TÜRK-İŞ: 1 Mayıs'ta Taksim'e 500 bin kişi geleceğiz
TÜRK-İŞ Genel Sekreteri Mustafa Türkel, 1 Mayıs'ı Taksim Meydanı'nda kutlamaya ''kararlı olduklarını'' belirterek, ''Devletin görevi, cebir ve şiddet kullanmak değildir. Devletin görevi, kanunlara uyulmaması halinde kanunlara uyulmamasının gereği olan dava açma hakkını kullanmaktır'' dedi.
Türkel, TÜRK-İŞ'e bağlı sendikaların şube başkanları ile TÜRK-İŞ 1. Bölge Temsilciliği'nde 1 Mayıs kutlamalarıyla ilgili değerlendirme toplantısı yaptı.
Toplantının basına açık bölümünde konuşan Türkel, 1977 yılı 1 Mayıs'ında Taksim Meydanı'nda meydana gelen olaylar nedeniyle ''her yıl 1 Mayıs geldiğinde bilinçli ya da bilinçsiz olarak 1 Mayıs'ın korku ve tedirginlik günü olarak gösterildiğini'' savundu.
TÜRK-İŞ, DİSK VE KESK'in bu yıl 1 Mayıs'ı Taksim Meydanı'nda kutlama yolunda irade ortaya koyduğunu belirten Türkel, işçilerin talepleri karşısında hükümet yetkililerinin 1 Mayıs'ın bayram olmasını kabul ettiğini, ancak tatil günü olmasını ve Taksim'de kutlanmasını ise kabul etmediğini hatırlattı.
Türkel, bu yıl 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanması için çeşitli girişimlerde bulunduklarını kaydederek, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü ziyaret ettiklerini ve kendisinin ''taleplerini olumlu karşıladığını'' ifade etti.
Başbakan Erdoğan'ın, 1 Mayıs ile ilgili son açıklamalarında ''talihsiz ifadeler'' kullandığını dile getiren Mustafa Türkel, ''Sayın Başbakan'ın bu açıklamalarını yorgunluğuna, asabiyetine veriyoruz. Umuyorum bunu düzeltir ve işçilerden, çalışanlardan özür diler. Biz sayın Başbakan'ın yaptığı bu açıklamadan da gördük ki, Taksim bizlere kapatılmak istenmektedir. Biz 31 yıldır Taksim'de olmayanı yaşamak istiyoruz. Elimizde çiçeklerimiz, kardeşlik, özgürlük türküleri söyleyerek, herkese açık olan bu meydanda 1 Mayıs'ı kutlamak istiyoruz'' diye konuştu.
''DİĞER YÜZÜMÜZÜ DÖNDÜRECEĞİZ''
Türkel, 1 Mayıs'ta Taksim'de olacaklarını ve çöpleri, afişleri, flamaları yerlere bırakmayacaklarını da dile getirerek, şöyle devam etti:
''Biz Taksim'e 500 bin kişi geleceğiz ve 500 bin tane karanfil bırakacağız. Sevgimizi, dostluğumuzu bırakacağız. Ülkemizdeki yasakların ve engellerin kardeşlik türküleri söyleyerek nasıl aşılabileceğini göstermek için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Ancak bazı basın yayın organlarında 1977 takıntısı olduğunu görüyoruz. Yine halkımıza korku aşılanmak isteniyor. Her 3 konfederasyon adına söylüyorum ki; Türk halkı, İstanbul halkı rahat olsun. Biz kimsenin burnunun kanamaması için, kimsenin yüzünün asılmaması için 1 Mayıs'ı tertipleyen örgütler ve çalışanlar olarak her türlü desteği ve kolaylığı onlara sağlayacağız. Emniyet güçleri veya diğer güçler olsun, bize birileri şiddet göstermeye kalktığında asla şiddetle cevap vermeyeceğiz. O gün birileri yüzümüze şamar atmaya kalkarsa, bilsin ki diğer yüzümüzü döndüreceğiz. Çünkü biz inat ettik o günü kardeşlik ve bayram olarak kutlayacağız.''
Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan'a çağrıda bulunan Türkel, ''Taksim'de 1 Mayıs kutlamasını ve tatil olması isteğini bir inatlaşma olarak kimse görmesin. Bu, halkın ve çalışanların bir talebi olarak görülsün. Düzenlemeler yeniden gözden geçirilerek, bu fırsat kaçırılmasın. Başta İstanbul Valiliği olmak üzere devletin tüm erkanına diyoruz ki; biz 1 Mayıs'ı Taksim'de kutlayacağız. Başkanlar Kurulumuzun açıklandığı üzere Taksim ısrarımızı koruyoruz. Biz o günü emek, kardeşlik, dostluk, demokrasi ve özgürlükler günü olarak kutlamaya olan inancımızı koruyoruz'' diye konuştu.
''İÇİMİZE SİNDİREMEYİZ''
Tüm İstanbul halkını 1 Mayıs'ta Taksim'e çağırdıklarını kaydeden Türkel, ''Gelin milyonlarla Taksim'de olalım. Milyonların sesi tek ses olarak çıksın. Ülkede demokrasi ve özgürlüğü sindirerek, yaşayalım'' dedi.
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Türkel, ''1 Mayıs'ı Taksim Meydanı'nda kutlayacağınızı söylediniz. Bu kararınızdan artık dönüş yok mu?'' sorusu üzerine, ''Söyleyeceğimizi söyledik. Bunun dönüşü falan olmaz. 1 Mayıs'ta Taksim'deyiz'' dedi.
''Hükümete çağrıda bulundunuz, ancak çağrınıza cevap gelmezse, İstanbul Valiliği Taksim yasağını uygularsa, geçen yıl yaşanan olayları da göz önüne alırsak ve bu sene yaşanabilecek olaylardan kim sorumlu olacak?'' sorusuna karşılık Türkel, şöyle dedi:
''Biz vergisini ödeyen, üreten vatandaşız. Ülkenin ekonomik gelişmesi ve kalkınmasına büyük katkılar veren emek dünyasıyız. Yılbaşı kutlamalarına, futbol karşılaşmaları sonucu zafer kutlamalarına açık olan Taksim'in yalnız emekçilere yasak olmasını içimize sindiremeyiz. Bunun sorumlusunu aramak istemiyoruz. Biz olay olacak gibi bakmıyoruz ama devletin görevi cebir ve şiddet kullanmak değildir. Devletin görevi kanunlara uyulmaması halinde kanunlara uyulmamasının gereği olan dava açma hakkını kullanmaktır. Devlet cebir ve şiddet kullanamaz. Emniyet gücüyle, güvenlik güçleriyle de olsa devlet cebir ve şiddete başvuramaz, vurmamalıdır. Günümüz dünyasında bunların kabul edilebilir bir yanı yok. Devlet, vatandaşına nazik davranmak zorunda. İlle sorumlu aranırsa yasalar bu konuda açıktır. Yasal işlemler yapılır, komite görevlileri hakkında davalar açılır, mahkemeler ve bağımsız yargı gereğini yapar. Devlet ancak bu yolla mücadele eder. Şiddete başvurursak devlet bize şiddetle karşılık verebilir. Şiddete başvurmadığımız sürece devletin herhangi bir organının bize karşı şiddete başvurması suçtur.''Toplantı, daha sonra basına kapalı olarak devam etti.
AA
Yayın tarihi: 24 Nisan 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/04/24//haber,A7F76DD4189E4275918A7AECD2C71AFC.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.