'Kaybettiğimiz toprakları geri alacağız'

Yapı Kredi Bankası'nın geçirdiği ara dönemde bir miktar mevzi kaybettiklerini ifade eden Yapı Kredi Genel Müdürü Tayfun Bayazıt, "2009 sonunda kaybettiğimiz toprakları geri almış olacağız" diye konuştu. Yapı Kredi'nin geçirdiği ara dönem içinde bankacılık yapılanmasının da ciddi şekilde değiştiğini savunan Bayazıt "Daha önce tüketiciyi odak almayan bir rekabet vardı. Kriz sonrası bankacılık da çok ciddi evrim geçirdi. Oyunun kuralları çok daha karmaşık oldu ve sermaye gücüne bağlı bir hale geldi. Şimdi rekabet müşteriyi memnun etmeye yöneldi" dedi. Bu kapsamda şanslarını "Yapı Kredi'nin müşteri odaklılığı erken fark eden bir banka olması" şeklinde tanımlayan Bayazıt, şunları kaydetti: "Müşterinin elinde çok seçenek olduğu için sadece kapıdan içeriye girmesi yeterli değil. Önemli olan burada tutmak. Sadece fiyat bazında, sermayeyi yiyen bir rekabet değil, çok daha rasyonel bir rekabet var. Biz de 2007'de başlayan yapılanmamızda buna odaklandık. Müşteri hizmetlerini aylık olarak ölçüyoruz. Çalışanlarımızın performans değerlendirmesinde bile bu ölçümler etkili oluyor." Bayazıt, dünya ve Türkiye ekonomisi ile ilgili görüşlerini SABAH'la paylaştı.

* Global piyasalardaki gelişmeler sizin 2008-2009 projeksiyonunuzu etkiledi mi?
Biz her yıl Unicredit için 3, Koç grubu için 5 yıllık planlar yapıyoruz. Bu planlarda özellikle orta ve uzun vadeli planlarımızı ortaya koyar, kısa vadeli planlarımızla bunların çakışmasını sağlamaya çalışırız. Uzun vadeli planlar ise vizyonumuzu ortaya koyar. Geçen yıl yaptığımız üç yıllık planlar da bizim bu yıl için büyümenin ciddi bir şekilde arttığı enflasyonun hedeflere biraz daha yaklaştığı dünya ekonomisinin bu büyümeyi destekleyen yapısının olduğu öngörülerimiz vardı. Bu yıl gözüken o ki dışarıdaki gelişmelerin içeriye yansımaları olacak.

* Yansımanın boyutu ne olacak?
Türkiye özellikle AB'yle etkileşimi olan bir konumda, dışarıdaki gelişmelerle çok daha fazla etkileşimi olan bir ekonomi haline geldi. Son 4-5 yıl içinde aslında Türkiye'nin ciddi bir atılım yaptı. Enflasyon tek haneli rakamlara indirildi. Dışarıdan çok ciddi yatırımları içeriye çektik. Bu portföy yatırımlarıyla da desteklendi. Her ne kadar emtia ve enerji fiyatlarında ciddi artışlar olduysa da ve bunlar cari açığı olumsuz etkilediyse de bunun finansmanın kalitesi, dışarıdaki gelişmelerin içeride yapılan doğru işlerle birleştiğinde çok olumlu bir yatırım ortamı oluşturdu. Şimdi dünyadaki gelişmelere baktığımızda emtia ve enerji fiyatlarındaki artışın durulduğu bir ortam yok, ABD ekonomisinde konut kredilerinden başlayan daha sonra likidite krizinin kredi krizine dönüşen bir yapısı olduğu görülüyor.