Damlaya damlaya göl olmuyor, biliyorum. Ama ısrarla
'kumbarasız olmaz!' diyorum. Hepimiz tasarruf etme bilincini başucumuzda sakladığımız kumbaralarımızda öğrenmedik mi?
Kumbara,
İş Bankası'na ve Türk bankacılık tarihine damgasını vurdu. Çocukluğumuzun
fil sembollü,
elmalı kumbaraları tekrar geri döndü.
Ancak ben Nevşehir'in
Özkonak Kasabası'nda
'şifreli kumbara' yapmak için yola çıkan 12 yaşındaki
Arif Özden'in tasarruf etme bilincine takıldım.
Baba işsiz, evde bir kardeş var.
Mareşal Fevzi Çakmak İlköğretim Okulu'nda okuyor. Pazar günleri de pazarcılara yardım ediyor, para kazanıyor. Aile bütçesine katkıda bulunuyor, okul masraflarını karşılıyor. Arif, birikimini kendi yaptığı tahta kumbarada biriktiriyor.
Ancak aile paraya sıkışınca Arif'in kumbarasını kırıp parayı harcıyor, Arif üzülüyor. Sonunda okuldaki tasarım öğretmeni Erdoğan Yalçın'a,
"Ben şifreli kumbara yapmak istiyorum," diyor.
Arif, henüz şifreli kumbarayı yapamamış ama
İş Bankası Müzesi'nde tahta kumbarası sergilenmeye başlamış.
Çünkü İş Bankası 'kumbara' ya sahip çıkıyor. Çocuk bayramında 'kumbara' sergisini açıp, Arif'in yaratıcı fikrini desteklemiş. O yüzden İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı
Caner Çimenbiçer ve Genel Müdür
Ersin Özince'den kumbara sembollü özel bir tasarım yarışması beklemek en doğal hakkımız değil mi?
Yaratıcılar desteklenmeli!
Arif gibi gençler tasarruf bilinci olmayan Türkiye'ye model olmalı...
Yayın tarihi: 24 Nisan 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/04/24//okur.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.