyona yabancı değiliz.
-
Dünyada da yükseliyor- Enflasyon mart sonunda yüzde 9.15 ile çift haneli rakamlara dayandı. 2004 yılının mayıs ayından itibaren enflasyon tek haneli rakamlara inmesine indi ama burada yüzde 7-9 arasında patinaj yapıp durdu. Son dört yıldır enflasyonda net bir başarımız yok. Üçüncü yıldır da enflasyon hedeflemesinde başarısız oluyoruz.
Buradaki şansızlık ise hem enerji fiyatlarının hem de dünyada enflasyonun yükselmesinde. Küresel ısınmadan dolayı gıda fiyatları artıyor. Emtia fiyatlarının da etkisiyle dünyada genelde enflasyon başkaldırmış durumda.
Merkez bankaları da şu anda en büyük önceliği finansal piyasaların istikrarına vermiş, enflasyonu ikinci plana itmiş durumdalar.
Yani enflasyon tehlikesinde olan sadece Türkiye değil, genel anlamda küresel bir enflasyon tehdidi söz konusu.
-
Kurların etkisi- Özelinde bir şanssızlık da Türkiye'nin içinden kaynaklanıyor. O da döviz kurlarını düşürerek enflasyonu düşürmenin sınırına dayandık. Artık kur düşse de enflasyon pek düşmüyor. Ama küresel piyasalardaki dalgalanma ile kurlarda yukarı yönlü bir hareketlenme başladı. Dolayısıyla kur artışlarından kaynaklanan enflasyonu düşürme avantajı önümüzdeki dönemde olmayacak. Hatta
kur sıçramaları olursa, bu enflasyon sıçramasının da en büyük nedeni olacak. Zaten iddia da, böyle bir temele oturuyor. Yani kur sıçramadıktan sonra en azından enflasyonda sıçrama olasılığı zayıf. Çünkü talep canlı değil.
-
Büyüme yavaşlıyor- Yüksek büyümenin de sonuna geldik. 2002'nin ikinci çeyreğinde başlayan yüksek büyüme geçen yılın ikinci yarısında yüzde 3.5 düzeyine geriledi. Yıllık bazda yüzde 4.5'luk bir büyümeye inildi. Bu yılki büyümenin ise biraz daha gerilemesi bekleniyor. Ama dünya ve Türkiye'de gelişmeler daha dramatik bir hal alırsa büyümeyi de sıfıra doğru indirebilir. O zaman korkulan gerçekleşebilir yüksek enflasyona bir de düşük büyüme veya büyüyememe eklenebilir.
Biz bu durumun hemen gündeme gelebileceğine fazla ihtimal vermiyoruz. Ancak
küresel kriz uzun sürer ve gelecek yılı da kapsarsa, Türkiye'deki siyasi gelişmeler de tam bir istikrarsızlığa dönüşürse, stagflasyon ihtimali ciddiye binebilir. Ancak şu da vurgulanmalıdır: Stagflasyon ABD'de ve dünyanın çeşitli ülkelerinde gündemde. Yani
Türkiye stagflasyona girecekse bu küresel kriz ortamında tek başına girmeyecek. Tıpkı kredi notunda olduğu gibi, Türkiye'nin adının stagflasyonda da, ön plana çıkarılmasında erken davranıldığını, geçmişten kalan önyargıların etkili olduğunu düşünüyoruz.
- Sonuç- "Uzun, ne tadın var ne tuzun." Türk Atasözü
Yayın tarihi: 16 Nisan 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/04/16//haber,843C2CFCC4794C329EAC8BDDCF007DB4.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.